Ali Turan… Harika bir stoper… 1,86 boyu, ideal bir savunmacı anatomisi var. Her şeyini oturtmuş Kayserispor’un iki buçuk yıldır oturtamadığı savunmasının göbeğinde Aydın’la kusursuz bir ikili oluşturdular, ikinci devredeki ilk 720 dakikada kalelerini sadece 4 kez savunamadılar… Henüz 24 yaşında ve muhtemelen tribündeki milli takım kurmayları tarafından da dikkatle izleniyor. Ama bu büyük umutlarla söz ettiğimiz Ali Turan, iyi oyununun yanına öyle acaip, garip, anlaşılmaz hareketler ekliyor ki, durup bir daha düşünüyorsunuz, bunları yapanla o performansı gösteren aynı kişi mi diye…
45’inci dakikada bir duran topta Ümit Karan’la yaşadıkları itişme nedeniyle sarı kart görüyor. Hakem Selçuk Dereli özellikle işaret ediyor, “iki kez uyardım sizi” diye… Atış yapılıyor, Ümit’le birlikte yine, yani üçüncü defa yerdeler. Ali’nin kolu Ümit’in boynunda! Faul yaptı veya yapmadı, onu tartışmıyorum, fakat bu beceride bir oyuncunun böyle dikkatsizce davranması, hakem gözetimindeyken, bir daha ve bir daha aynı hataya düşmesi, anlaşılmaz bir şey… Dereli, iki oyuncunun yerde olmasını dikkate almıyor ve kullandırıyor atışı bu kez.
Dakika 53… Bu kez Ali Turan, kendi ceza alanı hizasından bir serbest atış kullanıyor. Önce topu 7-8 metre ileri götürüyor, tribünlerde bir uğultu oluyor, ama hakem Dereli oyunu bölmek istemiyor, atışın kullanılmasını bekliyor. Hakemin tepki göstermediğini düşünen Ali, topu 10 metre daha ileri taşıyor bu kez… Top, artık ofsaytın olduğu noktanın yaklaşık 20 metre ilerisinde. Tribünler protestoyla yıkılıyor… Hakem Dereli, Ali’yi uyarıyor mecburen. Ali Turan yine yavaş hareketlerle 15-20 metre geriye gidiyor atışı yapmak için.
53’üncü dakikada kendi yarı sahandan kullanacağın bir serbest atışta topu 20 metre ileri taşımak nasıl bir avantaj sağlayabilir ki? Üstelik tribünlerdeki uğultuyu da duyuyorsun, hakemin uyarı yapacağı çok açık, 2-0 mağlupsun ve takımına neredeyse bir-bir buçuk dakika kaybettiriyorsun. Ve dahi, sarı kartın var ve bu şark kurnazlığı sana ikinci sarı karta, bu maçın kaybedilmesine, bir dahaki maçta da oynayamamana mâl olabilir!
Sürekli kendi aramızda tartışıyoruz, “yahu Türk futbolcusunun nesi eksik?” diye… Buradan futbolcu olmadığını tescilleyip kovarcasına gönderdiğimiz Lamine Diatta, Newcastle’a transfer oluyor, Ali Turan’ın adını Edirne hududunun dışında duyan yok!
Veya “Anadolu’dan neden şampiyon çıkmıyor” diye hayıflanıyoruz durmadan… Bu maça başlarken Kayseri’nin 45, Galatasaray’ın 51 puanı var. Kayserispor kazansa puan farkı 3 olacak, UEFA Kupası-Şampiyonlar Ligi bileti, hatta şampiyonluktan söz edecek belki Kayseri halkı…
Ama, olmuyor işte… Ali Turan’ın davranışını, kulüpler arasındaki bütçe farkı ile, teknik taktikle, yetenekle izah edemezsiniz. Bu bir anlayış problemidir. Bu, birbirimize duyduğumuz saygı ile, ahlâkla, erdemli olmakla ilgili bir meseledir. Bu “kendimize yapılmasını istemediğimizi başkasına yapmama” düsturuna sahip olmamaktır/olamamaktır. Bu davranış biçimi, bu “aldatmayı kâr sayma” işgüzarlığı, Almanya’da 2 euro ile çalışan makinelere 1 YTL atmaya kadar uzanan ahlâki erozyon zincirinin bir halkasıdır.
Ne zaman Tolunay Kafkas, serbest atışı 20 metre ileri taşımaya çalışan Ali Turan’ı o anda oyundan alacak, o zaman düzelmeye başlayacak bir şeyler…
http://www.milliyet.com.tr/Default.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=503852&ver=08
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS