• ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
  • RADYO
  • VİDEO
Uğur Meleke resmi sayfası
  • ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
    • beIN Manşet, 8 Haziran 2023
    • beIN Manşet, 31 Mayıs 2023
    • beIN Manşet, 22 Mayıs 2023
    • beIN Manşet, 16 Mayıs 2023
    • beIN Manşet, 25 Nisan 2023
  • RADYO
    • Radyospor, 22 Mayıs 2018
    • Radyospor, 16 Mayıs 2018
    • Radyospor, 15 Mayıs 2018
    • Radyospor, 14 Mayıs 2018
    • Radyospor, 9 Mayıs 2018
  • VİDEO
    • beIN Sports, 22 Ocak 2021
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 23 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 19 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 12 Ağustos 2020
    • Avrupa Ligi Özel, Nesine, 10 Ağustos 2020
  • Facebook

  • Twitter

  • Pinterest

  • Instagram

  • YouTube

  • RSS

Hürriyet

Yabancı sınırı nasıl olmalı?

Yabancı sınırı nasıl olmalı?
Uğur Meleke
25 Aralık 2014

Ben 10 yıldır dilim döndüğünce mücadelesini veriyorum, bir sürü değerli spor yazarı abilerimiz var daha uzun süredir savaşan… Nihayet bu mücadelenin sonucunu almaya çok yaklaştık; ülke futbolunun dibine dinamit koyan yabancı sınırının kalkması artık resmen futbol yöneticilerimizin gündeminde.

Özellikle son 10-15 yılda Süper Lig kulüplerinin gelirlerindeki geometrik artış, yerli futbolcu piyasasını alt üst etmişti. Almanya’da-İsviçre’de-Avusturya’da 1 milyon euro alamayacak adam, yabancı sınırlaması yüzünden Türkiye’de 3 milyon almaya başladı. Yerli oyuncuların maaş bareminin bu düzeylere çıkması, Avrupa’nın beş büyük ligine ihracatımızı sıfır noktasına getirdi. Şu anda Türkiye’de doğup Avrupa’nın elit liglerinde top koşturan tek bir oyuncumuz var. Hiçbir oyuncumuz elit liglere gitmeyince, yarı maaşlara İngiltere’ye-İspanya’ya gitmeyi aptalca bulunca, gelişimleri durdu; vizyonları daraldı.

Üstelik bu yüksek maaşlar sadece Türkiye’de doğan Türkler’i değil, Avrupa’da doğan Türkler’i de olumsuz etkiledi. 19-20 yaşlarında, daha Dortmund’un-Leverkusen’ın ikinci takımıyla 5 maça çıkmış adam Süper Lig’den milyonluk teklifleri alınca başı döndü; gelişimini önemsemeyip Ankara’nın, Kayseri’nin, İstanbul’un yolunu tuttu. Sonuçta orada kalıp İlkay, Mesut, Hakan Çalhanoğlu olacakken, buraya gelip Nizamettin Çalışkan, Tanju Kayhan, Yasin Öztekin oldular. Ve ne kendilerine, ne ülke futboluna, ne milli takıma katkısı olmadı bu gençlerin…

50 yıllık bir ezberi bir türlü aşamadık: “Yabancı sınırlamasını açarsak, Türkler oynayamaz, milli takıma oyuncu bulamayız” dediler sözleşmişçesine… Oysa bu yerli oyuncu bu ligde o yabancıyı yenip formayı alamıyorsa, uluslararası maçta zaten nasıl yenecekti ki aynı adamı? İstanbul trafiğini Mercedes’e, BMW’ye kapatmanız, Tofaş’ı mı geliştirecekti? Yasakçılıkla kim, hangi sektörde, ne zaman gelişti Allah aşkına?

Sonuç hüsran oldu… Milli takım FIFA sıralamasında 49, UEFA sıralamasında 32’nciliğe düştü. UEFA kulüpler sıralamasında da 2007’den beri ilk kez 12’nin dışına çıkma tehdidiyle karşı karşıyayız. Bariz hastalık, teşhisi getirdi, şimdi de amaç, hep birlikte doğru tedaviyi bulmak…


Kriterler nasıl konmalı?

Fatih Terim’in ve Yıldırım Demirören’in açıklamalarından anladığımız kadarıyla, yabancı sınırlamasını kriterli olarak açacağız Ocak’ta… Demirören, NTV’de “yüzde 10 barajı koymayı düşünüyoruz, ama o zaman da Melo sınıra takılıyor” diye bahsetmiş planlarından. Sanırım üzerine biraz daha kafa yorulursa, en doğru metot bulunacaktır. Benim naçizane önerim şu şekilde:

1)Kulüpler sezon başında TFF’ye 28’er kişilik oyuncu listeleri versinler. Geniş listede 8, her maçın ilk 18’inde 4, ilk 11’inde de 2 altyapı oyuncusu zorunluluğu getirilsin kulüplere… Bu yöntemin maksadı şu: Türkiye’ye bir yabancı oyuncu transfer olduğunda onun Sabri’nin değil Koray’ın, Emre’nin değil Salih’in önünü kesmesinden endişe ediyoruz. Çünkü Emre, Sabri ya da Ersan, belli bir yaşa geldikten sonra hâlâ formalarını yabancı rakiplerine kaptırıyorlarsa, zaten uluslarararası maçlarda da onu yenemeyeceklerdir.

Ama Atınç’ın, Salih’in, Koray’ın durumu biraz farklı. Onların gelişmesi için, potansiyellerini göstermeleri için, kapasitelerinin en tepesini izlememiz için oynamaya ihtiyaçları var. Dolayısıyla yabancıyı sınırlamak yerine genç oyuncuyu oynatmaya teşvik etmek, daha mantıklı geliyor bana…

2) Altyapı oyuncusu tanımını da gerçekçi yapmak lazım. Bir futbolcunun, altyapı oyuncusu sayılması için 23 yaşını doldurmaması ve Türkiye’de herhangi bir kulüpte iki yıl eğitim alması yeterli olabilir.

3) Genç oyuncu teşvikini doğru biçimde yaptıktan sonra, yabancı oyuncuyu tanımlamaya gelecek sıra… TFF Başkanı Demirören’in bahsettiği “yüzde 10 milli olma şartı” mantıklı. Ama bu şartnameyi ülkenin FIFA sıralamasına göre derecelendirmek gerek.
a) Oyuncu, 23 yaş altı ise herhangi bir milli kademede, 23 yaş üstü ise A milli kademede oynama şartı aranacak.
b) Oyuncu, FIFA sıralamasının ilk 15 ülkesinden geliyorsa hayatında 1 kez milli olması yeterli. Eğer FIFA sıralamasının ilk 15’inin dışında bir ülkeden geliyorsa, o zaman son iki yılda ulusal takımın maçlarının %10’unda (veya %20’sinde) oynama şartı aranabilir.

Türk futbolunda bu tarz bir değişiklik olur ve Selçuklar, Bekirler, Cenkler burada forma bulamazlarsa diye düşünenler de lütfen şunu unutmasın: Burada 3 büyüklerde forma bulamazlarsa, İspanya’nın orta sınıf veya Hollanda’nın-Belçika’nın üst sınıf takımlarına gidecekler. Ve her halükarda gelişecekler. Dünya görüşü açısından. Vizyon açısından. Lisan açısından. Birgün yine gelişmiş olarak dönecekler Türkiye’ye, hatta milli takıma.

Daha vizyoner, daha yenilikçi bir gençlik umuduyla. Mutlu haftalar.

Related Items
Yorum Yaz

Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et

Hürriyet
25 Aralık 2014
Uğur Meleke

Related Items

Diğer Hürriyet İçerikleri

  • Devamı
    Edin Dzeko, 4-4-2’de daha faydalı olacaktır

    Arda Güler, yeryüzünde 6 bin 688 gün geçirmiş. Dzeko ise 13 bin 612 günlük. Yani Dzeko, Arda’nın...

    Uğur Meleke 23 Haziran 2023
  • Devamı
    Hatalardan dönülünce galibiyet geldi

    Umut Nayir ve Arda Güler’in girişi sonrası canlandık, atak sürekliliği sağladık. Cuma akşamı FİFA sıralamasının 132’ncisi Letonya’ya...

    Uğur Meleke 20 Haziran 2023
  • Devamı
    Çok acı çekerek kazandık

    Letonya’da galip geldik ama çıkarmamız gereken dersler var. 1996 ve 2008’de Avrupa Şampiyonası’na katılmamız başarı idi. Euro...

    Uğur Meleke 17 Haziran 2023
  • Devamı
    Sezon öyküsü / Teknik adam takımlarının zaferi

    Üç İstanbul büyüğünün 2,1 puan ortalamasının üstüne çıktığı, 10 takımın 43 barajını aşamadığı, orta sınıfın çok zayıf...

    Uğur Meleke 16 Haziran 2023
  • Devamı
    Sezon öyküsü / Beşiktaş rehabilitasyon ve mutluluk merkezi

    Şenol Güneş takımı eski alışkanlıklardan kurtardı, dominant Beşiktaş geri döndü. Geldiği günden itibaren herkese dokundu, Aboubakar’a, Cenk’e,...

    Uğur Meleke 15 Haziran 2023
  • Devamı
    Sezon öyküsü / Jorge Jesus tüm kontrolü 82 günde kaybetti

    Dünya Kupası öncesi herkese eşit davranan Jesus, Katar sonrası bambaşka bir karakter olarak döndü Türkiye’ye. 24 Aralık sabahına...

    Uğur Meleke 14 Haziran 2023
  • Devamı
    Sezon öyküsü / O topuk pasına şampiyonluk yakışırdı

    Sarı kırmızılı takımın geçen 1 sezondan en büyük farkı orta sahadaki kalite artışı. 12 Kasım Cumartesi akşamı Galatasaray...

    Uğur Meleke 13 Haziran 2023
  • Devamı
    14 sene sonra 4 takım kâbusu

    Avrupa’da 4 ekibimiz mücadele edecek. Türk takımları, bu sezon Avrupa kupalarında saygıdeğer performanslar gösterdiler. Dört takımımız birden...

    Uğur Meleke 12 Haziran 2023

Copyright © 1999 Meleke.com

Birinci ders: Hamzaoğlu
İlkel yıldız