İsviçre, kişi başına düşen 50 bin dolarlık milli geliri ve rekabetçi ekonomisi ile Avrupa’nın en büyüklerinden biri, hatta Amerika ve Japonya’dan da daha zengin bir ülke.. Avrupa Birliği üyesi değiller ve kısa vadede de böyle bir planları yok. Ülke, Nestle, UBS AG, Credit Suisse, Novartis ve Swatch gibi dünya devi şirketlerin de ev sahibi…
İsviçre Süper Ligi’nde ise tüm takımların toplam değeri yaklaşık 120 milyon euro, yani yalnızca Fenerbahçe veya Beşiktaş’ın değerinden biraz fazla… Ülkenin en büyük futbol kulüplerinden biri, FC Zürih, 111 yıllık bir maziye ve Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nda da iki yarı final gururuna sahip. Son iki yılı İsviçre şampiyonu olarak tamamlıyorlar ve bunu toplam ederi yaklaşık 16 milyon euroluk bir takımla yapıyorlar. Takımda 1980’den daha önce doğan sadece ve sadece iki oyuncu var (Tihinen ve Cesar)… Bu sezon başında tam 4 oyuncuyu Avrupa’nın büyük liglerine gönderdiler: Dzemaili Bolton’a, Santos Toulouse’a, Margairaz Osasuna’ya ve Gökhan da Udinese’ye transfer oldu. Son 10 yıldaki en fazla transfer harcamasını da bu yıl yaptılar, Chikhaoui ve Rochat’ya 400’er bin euro bonservis ödediler.
Anderlecht seri başı
Belçika ise, yüzde 2,5’luk yıllık büyümeye sahip stabil bir ekonomi… Kişi başına milli gelir 31 bin 800 dolar civarında. Futbola İsviçre’ye göre daha fazla anlamlar yükleyen ve daha büyük bütçeler ayıran bir ülke, ama yine de liginin toplam değeri (311 milyon), Turkcell Süper Lig’in (644 milyon) yarısından az…
Ülkenin en prestijli futbol kulübü Anderlecht, bu sezon 100’üncü yılını kutluyor, ve 100 yıllık mazisindeki 5 Avrupa kupası ve 29 lig şampiyonluğu ile övünüyor. Takımın başkanlığını tam 36 yıldır baba-oğul Vanden Stock’lar yapıyor ve 7 yıldır kulüpte yardımcı hoca olan Vercauteren de 2 sezondur teknik direktörlük görevini yürütüyor…
Son iki sezonda dünyanın büyük liglerine Jestrovic, Dindane (Lens), Wilhelmsson (Bolton), Vincent Kompany (Hamburg), Zewlakow ve Vanden Borre’yi (Fiorentina) gönderdiler. Yaş ortalaması 25 olan Anderlecht’in toplam ederi 50 milyon euro civarında ve Şampiyonlar Ligi üçüncü ön eleme kurasına seri başı olarak girdiler.
R.Carloslu, Ricardinholu devler
Kişi başına milli geliri 5 bin doların biraz üstünde olan ve bu kıstasta dünyada 64’üncü sırada yer alan Türkiye ise 644 milyon euro ederindeki ligi ile Avrupa altıncısı… Ülkenin yüzer yıllık maziye sahip iki futbol kulübü Fenerbahçe ve Beşiktaş, bu sezon da Şampiyonlar Ligi’ne katılma mücadelesi veriyorlar. İki dev temsilcimizin tarihlerindeki en büyük başarıları Avrupa kupalarında çeyrek final oynamaları… 89 milyon euroluk Fenerbahçe’nin son 5 yılda kadrosuna kattığı yıldızlar arasında Roberto Carlos, Mateja Kezman, Stephen Appiah, Alex, Anelka, van Hooijdonk ve Ortega var. Rüştü ve Tuncay’sa aynı dönemde Avrupa’nın büyük liglerine gönderilen oyuncular… 71 milyon euroluk dev bir kadroya sahip Beşiktaş’ın da son dönemde Ricardinho, Delgado, Cisse, Ailton, Kleberson ve John Carew gibi büyük transferler yapması dikkat çekici. Bu süreçte Beşiktaş’ın dünyanın büyük liglerine ihraç ettiği oyuncular arasındaysa İlhan Mansız ve Ali Güneş var.
Şampiyonlar Ligi için kadroların UEFA’ya bildirilmesine 3 gün kala hem Fenerbahçe’de hem de Beşiktaş’ta birer büyük yıldız forvet arayışı var. Türk basınından edinilen bilgiler özellikle Fenerbahçe’nin bu yıldız için 15 milyon euroyu (yani yaklaşık bir FC Zürih takımını) gözden çıkardığı yönünde.
14-29 Ağustos’ta bir anlamda “tüketen”le “üreten”i karşı karşıya getirecek iki eşleşmede umarız bu kez kazananlar “tüketenler” olur. Ama, şunu da iyi biliyoruz, ekonominin temel problemi “scarcity” yani “kaynakların kısıtlılığı”dır… Orta ve uzun vadede tüketenlerin başarısı günlük, üretenlerin planları ve biriktirdikleri ise daha kalıcıdır.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS