“Mutu’yu affedemem” diyor Mourinho, “Sadece kokain kullandığı için değil, aynı zamanda hocasını yalancılıkla suçlayıp, alay ettiği için.”
28 Ekim 2004— Geçtiğimiz iki hafta içinde Avrupa futbolunun gündemini meşgul eden en önemli konuydu Mutu’nun kokain kullanması. Genç Rumen’in kendisini iyi hissettirecek bir şeyler içtiğini itiraf etmesi, iki yıl ceza alacağı ya da kulübüyle ilişkisinin kesilmesi de önemliydi belki, ama en dikkat çekici detay, Chelsea formasıyla ilk 3 maçında 4 gol birden atan Mutu’yu ihbar eden kişinin, hocası Mourinho olmasıydı.
Chelsea, iki yıl önce kokain kullandığı gerekçesiyle Avustralyalı kalecisi Mark Bosnich’i takımdan uzaklaştırdığında, o zamanlar sadece başı ağrıyınca hap içen Adrian Mutu, Parma’da başarıdan başarıya koşuyor, Karpatlar’ın yeni Hagi’si olarak kabul ediliyordu. Rus milyoner Abramovich, onu 16 milyon pound karşılığında Londra’ya davet edince de, genç Adrian, İngilizce bilmediği için olsa gerek(!), eşini adaya getirmemeyi tercih etti.
Londra’ya -1 çocuğu olmasına rağmen- bekar gelen Adrian, Chelsea formasıyla ilk üç maçta 4 gol atarak taraftarın ve menajer Ranieri’nin sevgilisi olmuştu. Bu kadar sevgili Mutu’ya yetmemiş olacak ki, performansını artık yeşil sahalarda değil, karanlık Londra gecelerinde de göstermeye karar verdi.
Gece kulüplerinde ve casinolarda bir sezon uçup gitmiş, 250 milyon Euroluk Chelsea’nin başına, bu değerin altında ezilmeyecek bir hoca gelmişti: Jose Mourinho. Henüz aylardan Temmuz’du. İlk kez genç Mutu’yla karşılaştığında, Rumen oyuncunun yanında iki de menajeri vardı. Sonrasını Portekizli teknik adamdan dinleyelim: “Ona kokain kullandığını duyduğumu söyledim. Üçü birden kahkahalarla güldüler, inkâr ettiler ve bunun büyük bir yalan olduğunu söylediler. Bu yüzden onunla bir daha konuşmadım. Ama davranışlarını takip ettim. Dengesizdi. Çok mutlu gözüküyorken, birden dünyası yıkılmışçasına mutsuzlaşıyordu. Ara sıra idmana geliyor, sonra uzun süreler -kimsenin görmediği bir yerlerde sakatlanarak- ortadan kayboluyordu. Evinin etrafında doktorlar dolaşıyor, neyi olduğunu sorduğumda, başının ağrıdığını söylüyorlardı. Önce Ocak’ta gidebilmek için bu numaraları yaptığını düşündüm. Sonraysa durumun değişmediğini anladım”
Ve Mourinho kararını verdi, kulüp doktorlarından Mutu için test istedi. Rumen futbolcunun nadiren geldiği idmanlardan birinin çıkışında idrar örneği alındı. Sonuç pozitifti. Önceleri gizlenen durum, kısa sürede basına sızdı. The Sun gazetesi, isim vermeden, Premier Lig’de ünlü bir golcünün kokain kullandığını yazdı. Birkaç gün içinde de Mutu’nun ismi deşifre oldu.
Önce yine inkâr eden genç adam, sonra kendisini iyi hissettirecek bir şeyler kullandığını itiraf etti. Herkes pişmanlığını dile getirmesini beklerken, o -deyim yerindeyse- pişkinliğini ifade eden açıklamalar yaptı: “Ceza aldığım periyod boyunca Chelsea’nin paramı ödemeyeceğine eminim. Ama beni kovacaklarını sanmıyorum, hayır kovamazlar”.
Evet, kovdular. Chelsea, bu konudaki hassasiyetini ikinci defa ispat etti ve Mutu’nun sözleşmesinin feshedildiğini açıkladı. Son söz yine, yalnızca sahada değil, saha dışında da şampiyon hocaya, Mourinho’ya: “Mutu’yu affedemem. Sadece kokain kullandığı için değil, aynı zamanda hocasını yalancılıkla suçlayıp, alay ettiği için. Ama, onun kısa zamanda düzelmesi gerek. Çünkü o bir baba. Evlat sorumluluğunu taşımak ve bir an önce kendini toplamak zorunda”
BARCELONA’YI DA KAYBEDİYORUZ
Bizce Barça’nın en büyük büyüsüydü, formasına reklam almaması. Betandwin isimli İsviçreli bahis şirketinin vereceği 15 milyon Euro’dan bin kat kıymetliydi bizce, modern futbol tarihi kadar eski bu gelenek. Ne yazık ki, sanayileşen oyuna direnen önemli kalelerden biri, Barcelona’nın da yıkılmak üzere olduğunu öğrendik. 17 milyon Euro eden Bayern München formasından sonra ikinci sırayı alacakmış Barcelona forması. Gönlümüzün birincisiydi oysa.
FUTBOLUN FERRARISİ SEZONU KAPADI
Futbol maçlarında takım değil de oyuncu tutar bazıları. O da benim tuttuğum adam. Futbolun Ferrarisi Djibril Cisse, sol ayağındaki tibia ve fibula kırıklarıyla sezonu kapattı. Lyonlu Cacapa da aynı gece canına kast eden bir tekme sonucu acıyla terk etti sahayı. Onu da bu yıl bir kez daha izleyemeyeceğimiz söyleniyor şimdi. Maradona’nın para verip izleyeceğim tek adam dediği Aimar, çarpışma sonucu şimdilik bilincini kaybetti. Hafta içi, Fadiga’nın ölümden dönmesi ve Sergio’nun dönememesi ile sarsılmıştık zaten. Önce sporcu sağlığı. Önce insan sağlığı. Önce, her şeyden önce.
RAÚL MADRİD
10 yıl, 500 profesyonel maç, 3 Şampiyonlar Ligi, 4 La Liga şampiyonluğu. 27 yaşındayken çok az futbolcuya nasip olmuştur, oynadığı kulübün yaşayan efsanesi olduğunu bilmek. Ve belki ancak birine nasip olmuştur, bu kadar başarıyla birlikte taraftarın, takımın ve dünyanın saygısını kazanmak. Nice yıllara, nice beş yüz maçlara Raúl González Blanco…
http://www.ntvmsnbc.com/news/293903.asp
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS