Macaristan maçı öncesi, o güne kadar kadro eleştirileri ile ilgili duyduğum en güzel yorum NTV muhabiri arkadaşım Levent Demirkay’dan geldi: “Terim, Malta maçı kadrosunu zaten bir gün önceden, gündüz saatlerinde açıklamıştı. İlk on bir seçimine bu derece muhalif olanlar, neden maç öncesi yapmadılar eleştirilerini?”…
Levent, bu eleştirilerden bahsedince, başka bir soru geldi aklıma: “Bu eleştiri sahipleri, Euro 2008’de milli takım orta sahada Deniz ve Ayhan’la oynarsa, bugünkü yazılarını kesip, saklayıp, o gün de aynı fikri savunabilecekler mi? Yoksa o gün de formda olduğunu düşündükleri başka bir ikiliyi mi isteyecekler mesela?”… Peki, milli takım dediğiniz liste, “haftanın panoraması veya haftanın takımı” seçilir gibi mi oluşturulur? Scolari döneminde dünya futbolunun en kıymetli takımlarından biri olmayı başaran Portekiz’in, Euro 2004 finali ile Dünya Kupası 2006 yarı finali on birlerinde 10 oyuncunun aynı olmasına ne demeli?
Koskoca iki yıllık süreçte, koskoca Portekiz Ligi’nden hiç mi parlayan bir oyuncu olmadı? Milli takımda kadro istikrarı, orta ve uzun vadeli planlar, bu kadar geri plana atılabilecek ucuz mevzular mıdır?
Ve dahi, Macaristan maçının koca bir ilk yarısı boyunca, Ayhan ve Aurelio’lu orta sahadan hücuma ne kadar destek geldi acaba? Koca bir ilk yarı boyunca kaç atak geliştirdik? Tabii bunlar birer görüş, tartışılabilirler, yanlış da olabilirler, ama yazık ki, bu maç sonrası da futbol tartışma ihtimalimiz, cahil bir çocuğun ergenlik bunalımlı tavrına kurban gitti.. Zira Türkiye’de medya dediğimiz bizler, yani “gündelikçi işçiler”, maç sonrasını,”Hocaya dersini verme veya onun lüzumsuz aforizmalarına karşı laf yetiştirme” ve “Bir türlü uslanmayan çocuğun daha önceki vukuatlarını toparlama” telaşı ile geçirdik… Sırada ne vardı? Süper Lig’e mi döndük şimdi? Ha evet, tekrar edelim ki unutmayalım: “Zico hoca değil, Fener çift forvet oynamalı, Zico hoca değil, Kalli yaşlı, Zico hoca değil”
Terim, Emre ve medya
Bir Cevap Yazın

Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS