Pereira takımını tahtaya öyle iyi dizdi, alanı öyle iyi parselletti ki Eskişehir’i de birçok kenti olduğu gibi neredeyse pozisyon vermeden terk etti. Teoride bu kadar iyi yerleşen takım, hücum pratiğindeyse öyle ağır ki, belki de Avrupa’nın en yavaş lig liderini izliyoruz Türkiye’de.
Aslında Ekim ayından beri Fenerbahçe hikâyesinde olağanüstü bir değişiklik yok: Takım savunmasında mükemmele yaklaştılar, son 19 resmi maçta 11’inci kez kalelerini kapattılar. Neredeyse pozisyon vermeden… Dün de Alves’in yerinde Kadlec, Diego’nun pozisyonunda Ozan, Alper’in çizgisinde Markovic’in oynadığını hatırlamadık bile. Fenerbahçe eksik de olsa, tam gibi hissettiriyor artık. Ve bu his, bir büyük takım hissidir kesinlikle.
Ama Fenerbahçe’yi diğer büyüklerden ayıran kritik eksiklik hâlâ hücumda çoğalamıyor oluşları. Çünkü ikinci bölgede hâlâ çok yavaşlar. Son bir aydır Mehmet’in etrafındaki ikili hücuma daha fazla katılıyor olsa da, Souza artı Ozan’ın ofansif etkinliği beklenenin altında. Üstelik bu gençler muhtemelen idman sonraları özel çalışmadıkları için eksiklerini tamamlamakta da güçlük çekiyorlar: Ozan bir türlü güçlü şut atmayı beceremiyor. Hemen her şutu yerden ve çok cılız gidiyor. Bir dönem Oğuzhan ve Erkan Zengin’in de şutları tek tipti, her iki oyuncu da kendini yıllar içinde geliştirdi. Ozan’ın da bu alanda gelişip gol yapması halinde özgüveni ve oyuna katkısı da artacaktır muhtemelen. Nani’nin de takımını zor durumlara düşürmemek için hücumda sorumsuz top kayıplarına son vermesi gerek.
***
Maalesef bu maç eleştirisini hakemden bağımsız yazmak imkânsız gibi. Dün Alper Ulusoy’un 45’te verdiği penaltının bu hafta boyunca tartışılacağını biliyorum. Ve meslek hayatım boyunca oyunu hakem üstünden okumaya karşı çıktım; bu tartışmalardan hep kaçmaya çalıştım. Şimdi de yapacağım şey, hakemin 45’te çaldığı penaltı düdüğünü yargılamak değil. Bence Nani ile Emre’nin ayaklarının dolaştığı bir pozisyonu iyi süzemeyip yanlış bir düdük çaldı Ulusoy… Ama esas acı olan şu ki; ben Ulusoy’un böyle bir hata yapacağını yaklaşık 17 dakika önce sezmiştim zaten. Tam olarak 28’inci dakikada, Sezgin’in koluna çarpan topa penaltı vermedikten sonraki yüz ifadesinde görmüştüm tedirginliği. 28’de Fernandao’nun vurduğu şutta Sezgin’in kollarının yeri doğal değildi. Ulusoy o pozisyonu süzemeyip penaltıyı atlayınca ruh hali bozuldu. 45’te de bir telafi düdüğü çalmaya kalktı sanki. Hakem yanlış çalabilir, bir kere de, üç kere de, beş kere de hatalı karar verebilir. Ama önemli olan bir hatayı, başka bir hataya bağlı olarak yapmamak. Her pozisyonu birbirinden bağımsız değerlendirebilmek. Ulusoy’un dün düşük puan almasının esas nedeni bu. Geçmişte kalması. Bir hatanın etkisinden kurtulamayıp sonraki pozisyona sağlıklı bakamaması. Hatta şunu da ekleyebilirim, ikinci yarıya çıktığında da yüzünden hiç iyi olmadığı hissediliyordu Alper Hoca’nın.
***
***
MASA HAKEMİ GEREK
IFAB kaç yıl daha direnecek bilemiyorum. Ama 5-10 yıl içinde futbola masa hakemi uygulaması geleceğinden eminim. Dünkü gibi penaltı, gol, kırmızı kart gibi kritik pozisyonlarda kenardaki iki masa hakeminin orta hakeme yardım etmesinin ne sakıncası olabilir ki Allah aşkına?
***
PORTO’NUN KAKA’SI: ENGİN
Portekiz’de alt yaş gruplarında onu Kaka’ya benzetiyorlardı. Kaka olamadı ama geç de olsa iyi bir kenar hücumcusu olma yolunda Engin. Dün sol kulvarda Gökhan-Kjaer gibi çok katı bir ikiliyi bu kadar zor duruma düşürmesi takdire değer.
***
MAÇIN SLOGANI
Tribünler, hakem protestosunda haklı. MHK, hakemlere sakin kalmayı, bir hataya takılmamayı öğretmek, mental destek sağlamak zorunda.
MAÇIN KADER ANI
28’de Fernandao’nun şutu Sezgin’in açık kollarına çarptığında maçın bir daha eskisi gibi olmayacağı belliydi. Alper Ulusoy dağıldı ve başrole çıktı.
MAÇIN OLAYI
Son 3 sezonda Alper, Veysel, Tarık, Erkan, Aytaç’tan yaklaşık 20 milyon Euro kazanan Eskişehir’in inanılmaz sıradan kadrosu…
TEKNİK DİREKTÖR KARNESİ
SAMET AYBABA
1 İlk 10 dakikada Markovic’in Kaan’a kurduğu üstünlüğü görüp Anıl’ı sol beke kaydırması doğru hamleydi.
2 Her gittiği takımda olduğu gibi Eskişehir’de de gençlere özgüven aşıladı. Engin’deki gelişimde onun da büyük payı var.
VITOR PEREIRA
1 Takımın taktik gelişimi inanılmaz. O konuda kesinlikle takdiri hak ediyor.
2 Ama oyuncularla daha fazla mental çalışma yapması gerek. Ozan’ın cılız şutları, Nani’nin sorumsuzlukları kronikleşti.
MAÇIN YILDIZI
Fernandao
Fenerbahçe’nin iki formda santrforu var. Van Persie’yi daha çok izlemeyi ben de istiyorum. Ama 31 resmi maçta 16 gol atan Fernandao’ya da saygı duymak gerek.
MAÇIN HAYAL KIRIKLIĞI
Kâmil Çörekçi
Sezonun en iyilerinden Kâmil’i bu denli etkisiz gördüğümü hatırlamıyorum. Gördüğü kart da çok lüzumsuz ve ona yakışmıyor.
MAÇIN FOTOĞRAFI
Markovic’in 35’te Alpaslan’la çarpıştığı pozisyon… Büyük oyuncu olmak istiyorsa, topla ne zaman buluşacağı kadar, meşin yuvarlağa ne zaman veda edeceğini de öğrenmeli.
GÜZEL
Bu hava şartlarında bu kadar güzel bir zemin, alkışı hak ediyor. Zaten maç öncesi Pereira bile beklediğinden iyi bir saha bulduğunu ifade etti.
ÇİRKİN
Hakem hatalı bir karar vermiş olabilir. Ama geride koca bir devre varken 3 Eskişehirli’nin birden itirazla sarı kart görmeleri. Akıl dışı.
TRİBÜN
Eskişehir’in 5 yeni transferinden henüz üçünü çok kısıtlı sürelerle gördük ama bu şehir ve bu tribünler daha iyi kadroları hak ediyor.
MAÇIN HAKEMİ
ALPER ULUSOY
1 En az iki kritik hatası var: Biri 28’de vermediği, biri de 45’te yoktan var ettiği penaltı…
2 Kaleci Boffin’in defalarca topu 8-10 saniye elinde tuttuğunu sanırım altı hakem de sezemediler.
NOTU: 7,4
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS