• ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
  • RADYO
  • VİDEO
Uğur Meleke resmi sayfası
  • ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
    • beIN Manşet, 8 Ağustos 2022
    • beIN Manşet, 1 Ağustos 2022
    • beIN Manşet, 27 Mayıs 2022
    • beIN Manşet, 26 Mayıs 2022
    • beIN Manşet, 25 Mayıs 2022
  • RADYO
    • Radyospor, 22 Mayıs 2018
    • Radyospor, 16 Mayıs 2018
    • Radyospor, 15 Mayıs 2018
    • Radyospor, 14 Mayıs 2018
    • Radyospor, 9 Mayıs 2018
  • VİDEO
    • beIN Sports, 22 Ocak 2021
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 23 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 19 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 12 Ağustos 2020
    • Avrupa Ligi Özel, Nesine, 10 Ağustos 2020
  • Facebook

  • Twitter

  • Pinterest

  • Instagram

  • YouTube

  • RSS

Görüş

Meleke: Yerden oynamalıyız

Meleke: Yerden oynamalıyız
Uğur Meleke
17 Kasım 2007

A Milli Takım’ın Norveç ile oynayacağı EURO 2008 eleme maçını NTV’ye değerlendiren Uğur Meleke, millilerin uzun boylu rakip karşısında yerden oynaması gerektiğini söyledi.

NTVSPOR
Güncelleme: 13:16 TSİ 17 Kasım 2007 Cumartesi

Nermin KARTAL ÖRKMEZ

NTV’nin sorularını yanıtlayan spor yazarı Uğur Meleke, A Milli Takım’ın Norveç ile oynayacağı kritik karşılaşmada, daha önceki maçlarda olduğu gibi topa sahip olmaya çalışması gerektiğini söyledi.

“Futbolcuların sabırlı olması lazım” diyen Meleke, millilerin uzun boylu Norveç takımı karşısında olabildiğince yerden top oynamasının gerektiğini söyledi.

Nermin Kartal Örkmez: A Milli Takım Norveç ile bir anlamda EURO 2008’de “olmak ya da olmamak” maçına çıkıyor. Norveç futbol olarak İngiliz geleneklerini sürdüren bir takım. Biz de İngiliz futbolu karşısında çok başarılı değiliz. Bizi nasıl bir maç bekliyor?

Uğur Meleke: Esasında artık İngiliz futbolunun da tanımı çok değişti ama tabii söylemek istediğini anlıyorum. Norveç de 10-15 yıl önceki klasik İngiltere gibi uzun boylu bir takım ve kenar ortaları onlar için önemli bir koz. Grupta 10 maç sonunda en çok korneri açık ara Norveçlilerin atmış olması da herhalde sürpriz değil. Üstelik kenar ortalardaki başarılarına iyi kontra atağa çıkmayı da eklediler. Bizim yapabileceğimiz en iyi şey ise, sanıyorum şimdiye kadar yaptığımızı tekrar etmek olacak. 10 maç sonunda biz, topa sahip olma konusunda açık ara öndeyiz. Yüzde 62.5 ortalamayla topa hükmetmişiz ki bu çok ciddi bir rakam. Yine topa çok sahip olacağız, yine rakibe baskı kurmaya çalışacağız. Bu kez bir de kontra fırsatı vermemeye gayret edeceğiz. Topu kaldırmayacağız, zaten kaldırdığımızda da çok başarılı sayılmayız. Yunanistan maçında 25 ortada sadece 1 isabet bulduk. Beraberlik onların işine geldiği için sabırlı olmak lazım. Bir gol bulurlarsa işimiz çok zorlaşır. İlk golü -belki de tek golü- biz atmaya çalışacağız. Grupta gol yedikleri 5 maçın sadece 1’ini kazanabilmişler ki o maçta da golü 4-0 öndeyken yediler! Bu önemli bir veri. Gol yediklerinde maçı çevirme konusunda yetersizler. Bu çok açık.

– Almanya’da oynadığımız ilk maçı kaleci hatalarıyla zor da olsa 2-2 bitirdik. O maça bakarak bizim nasıl bir şablonla sahaya çıkacağımızı tahmin ediyorsunuz? O maça nazaran daha yeni bir kadro ile karşılaşmaya çıkacağız. Milli takıma ilk kez çağrılan futbolcular var.

– Belki de en önemli dezavantajımız bu. Yunanistan grupta 24 oyuncuya forma şansı vererek liderliği garantilerken biz 34 değişik oyuncu oynatmışız. Hatta ilk 18’lerde 41 değişik sporcuya şans tanımışız. Bu rakamlar çok ciddi bir kadro istikrarsızlığımız olduğunu doğruluyor. Henüz bir ay önce oynadığımız Moldova maçında oynayan 7 oyuncu bugün kadroda bile yok! O yüzden Terim’in nasıl bir kadro ile sahaya çıkacağını herhalde bir tek kendisi biliyor. Ama şunu tahmin edebiliyorum, bu maçta geleceğin takımını sahaya sürecek değil! Sadece bu müsabakayı kazanma adına, son kez forma vereceği tecrübeli isimler sahada olabilir. Emre Aşık gibi, Rüştü gibi, hatta Yusuf gibi… Bütün elemeler boyunca lejyonerlerden düzgün faydalanamamamız da bir başka büyük problem. Avrupa’nın 4 büyük liginde düzenli oynayan ve zorluk derecesi yüksek maçlara alışık oyunculara çok ihtiyacımız var. 10 maçta Yıldıray sadece 73, Nihat sadece 108, Halil sadece 127 dakika sahada kalmışlar! Bunlar çok düşük faydalar. Sanırım bu kez Nihat sahada olacak ve onun form durumu da bizi heyecanlandırıyor.

– Teknik direktör Fatih Terim, takımı bir hafta öncesinden Norveç’in iklim şartlarına hazırlamak için Estonya’ya kampa götürdü. Bizce son derece doğru bir hareket. Fiziki şartlara hazırlanan takım şu anda size göre psikolojik olarak maça ne kadar hazır? Psikolojiden bahsetmişken Türkiye, Fatih Terim’i basın toplantısında güler yüzü ile seyretti. Basın mensuplarına ve ekranlardaki insanlara gülücükler dağıtıyordu. Ayrıca kendisini çok formda hissettiğini de söyledi. Bu psikoloji son maçlarda yaşanan basın – Fatih Terim gerginliğinin futbolculara yansıyıp bu motivasyon türünün futbolcu üzerinde tutmamasına bağlanabilir mi ya da başka bir deyişle bu pozitif enerji futbolcuyu motive edebilir mi?

– Doğrusu bu ‘motivasyon, inanç, arzu’ gibi unsurlara çok fazla anlam yüklediğimizi düşünenlerdenim. Sporcularımız Avrupa’nın üst düzey liglerinde veya Şampiyonlar Ligi – UEFA Kupası arenalarında boy gösteren, son derece profesyonel adamlar. Herhalde kendi kişisel kariyerleri adına da EURO 2008’e gitmeyi çok istiyorlardır. Onları artık Yunanistan maçında olduğu gibi Tarkan’ın “Bilirsin zır deliyiz biz” şarkısıyla motive etmeye çalışmak çok ilkel kalıyor. Zaten herkes gülmeli bence. EURO 2008’e gidememek de dünyanın sonu değil. Neticede bu bir futbol müsabakası ve Norveç’le Türkiye’den birisi turnuvaya gidemeyecek. Bu gerçeği kabullenmek ve rahat olmak lazım. Hatta belki bugün biraz daha az motive olmak lazım. Baskı kelimesinin yanından bile geçmemek lazım. Efsanevi basketbolcu Charles Barkley’in söylediği gibi: “Sporcunun üzerinde baskı falan yoktur. Baskı, her gün evdeki iki çocuğuna ekmek götürmek zorunda olan memurun üstünde vardır”. Öyle değil mi?

http://www.ntvspor.net/pages/17020.ASP

Related Items
Yorum Yaz

Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et

Görüş
17 Kasım 2007
Uğur Meleke

Related Items

Diğer Görüş İçerikleri

  • Devamı
    Derbiden taşan 6 ders

    Hakem penaltıyı verdi-vermedi, golde ofsayt vardı-yoktu tozu dumanı geçtikten sonra derbiden geriye ne kalıyor sahi? Pereira, Hamzaoğlu,...

    Uğur Meleke 28 Ekim 2015
  • Devamı
    10 numara, Oğuzhan mı Yunus mu olur?

    Beşiktaş kadrosunun bu yıla özgü önemli bir avantajı, çok sayıda oyuncusunun Euro 2016’nın kıyısında olması. Ersan, İsmail,...

    Uğur Meleke 21 Ekim 2015
  • Devamı
    Fransa 2016 için 7 umut

    Bundan tam 1 yıl önce, 13 Ekim 2014’te ilk 3 eleme maçından 1 puan çıkarabilmiş ve Fransa’2016’yı...

    Uğur Meleke 13 Ekim 2015
  • Devamı
    Golleri alanlar değil, adamlar atıyor

    Pereira’nın, Van Persie’yi Akhisar maçında kazanma şansı varken kazanmaması önemli bir kayıp. Maçların ardından yanlışlarını gayet güzel...

    Uğur Meleke 8 Ekim 2015
  • Devamı
    Bazen olmadığında olmuştur!

      Lucas Leiva, Beşiktaş’a gelseydi ilk 11’de oynabilir miydi? Burak Yılmaz, West Ham’a gitseydi Galatasaray önde sıkıntı...

    Uğur Meleke 1 Ekim 2015
  • Devamı
    Halefler:3 Selefler:1

    Türk futbolunda geride kalan haftaya halef-selef senaryoları damga vurdu: Maaşını G.Saray’ın ödediği Dzemaili Genoa’da ilk 11 oynarken,...

    Uğur Meleke 24 Eylül 2015
  • Devamı
    7 isimle hafta sonu

    Beşiktaş’ın Dzsudzsak yerine Quaresma tercihi, herhalde yıllarca tartışacağı bir detay olacak. Ama Güneş, Picassovari dokunuşlarıyla bu tercihi...

    Uğur Meleke 17 Eylül 2015
  • Devamı
    Terim çok başarılı, çok da şanslı

    Fatih Terim’in Türk futbolundaki müstesna yeri, büyük başarıları başlı başına koca bir kitap konusu. Ama o kitabın...

    Uğur Meleke 10 Eylül 2015

Copyright © 1999 Meleke.com

Genç spor yazarları sahayı zorluyor
Spor yazılarının da edebi değeri olmalı