• ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
  • RADYO
  • VİDEO
Uğur Meleke resmi sayfası
  • ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
    • beIN Manşet, 26 Mayıs 2022
    • beIN Manşet, 24 Mayıs 2022
    • beIN Manşet, 23 Mayıs 2022
    • beIN Manşet, 20 Mayıs 2022
    • beIN Manşet, 19 Mayıs 2022
  • RADYO
    • Radyospor, 22 Mayıs 2018
    • Radyospor, 16 Mayıs 2018
    • Radyospor, 15 Mayıs 2018
    • Radyospor, 14 Mayıs 2018
    • Radyospor, 9 Mayıs 2018
  • VİDEO
    • beIN Sports, 22 Ocak 2021
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 23 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 19 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 12 Ağustos 2020
    • Avrupa Ligi Özel, Nesine, 10 Ağustos 2020
  • Facebook

  • Twitter

  • Pinterest

  • Instagram

  • YouTube

  • RSS

Hürriyet

Yabancı sınırı nasıl olmalı?

Yabancı sınırı nasıl olmalı?
Uğur Meleke
25 Aralık 2014

Ben 10 yıldır dilim döndüğünce mücadelesini veriyorum, bir sürü değerli spor yazarı abilerimiz var daha uzun süredir savaşan… Nihayet bu mücadelenin sonucunu almaya çok yaklaştık; ülke futbolunun dibine dinamit koyan yabancı sınırının kalkması artık resmen futbol yöneticilerimizin gündeminde.

Özellikle son 10-15 yılda Süper Lig kulüplerinin gelirlerindeki geometrik artış, yerli futbolcu piyasasını alt üst etmişti. Almanya’da-İsviçre’de-Avusturya’da 1 milyon euro alamayacak adam, yabancı sınırlaması yüzünden Türkiye’de 3 milyon almaya başladı. Yerli oyuncuların maaş bareminin bu düzeylere çıkması, Avrupa’nın beş büyük ligine ihracatımızı sıfır noktasına getirdi. Şu anda Türkiye’de doğup Avrupa’nın elit liglerinde top koşturan tek bir oyuncumuz var. Hiçbir oyuncumuz elit liglere gitmeyince, yarı maaşlara İngiltere’ye-İspanya’ya gitmeyi aptalca bulunca, gelişimleri durdu; vizyonları daraldı.

Üstelik bu yüksek maaşlar sadece Türkiye’de doğan Türkler’i değil, Avrupa’da doğan Türkler’i de olumsuz etkiledi. 19-20 yaşlarında, daha Dortmund’un-Leverkusen’ın ikinci takımıyla 5 maça çıkmış adam Süper Lig’den milyonluk teklifleri alınca başı döndü; gelişimini önemsemeyip Ankara’nın, Kayseri’nin, İstanbul’un yolunu tuttu. Sonuçta orada kalıp İlkay, Mesut, Hakan Çalhanoğlu olacakken, buraya gelip Nizamettin Çalışkan, Tanju Kayhan, Yasin Öztekin oldular. Ve ne kendilerine, ne ülke futboluna, ne milli takıma katkısı olmadı bu gençlerin…

50 yıllık bir ezberi bir türlü aşamadık: “Yabancı sınırlamasını açarsak, Türkler oynayamaz, milli takıma oyuncu bulamayız” dediler sözleşmişçesine… Oysa bu yerli oyuncu bu ligde o yabancıyı yenip formayı alamıyorsa, uluslararası maçta zaten nasıl yenecekti ki aynı adamı? İstanbul trafiğini Mercedes’e, BMW’ye kapatmanız, Tofaş’ı mı geliştirecekti? Yasakçılıkla kim, hangi sektörde, ne zaman gelişti Allah aşkına?

Sonuç hüsran oldu… Milli takım FIFA sıralamasında 49, UEFA sıralamasında 32’nciliğe düştü. UEFA kulüpler sıralamasında da 2007’den beri ilk kez 12’nin dışına çıkma tehdidiyle karşı karşıyayız. Bariz hastalık, teşhisi getirdi, şimdi de amaç, hep birlikte doğru tedaviyi bulmak…


Kriterler nasıl konmalı?

Fatih Terim’in ve Yıldırım Demirören’in açıklamalarından anladığımız kadarıyla, yabancı sınırlamasını kriterli olarak açacağız Ocak’ta… Demirören, NTV’de “yüzde 10 barajı koymayı düşünüyoruz, ama o zaman da Melo sınıra takılıyor” diye bahsetmiş planlarından. Sanırım üzerine biraz daha kafa yorulursa, en doğru metot bulunacaktır. Benim naçizane önerim şu şekilde:

1)Kulüpler sezon başında TFF’ye 28’er kişilik oyuncu listeleri versinler. Geniş listede 8, her maçın ilk 18’inde 4, ilk 11’inde de 2 altyapı oyuncusu zorunluluğu getirilsin kulüplere… Bu yöntemin maksadı şu: Türkiye’ye bir yabancı oyuncu transfer olduğunda onun Sabri’nin değil Koray’ın, Emre’nin değil Salih’in önünü kesmesinden endişe ediyoruz. Çünkü Emre, Sabri ya da Ersan, belli bir yaşa geldikten sonra hâlâ formalarını yabancı rakiplerine kaptırıyorlarsa, zaten uluslarararası maçlarda da onu yenemeyeceklerdir.

Ama Atınç’ın, Salih’in, Koray’ın durumu biraz farklı. Onların gelişmesi için, potansiyellerini göstermeleri için, kapasitelerinin en tepesini izlememiz için oynamaya ihtiyaçları var. Dolayısıyla yabancıyı sınırlamak yerine genç oyuncuyu oynatmaya teşvik etmek, daha mantıklı geliyor bana…

2) Altyapı oyuncusu tanımını da gerçekçi yapmak lazım. Bir futbolcunun, altyapı oyuncusu sayılması için 23 yaşını doldurmaması ve Türkiye’de herhangi bir kulüpte iki yıl eğitim alması yeterli olabilir.

3) Genç oyuncu teşvikini doğru biçimde yaptıktan sonra, yabancı oyuncuyu tanımlamaya gelecek sıra… TFF Başkanı Demirören’in bahsettiği “yüzde 10 milli olma şartı” mantıklı. Ama bu şartnameyi ülkenin FIFA sıralamasına göre derecelendirmek gerek.
a) Oyuncu, 23 yaş altı ise herhangi bir milli kademede, 23 yaş üstü ise A milli kademede oynama şartı aranacak.
b) Oyuncu, FIFA sıralamasının ilk 15 ülkesinden geliyorsa hayatında 1 kez milli olması yeterli. Eğer FIFA sıralamasının ilk 15’inin dışında bir ülkeden geliyorsa, o zaman son iki yılda ulusal takımın maçlarının %10’unda (veya %20’sinde) oynama şartı aranabilir.

Türk futbolunda bu tarz bir değişiklik olur ve Selçuklar, Bekirler, Cenkler burada forma bulamazlarsa diye düşünenler de lütfen şunu unutmasın: Burada 3 büyüklerde forma bulamazlarsa, İspanya’nın orta sınıf veya Hollanda’nın-Belçika’nın üst sınıf takımlarına gidecekler. Ve her halükarda gelişecekler. Dünya görüşü açısından. Vizyon açısından. Lisan açısından. Birgün yine gelişmiş olarak dönecekler Türkiye’ye, hatta milli takıma.

Daha vizyoner, daha yenilikçi bir gençlik umuduyla. Mutlu haftalar.

Related Items
Yorum Yaz

Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et

Hürriyet
25 Aralık 2014
Uğur Meleke

Related Items

Diğer Hürriyet İçerikleri

  • Devamı
    2021-22 Süper Lig kaleciler sezonu

    Gomez, Sörloth ya da Gomis gibi parlak bir santrfor performansı çıkmayınca sıralamayı kaleciler belirledi. Süper Lig’in 64’üncü...

    Uğur Meleke 24 Mayıs 2022
  • Devamı
    2022 yaz kampının ilk hazırlık maçı

    İki takım için de yeni sezonun ilk hazırlık maçı gibi ele alınacak bir müsabakaydı bu. Malatyaspor birkaç...

    Uğur Meleke 22 Mayıs 2022
  • Devamı
    Sahada ne yaptığını bilen bir takım vardı

    Bu sezon Avrupa Ligi’nde gruplardan itibaren mücadele eden takımlar bütçelerine göre sıralandıklarında Eintracht Frankfurt kendine ancak 16’ncı...

    Uğur Meleke 21 Mayıs 2022
  • Devamı
    Galatasaray planlarını ‘2 soyguncu’ üzerine kurmalı

    B.Münih’teki Robben ve Ribery etkisini G.Saray’da Yunus-Kerem yaratabilir. Bayern Münih yönetimi, 2007 yazında Ribery’yi, 2009 yazında da...

    Uğur Meleke 17 Mayıs 2022
  • Devamı
    İyi futbol iyi futbolcuyla oynanıyor

    Futbolun gerçeğini Fenerbahçe – Karagümrük maçında hepimiz bir kez daha gördük. Futbolun en ilkel gerçeklerinden biri şudur:...

    Uğur Meleke 16 Mayıs 2022
  • Devamı
    Yeni TFF Başkanı’na mektuplar (2)

    Seçimde 5-10 bin delegenin oy hakkı olsa daha doğru olmaz mı? 16 Haziran’da Türk futbolunun yeni patronu...

    Uğur Meleke 13 Mayıs 2022
  • Devamı
    Hürriyet Futbol Konseyi, 11 Mayıs 2022

    Hürriyet Futbol Konseyi’nde Mehmet Arslan, Uğur Meleke ve Güntekin Onay, haftanın gelişmelerini değerlendirdi. SORU 1) Derbide kazanan...

    Uğur Meleke 11 Mayıs 2022
  • Devamı
    Hak eden taraf kazandı

    Kayseri’de belki de sezonun en kötü Trabzonspor’unu izledik… İki ekibin bu sezonki dördüncü karşılaşmasını izledik dün. Daha...

    Uğur Meleke 11 Mayıs 2022

Copyright © 1999 Meleke.com

Birinci ders: Hamzaoğlu
İlkel yıldız