Portekiz 2004’ten de ilk 5 günde dimağımıza Fransa’nın “doksan artı Zidane” mucizesi kazınırken, Fernando Torres’in spagetti yelesi saçları da galiba birçok futbolseverin rüyalarına girecek!
17 Haziran 2004— Nasıl 1986 Dünya Kupası’nda tanrının elini, Euro’88’de Marco van Basten’in fizik kurallarını zorlayan volesini halen unutamıyorsak, 1984’te Platini’nin bir türlü şortunun içine tam girmeyen formasını, 1998’de tamamı yapay sarışın Hagi’li Romanya’yı, 2002’de Ziege, Ümit Davala ve Ronaldo’nun saç modellerini de istesek de hafızamızdan silemiyoruz.
Portekiz 2004’ten de ilk 5 günde dimağımıza Fransa’nın “doksan artı Zidane” mucizesi kazınırken, Fernando Torres’in spagetti yelesi saçları da galiba birçok futbolseverin rüyalarına girecek! Tepede dik, geride uzun, yanlarda sarı ışıltılı saçlarıyla 20 yaşındaki Atletico Madrid’li, turnuvanın başlamasından henüz 168 dakika sonra İspanya-Rusya maçında oyuna girerken, izleyenleri şaşkına çeviriyor, rakiplerinin dikkatini dağıtıyor hatta bir ara bu konsantrasyon eksikliğinden faydalanarak gol pozisyonuna da giriyordu.
2002’de Hakan Ünsal’ın image-maker’lığında oluşan Ümit Davala’nın ‘yandan darbeli mohikan’ tiplemesini turnuvanın en kötü saçı seçen otoritelere, bu şampiyonanın sonunu beklemeden Torres için yetecek unvanı araştırmaya başlamalarını öneriyoruz.
BECKHAM FUTBOL ÖĞRETİYOR
Turnuvanın bir başka dikkat çeken adamı, David Beckham, bir yandan dövme koleksiyonuna ensesinde bir yenisini eklerken, bir yandan NTV’de çocuklara kros orta yapmayı ve penaltı kaçırmayı öğretiyor. Portekizli genç Cristiano Ronaldo ise altın rengi pabuçları ile dikkat çekiyor. O altın kramponlar, Yunanistan karşısında turnuva tarihinin en genç ikinci golcüsü olmasına az da olsa yardım etti. (Az, çünkü gol kafayla atıldı)
BU ÖRGÜLER ÇOK ‘TOTTİ’
Şampiyonada İngilizleri Giorgio Armani, İtalyanları ise Prada giydiriyor. Dünyaca ünlü firma, İtalya-Danimarka maçında muhtemelen hedefine ulaşamadı çünkü Totti’nin saçları maçın da formaların da kalitesini gölgeledi. Acaba, Trapattoni, bu takımın tek yıldızı Totti’dir derken, saçının tek bir telini dahi dışarıda bırakmayan kusursuz örgülere sahip pop yıldızını mı kastetmişti?
İNGİLTERE-İSVİÇRE: İYİ BAŞLIYOR, SONUCUNU GETİREMİYORLAR
Sven-Goran Eriksson yönetiminde 5 Dünya Kupası, 1 Avrupa Şampiyonası maçı oynayan İngiltere, bu müsabakaların hiçbirinin ikinci yarısında gol atmayı başaramadı. Zaten oyunu iyi bitirememe özellikleri geçmişten geliyor, şampiyona tarihinde 1-0 öne geçip kazanamadıkları tam altı maç var.
İngilizler 2004 yılında oynadıkları bütün maçlarda kalelerinde gol gördüler. Defanstaki sıkıntının John Terry’nin dönüşüyle çözüleceğini düşünüyorlar. Oysa Fransa karşısında Ledley King kusursuza yakın bir oyun ortaya koymuştu. Orta sahanın solundaysa Paul Scholes’un yerine Owen Hargreaves’in görev yapması bekleniyor.
FRANSA-HIRVATİSTAN: THURAM’IN MAÇI
İngiltere karşısında 100’üncü milli maçını oynayan Thuram’ın ulusal formayla sadece iki golü var, ilginç bir şekilde ikisini de 1998 Dünya Kupası yarı finalinde Hırvatistan’a karşı kaydetmişti. Santini, bu maçı kazanırlarsa çeyrek final öncesinde Thuram dahil bazı kilit oyuncularını da dinlendirme şansı bulacağını düşünüyor. Hırvatistan’ın ise tatsız İsviçre maçından tek farkı, Igor Tudor’un dönüşü olacak.
A GRUBU İLK MAÇLARI
İspanya, 15 korner kullandığı 14 de şut attığı maçtan tek gol çıkarabildi. Buna karşılık Yunanistan’ın sadece iki köşe atışı vardı. Futbolseverlerin pozitif futbol nedeniyle desteklediği, bahisçilerin de en büyük dört şampiyonluk adayı içinde gösterdiği iki takımdan biri, Portekiz veya İspanya, büyük bir ihtimalle turnuvaya erken veda edecek. Tek ve küçük bir olasılıkta, Rusya’nın Yunanistan’ı en az iki, Portekiz’in İspanya’yı bir farklı sonuçla yenmesi durumunda iki renkli ekip birlikte çeyrek finale çıkacaklar
http://www.ntvmsnbc.com/news/274569.asp
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS