Spor yazarı ağabeyimiz Ahmet Çakır, harika bir kaynak oluşturmuş, Avrupa Şampiyonası başlamadan da yetiştirmiş bizim için… “Türk futbolu Avrupa sınavında” isimli eserinde Avrupa Şampiyonası tarihini derlemiş, ama yanına bütün bir Türk futbol tarihini ve çok enteresan rakamlarıyla hikâyelerini de eklemiş… Turnuvada çok defa faydalandım, her sporseverin kaynak kitap olarak kütüphanesinde bulundurabileceği türden bir eser…
İçinde çok güzel anekdotlar var, sayısız değerli satırın içinden ben bir tanesini buraya taşımak istedim… Biz gençlere, sınırsız imkânlar içinde hiçbir şey üretmeyen, ve üstelik geçmişte çok zor koşullarda yapılmış işleri insafsızca eleştirme hakkını kendinde gören gençlere bir ibret vesikası olması açısından… Coşkun Özarı anlatıyor:
Henüz 29 yaşındaydım… İngiltere’de teknik direktörlük eğitimi alıp dönmüştüm. Bu özelliği taşıyan ilk antrenördüm. (…) Milli takımın başında bir komite vardı, beni milli takım teknik direktörü ilan ettiler. Ama bu bir oldu bitti gibiydi… (…) “Benim şartlarım var” dedim, “Oyuncuları da ben seçerim, takımı da ben yaparım”.. Şaşırdılar, bacak kadar çocuğun söylediğine bak sen gibi bir tavır takındılar…
(…) Bir maç öncesinde takımı 20 dakika erken sahaya çıkarmıştım ve ısınma hareketleri yapıyorduk. O zamanki yöneticilerden biri bunu duyunca demiş ki: “Yahu dışarısı buz gibi, nasıl ısınacaklar? İçeride kaloriferin başında daha iyi ısınırlar!”
(…) Futbolun yönetimi Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü’ne bağlı idi. Orası da bir devlet dairesi… Bir bardak su içmek için 20 tane imza toplamak lazım. Nitekim, bir milli takım kampında daha önce verilmiş olan resmi onayın dışında futbolculara kahvaltıda portakal suyu içirdim diye hakkımda soruşturma açılmıştı…”
Devamı için, “Türk futbolu Avrupa sınavında”, Ahmet Çakır, Yalın Ses Yayınları, (0212) 325 78 71…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS