Bir taksici, Sebastian Vettel’i Fenerbahçe Stadı yerine yanlışlıkla(!) Maltepe Stadı’na götürmüştü. Bu yüzden Vettel, ancak 20’nci dakikada yetişebildi maça. Bu arada Yılmaz Erdoğan’la Ersin Korkut sadece birbirlerine pas veriyor, BKM ekibinden olmayan Kerem Alışık ya da Ferhat Göçer’i görmezden geliyorlardı. Rakipteyse sahanın en iyisi Lewis Hamilton, süratiyle dikkat çekiyordu. Bense kısa bir süre önce tanıştığım, lâkin o sıralar “Hatırla Sevgili” adlı diziyle Türkiye’nin sevgilisi olduğunu daha sonra öğreneceğim Cansel Elçin’in burnunu dağıtmıştım birkaç dakika önce. Üstelik aynı takımdaydık Cansel’le!
Nisan ayında dünya futbolunun bir numaralı gündemi, Real Madrid’li Ronaldo’nun Juventus’a attığı muhteşem röveşata golüydü. Ben de kamuoyunun geneliyle aynı fikirdeyim, bu gol gerçekten de futbol tarihinin en iyilerinden biri. Zira bir golü güzel yapan sadece estetik güzelliği değildir. Örneğin size “Malezyalı Mohd Faiz Subri’nin Pinang-Pahang maçında attığı golü hatırlıyor musunuz” desem; birçoğunuz herhalde alaycı bir şekilde gülümsersiniz. Oysa Subri, 16 Şubat 2016’da belki de Dünya futbol tarihinin en güzel gollerinden birini attı. Bu yüzden de FIFA Puskas ödülünü kazandı. Ama bir golü unutulmaz yapan şey sadece estetik değeri değil. Önemi, kaydedildiği seviye, atıldığı rakip de en az güzelliği kadar önemli. Bugün hemen hiç kimse Subri’nin iki sene önce attığı frikiği hatırlamazken, Roberto Carlos’un 21 yıl önce Fransa’ya attığı frikiği unutamıyoruz hiçbirimiz.
Ben de bu yazıda tamamen sübjektif bir değerlendirmeyle en güzel goller listemi yaparken sadece önemli sayıları dikkate almaya çalıştım. Her kategoride zorluk seviyesi, turnuvanın ismi, rakip takım ve kaleci gibi faktörleri gözetmeye çalıştım.
1)Tarihin en iyi vole golü: Zidane (Real Madrid-Leverkusen, 2002)
Plase: James Rodriguez (Kolombiya-Uruguay, 2014)
15 Mayıs 2002, Bayer Leverkusen için tarihlerindeki ilk Şampiyonlar Ligi finali, Real Madrid içinse son 5 yıldaki 3’üncü şampiyonluk fırsatı anlamına geliyordu. Maç, Raul ve Lucio’nun karşılıklı golleriyle geçerken 45’inci dakikada olağanüstü bir şey oldu: Roberto Carlos soldan son derece yüksek ve vurulması zor bir orta yaptı ama orada zoru kolaya çevirebilecek bir adam bekliyordu: Zinedine Zidane… Zidane’ın o vole golü kupayı Real Madrid’e getirirken, Fransız maestroyu da Haziran 1998’den sonra ikinci kez yeryüzünün en iyisi noktasına taşıyordu.
Bu maç hem Dünya futbol tarihinin en önemli vole gollerinden birine sahne oldu. Hem de 68’inci dakikada sakatlanan Cesar’ın yerine oyuna giren genç kaleci Casillas’ın tüm dünyanın saygısını kazanmasını sağladı. O gün 21 yaşında olan Casillas, bugün kariyerinde 1000 maç barajını aşmış durumda.
2)Tarihin en iyi “akan oyunda uzaktan şut” golü: Ronaldinho (Barcelona-Chelsea, 2005)
Plase: Clarence Seedorf (Real Madrid-Atletico Madrid, 1997)
Mourinho’nun Chelsea’si, Premier Lig’de 9 puan farkla liderdi. Rijkaard’ın Barcelona’sı ise ligde Real Madrid’den fark yemişti. 2-1’in rövanşında Chelsea sadece 19 dakikada attığı 3 golle gökyüzüne ulaşmış, Ronaldinho tek başına bu rüzgârı durdurmaya çalışıyordu.
38’inci dakikadaki mucizevi vuruşuyla durdurdu da. Ronaldinho yay üstündeydi. Top önünde duruyor, ama şut atacak boşluğu bir türlü bulamıyordu. Zira çevresinde tam 4 Chelsea’li, Terry, Deco, Gudjohnsen ve Carvalho vardı. Ronaldinho o topa ne zaman vurdu, nasıl vurdu; o top, 4 kişinin arasından nasıl geçti, hâlâ anlayan olmadı. Topu son gördüğümüzde, sol direğin alt köşesinden ağlarla buluşuyordu sessizce.
3)Tarihin en iyi kafa golü: Robin van Persie (Hollanda-İspanya, 2014)
Plase: Sergio Ramos (Real Madrid-Atletico Madrid, 2014)
2014 Dünya Kupası grup maçıydı. Son 3 büyük turnuvanın şampiyonu İspanya, doğal olarak Brezilya’ya da favori olarak gelmiş; Hollanda karşısında da 1-0 öne geçmişlerdi. Sonra garip bir şey oldu; Hollanda, tarihin en sükseli geri dönüşlerinden birine imza atıp maçı 5-1 kazandı. Fitili, uçan Hollandalı Robin van Persie, uçarak attığı kafa golüyle ateşledi.
Van Persie, hayatında attığı en önemli golün arkasında Van Gaal sihri olduğunu söylüyor: “Turnuvadan önce tam 8 hafta oynayamamıştım. Rio yönünde uçağa binerken de ağrılarım vardı. Ama oynamayı o kadar çok istiyordum ki, ağrılarımı gizleyip sahaya çıkmaya kararlıydım. Maçtan üç gün önce inanılmaz bir şey oldu, karım aradı ve Van Gaal’in eşinin onu Rio’ya davet ettiğini söyledi. Van Gaal, görülmemiş bir risk alarak tüm eşleri-sevgilileri ve çocukları maçtan hemen önce kampa davet etmişti. Amacı, tansiyonu düşürmekti. Düşürdü de. O maçı 5-1 kazandıysak, sebebi Van Gaal’in insani yaklaşımıdır”
4)Tarihin en iyi frikik golü: Roberto Carlos (Brezilya-Fransa, 1997)
Plase: David Beckham (İngiltere-Yunanistan, 2001)
1997’de Roberto Carlos’un Fransa’ya attığı o gol, yaygın yanılgının aksine FIFA Konfederasyonlar Kupası’nda değil, Tournoi de France’ta atılmıştı. Dünya Kupası’na hazırlık amacı taşıyan bu turnuvada Brezilya’nın kadrosunda Roberto Carlos’un yanı sıra Taffarel, Cafu, Aldair, Dunga, Ronaldo ve Romario da bulunuyorlardı. Carlos bu şutu 35 metreden atmasına rağmen, kaleci Barthez 4 kişilik bir baraj kurdurmuştu. Barajdaki Deschamps, Desailly, Vieira ve Thuram, bu inanılmaz golü engellemeye yetmemişlerdi.
5)Tarihin en iyi penaltı golü: Antonin Panenka (Çekoslavakya-Almanya, 1976)
Plase: Zinedine Zidane (Fransa-İtalya, 2006)
Bu listeye aldığım 22 golden canlı olarak izleyemediğim tek gol, Panenka’nın penaltısı. 1976 Avrupa Şampiyonası finalinde Çekoslavak Antonin Panenka tarafından atılan bu gol, hem bir tarza isim verecek, hem de futbol tarihini değiştirecekti. Euro’72 ve Dünya Kupası 1974’ün şampiyonu Almanya, eğer Euro’76’yı da kazansa, tarihte 3 büyük turnuvayı üst üste kazanan ilk ülke olacaktı. Ama penaltılara kalan bu maçta son atışı soğukkanlılıkla yapan Panenka, kupayı da Almanlar’ın elinden alan adam oldu.
6)Tarihin en iyi slalom golü: Diego Maradona (Arjantin-İngiltere, 1986)
Plase: Lionel Messi (Barcelona-Getafe, 2007)
Benim canlı izlediğim ilk turnuvanın son çeyrek final maçı… Mexico City’de 115 bin futbolsever, 22 Haziran akşamı Azteca Stadı’nın yolunu tutarken, muhtemelen futbol tarihinin en unutulmaz maçını izleyeceklerinden haberleri yoktu.
Maradona, 51 ve 55’te attığı 2 golle, İngiltere’yi evine gönderirken, iki sayı da spor tarihinin unutulmazları arasına girecekti. Herkes o maçta “Tanrı’nın eli”ni hatırlıyor, ama Maradona 65 metrelik
bir driplingle, 6 kişiyi en az ikisinden tekme yemesine rağmen çalımlayarak attığı golle, bence Tanrı’nın elini de unutturacak bir işe imza attı.
7)Tarihin en iyi “dar açı” golü: Marco van Basten (Hollanda-SSCB, 1988)
Plase: Cristian Vieri (Atletico Madrid-PAOK, 1997)
Benim çocukluk kahramanımdı Marco Van Basten… Ben mahalle maçlarında topu sürerken “Van Basten, Van Basten” diye inletirdim ortalığı… Kahramanımın Van Basten olmasının sebebi de, Euro 1988’in finalinde attığı o inanılmaz vole golüdür.
Rakip SSCB, belki de tarihin en düzenli takımı. Kalelerinde belki de tüm zamanların en iyi kalecisi, Dassaev var. Soldan Mühren’in yaptığı orta son derece kötü, şandel ve Van Basten’in arkasına doğru. Van Basten o dar açıdan o voleyi nasıl vurdu; o top mu kaleye gitti, yoksa o kale mi topa geldi, hâlâ bilmiyorum yanıtını.
8)Tarihin en iyi “çalım” golü: Dennis Bergkamp (Arsenal-Newcastle, 2002)
Plase: Neymar (Barcelona-Villarreal, 2016)
Birçoğunuz Bergkamp’ın Newcastle deplasmanında attığı o fantastik golü youtube’dan izlemişsinizdir. Bense o golü televizyondan izleyen şanslı azınlıktanım. Newcastle’ı Bobby Robson çalıştırıyordu ve Arsenal için sezonun en zorlu deplasmanlarından biriydi o. Zaten bu gol, sadece 2-0’lık zaferin kapısını değil, 11 maçlık bir galibiyet serisinin de yolunu açacak, genç Wenger’in Arsenal’i 2001-2002 sezonunu şampiyon tamamlayacaktı. Bergkamp, bu inanılmaz gol öncesi çalım attığı şanssız Dabizas’ı, o pozisyonda hiç görmediğini söylüyor otobiyografisinde.
9)Tarihin en iyi röveşata golü: Cristiano Ronaldo (Real Madrid-Juventus, 2018)
Plase: Rivaldo (Barcelona-Valencia, 2001)
Tarihte birçok harika röveşata golü atıldı; mesela Mandzukic’in Real Madrid’e attığı röveşata, belki de organizasyon olarak tarihin en iyisi. Wayne Rooney’nin bir Manchester derbisinde City’ye attığı gol, Berbatov’un Liverpool’a 2010’da attıkları olağanüstü vuruşlar. Ama Ronaldo’nun golünü bir numaraya taşıyan faktörler bence şunlar: Kötü bir ortaya vurulmuş olması… Topun, 2 metre 40 santim gibi inanılmaz bir yükseklikte olması… Bir Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde, Torino’da, Buffon’a karşı atılmış olması… Bence Ronaldo’nun golüne önem olarak meydan okuyacak tek röveşataysa, 2001’de, La Liga’nın son haftasında, iki takımdan birinin Şampiyonlar Ligi vizesi alacağı ortamda, Rivaldo’nun maçı 3-2’ye getirip Barcelona’yı Devler Ligi’ne taşıdığı vuruş.
10)Tarihin en iyi aşırtma golü: Francesco Totti (Roma-Inter, 2005)
Plase: Uğur Meleke (Türkiye Karması-Formula 1 pilotları, 2011)
Bir taksici, Sebastian Vettel’i Fenerbahçe Stadı yerine yanlışlıkla(!) Maltepe Stadı’na götürmüştü. Bu yüzden Sebastian, ancak 20’nci dakikada yetişebildi maça (Evet kendisine Sebastian diye hitap ediyordum, zira iki yıldır üst üste karşılıklı oynuyorduk). Bu arada Yılmaz Erdoğan’la Ersin Korkut sadece birbirlerine pas veriyor, BKM ekibinden olmayan Kerem Alışık ya da Ferhat Göçer’i görmezden geliyorlardı. Rakipteyse sahanın en iyisi Lewis Hamilton, süratiyle dikkat çekiyordu. Bense kısa bir süre önce tanıştığım, lâkin o sıralar “Hatırla Sevgili” adlı diziyle Türkiye’nin sevgilisi olduğunu daha sonra öğreneceğim Cansel Elçin’in burnunu dağıtmıştım birkaç dakika önce. Üstelik aynı takımdaydık Cansel’le!
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS