Gerek sezon içinde gerekse oyun içinde belli periyotlar ortadan kaybolma huyundan dolayı Alex’e, ülkesinde Alexotan diyorlar. Zira Brezilya’nın en meşhur uyku hapının adı Lexotan’mış…
Ulusal basın, Alex, Ronaldinho’yla birlikte ülkeden ayrıldığında Brezilya futbolunun geleceğinin iki büyük yıldızının Avrupa’ya açıldığını yazmışlar. Bunların ilki, Ronaldinho, PSG’de futbolunu büyütüp Barcelona’yı La Liga şampiyonluğuna taşırken, Alex, Parma’da kaybolan yıllarına üzülebildi ancak.
1,74 boyunda ve 68 kiloluk küçük yıldız, Ronaldinho’dan üç yıl önce, 1977’de Curitiba’da doğmuş. İlk kez 1999’da dünyanın dikkatini çekmiş. Palmeiras formasıyla kıtalar arası kupada forma giyip, milli takımla Copa America’da 1 de gol kaydetmiş. 2000 Olimpiyat Oyunları’nda Brezilya formasıyla 2 kez fileleri havalandırdıktan sonra, 2001’de attığı 7 golle Palmeiras’a Libertadores Kupası’nı kazandıran oyuncu olmuş.
Copa America 2001’de, 2002 Dünya Kupası elemelerinde ve 2003 Konfederasyon Kupası’nda da milli takım forması giydi. Zaten bizim dikkatimizi de grup maçlarında Türkiye’ye karşı kaydettiği klas golle çekti.. İki yıl kaptanlığını yaptığı Cruzeiro’da orta sahada oynamasına rağmen 110 kez görev yapıp tam 57 kez fileleri havalandırdı.
Ama bu 110 maçın içinde uzun süreler takımını yalnız bıraktığı dönemler olmuş ki, ona “Lexotan” uyku hapından esinlenerek “Alexotan” adını takmışlar. Alex’se bu tabire tepkili: “Herkesin bir stili var. Benim de oyun tarzım bu. Başkalarının futbollarını değerlendirirken iyi veya kötü oynadı diyorlar. Ama benden bahsedince neden uyanık veya uyuyor diyorlar anlamıyorum”
Aslında hikaye de burada bitiyor. Alex, kendisi için neden “uyanık yada uyuyor” dendiğini bilmiyor, çünkü taraftarın kendisinden ne beklediği konusunda bir fikri yok. Yeteneği gerçekten inanılmaz… Milan-Fenerbahçe maçında herkes, onun da Kaka kadar kabiliyetli olduğuna inanıyordu, ama sonuçta maçı 2 golle kapatan kırmızı-siyah formalı Brezilyalı oldu. Alex’se yeteneklerini Süper Lig’e, Ankaraspor veya Samsunspor gibi rakiplere sakladı herhalde(!)… Nasıl olsa Türkiye, onun saçını kesip kesmemesiyle fazlasıyla ilgiliydi, nasıl olsa Türkiye bu tadı seviyordu. Oysa unuttuğumuz çok önemli bir mefhumu da bir Çin atasözü hatırlatır ancak: “Bir ülkede küçük insanların büyük gölgeleri varsa, o ülkede güneş batıyor demektir”…
http://www.milliyet.com.tr/2006/02/17/spor/spo09.html
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS