Futbolsuz geçen yaz günlerinin ilacı Konfederasyon Kupası… 2003’te ev sahibi Fransa aynı zamanda kıta şampiyonu olduğu için bir kontenjan açılmış, dünya ikincisi Almanya katılmak istemeyince Türkiye’ye sürpriz bir bilet çıkmıştı. Turnuvayı Foe’nin hazin kaybı gölgelemiş, ama bizim üçüncü olup madalya takmamız iyi hatıralar bırakmıştı zihnimizde. (Tabii başarı hanemize Tuncay’ın gümüş ayakkabıyı, 4 rakibinin elinden ekstra bir asist yaptığı için almasını da eklemek lazım)
Turnuvanın 2009 versiyonunda ev sahibi G.Afrika, Dünya Şampiyonu İtalya ve 6 kıta galibi var bu kez… Ama bu turnuvaya damga vuran katılımcı 8 takım değil, Afrikalıların durmaksızın çaldığı vuvuzelalar oldu. Bu enteresan alet, tribündekilerin, tv başındakilerin hatta futbolcuların bile konsantrasyonunu darmadağın etmiş durumda. Brezilya karşısında kendisine gelen pası görmeyerek ikinci gole neden olan Amerikalı Beasley bile suçu vuvuzelaya attı: “Hayatımda böyle bir hata yapmadım. Donovan korneri atarken bana seslenmiş ama gürültüden dolayı onu duyamadım” demiş Rangerslı oyuncu…
2010 Dünya Kupası’ndaki 63 maçı bu dayanılmaz gürültü altında izlemek istemeyen Türk sporseverler de FIFA’nın dikkatini çekmek için “banthevuvuzela.blogspot.com” adında bir site kurmuşlar. Blatter, bu sesin “Afrika’nın sesi” olduğunu söylüyor, bence de haksız sayılmaz ama televizyon başındaki Afrikalıların da vuvuzelanın gürültüsünün hangi boyutlara geldiğini fark edeceğini ve bir düzenleme talep edeceklerini düşünüyorum ben.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS