F.Bahçe, 2008-2009 sezonu ilk yarısında G.Saray, Beşiktaş ve Trabzonspor’un her üçüyle içeride oynayacak… Sarı-lacivertliler, geçen sezon da her üç rakibiyle ilk devrede içeride oynamıştı! Kaba bir hesapla, bu durumun iki yıl üst üste gerçekleşme ihtimali 64’te 1… Bu bir tesadüf tabii ki…
Beşiktaş içinse tam tersi bir durum oluşmuş. 2008-2009 sezonunda her üç ezeli rakibiyle ilk yarıda dış sahada oynuyor siyah-beyazlılar… Yine kaderin garip bir cilvesi, onlar da geçen yıl ilk devrede üç büyük maçı da dışarıda oynamışlar. Bu da bir tesadüf. Ve bence her iki takıma da dikkate değer bir avantaj yada dezavantaj sağlamamıştır/ sağlamayacaktır bu fikstür… Peki, yine Fstats’ın araştırmasına göre, Süper Lig’de son 7 sezonda altıncı kez 16’ncı haftaya bir derbi maçı (G.Saray, F.Bahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor’un birbirleri ile oynadıkları müsabaka) denk gelmesine ne demeli? Bir devrede 6 derbi olduğu düşünülürse, son 7 sezonda 6 kez 16’ncı haftaya derbi denk düşmesi olasılığı, yaklaşık 800’de 1… İşte bu tesadüf olmamalı…
Ve yine son 7 sezonun ilk 5 haftalarında, G.Saray, F.Bahçe ve Beşiktaş’ın birbirleri ile karşılaşmamış olmaları… Son 7 sezondur en erken İstanbul derbisinin 6’ncı hafta oynanmış olması… Ne yazık ki bu da tesadüf değil… TFF, uzun zamandır fikstür çekiminde üç büyüklere toplarını önceden vererek, ilk 5 haftada birbirleri ile oynamamalarını alenen organize ediyor. Resmi olarak açıklanmamış olsa da, değerli meslektaşımız Atilla Türker’in Hürriyet Spor’daki araştırmasına göre, bu talep yayıncı kuruluşlardan geliyor…
F.Bahçe’ye 10 numara
Bu sezon da fikstür, son yıllarda alışılagelmiş biçimde çekildi, aslında büyük bölümü önceden hazırlanmış bir şablondu, deyim yerindeyse “bifteklerin pozisyonunun belli olduğu, sadece bezelyelerin kendilerine uygun bir yere geçeceği bir tabak” hazırlandı. Fikstür çekimi başlamadan önce F.Bahçe’ye 10 numara verildi, Beşiktaş’la G.Saray’a da 16 ve 17… Bu hazır numaraların önceden verilmesindeki amaç, hem derbilerin ilk haftalara denk gelmemesi, hem de üç büyük takımın milli maçlardan bir önceki veya bir sonraki hafta karşılaşmamasını sağlamakmış! Yani hasbelkader, F.Bahçe-G.Saray birinci, G.Saray-Beşiktaş ikinci, F.Bahçe-Beşiktaş üçüncü hafta karşılaşırlarsa, kalan 14 haftayı kimse izlemezmiş! Tabii bir de üç büyüklerin milli futbolcuları önemli, aman onlar demoralize olmasın, kazara derbilerde sakatlanmasın, nasıl olsa Kayserili Mehmet Topuz’un veya Bayern Münih’li Hamit’in yeri doldurulur, üç büyüklerin yıldızlarınınsa yeri dolmaz!
Bayern Münihli Hamit demişken, sayısız milli oyuncusu olan son şampiyon, ilk hafta Hamburg’la, ikinci hafta Dortmund’la oynadı, 6-10 Eylül’deki milli maçlar öncesi Hertha Berlin’le, beşinci haftada da Werder Bremen’le oynayacak! Yine İngiltere’de de milli maçların hemen ardından Liverpool-M.United, beşinci haftada da Chelsea-M.United kapışması var! Anlaşılan oralarda yayıncı kuruluşun da, milli takımın da fikstürle pek alâkaları yok!
Biz fikstür çekimimize dönelim, üç büyüklerin numaralarının belli olmasının ardından, aynı haftada İstanbul’da 3 maç olması ihtimalini ortadan kaldırmak için, Belediyespor’a da doğrudan 5 numara verilmiş… Aynı sebeple Ankara ekipleri, Gaziantep ve Kayseri de kuraya girmemiş ve numaralarını önden teslim almışlar. Yalnız burada da son derece enteresan ve aşağılayıcı bir detay var: Bir hatır şikesi ihtimaline karşılık, Ankara takımlarının maçları sezon ortasına denk getirilmiş! Hacettepe-Ankaraspor 4, G.Birliği-Ankaraspor ve Hacettepe-Ankaragücü 5’inci hafta mesela… Son 3 hafta Ankara takımları birbirleriyle oynayamıyorlar, çünkü şike yapabilirlermiş! Bu önyargı, bu itham, sadece Ankara takımları için değil, tüm bir futbol ailesi için, hatta bütün bir ulus için ağır bir hakaret niteliğinde. Bu ulusça birbirimize duymadığımız güvenin, birbirimizden esirgediğimiz saygının resmiyete dökülmüş, belgeye yazılmış hali…
Bu fikstür çekimi, ulusal bir utanç… Aynı stadı kullanan takımların özel durumu haricindeki bütün detaylar, son derece lüzumsuz ve aşağılayıcı… Ligin son haftasında, Ankara 19 Mayıs Stadı’nda şampiyonluğu garantilemiş Hacettepe ile kümede kalmak için 1 puana ihtiyacı olan Gençlerbirliği oynasa, hatta maçı da Ankaralı hakemler yönetse, sahadaki 22 futbolcu ve 4 hakemin tamamının namuslu ve âdil bir biçimde vazifesini yapacağına inanıyoruz biz… Eminiz ki, bu fikstürü çekenler de, sporculara, teknik adamlara, hakemlere inanıyor…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS