• ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
  • RADYO
  • VİDEO
Uğur Meleke resmi sayfası
  • ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
    • beIN Manşet, 29 Mart 2023
    • beIN Manşet, 23 Mart 2023
    • beIN Manşet, 15 Mart 2023
    • beIN Manşet, 13 Mart 2023
    • beIN Manşet, 8 Mart 2023
  • RADYO
    • Radyospor, 22 Mayıs 2018
    • Radyospor, 16 Mayıs 2018
    • Radyospor, 15 Mayıs 2018
    • Radyospor, 14 Mayıs 2018
    • Radyospor, 9 Mayıs 2018
  • VİDEO
    • beIN Sports, 22 Ocak 2021
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 23 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 19 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 12 Ağustos 2020
    • Avrupa Ligi Özel, Nesine, 10 Ağustos 2020
  • Facebook

  • Twitter

  • Pinterest

  • Instagram

  • YouTube

  • RSS

Hürriyet

Teknik direktör mektupları

Teknik direktör mektupları
Uğur Meleke
29 Mayıs 2014

Süper Lig’in 56’ncı sezonu tartışmalarla, sorunlarla bitti… 57’nci sezonun 56’dan bir farkı olması, problemlerin kanıksanmaması için yeni sezona mektuplar yazmıştık geçen hafta… Stat zemini işleri tek bir elden yürüsün, kanun ve talimatname yeniden yazılsın, seyircisiz-yarı seyircili maç utancı tarihe karışsın, futbolda dürüstlük hareketi başlasın gibi kurumsal dileklerimize, bu hafta da teknik yönetim dilekleri ekledik.


Küme düşüren ortalıktan kaybolmamalı

Geçtiğimiz hafta izlemişsinizdir: Fulham’la küme düşen Magath, sezonun sonunda Dan Burn’e sağ bekte şans verdiği için övünüyor; yeni yılda gençleşmiş harika bir takım yapacağız diyordu. Küme düşmüş olabilirlerdi, ama düşürdükleri takımı geri çıkarmayı taraftara bir borç addediyorlardı. Benzer sözcükler Cardiff’le küme düşen Solskjaer’den de duyduk: “Sorunlarımızı biliyoruz ve gelecek sezona hepsini çözmüş olarak gireceğiz”

Futbolda başarı kadar başarısızlık da doğal. Ama Türkiye’de “başarısızlığı kabullenme ve telafi etme kültürü” maalesef gelişemedi. Aybaba, Antalyaspor’u bıraktığında zaten kurtulma şansları yoktu, o noktada teknik direktörün gidip sorumluluğu bir başkasına bırakması Türkiye’de nedense doğal karşılanıyor. Oysa bir teknik adam bir takımı düşürüyorsa onunla ikinci ligin kahrını da çekmeli. Hatasını telafi edip tekrar terfi etmenin gururunu aramalı.

Benzer bir hikaye Kayserispor-Süleyman Hurma ilişkisinde de var. Kayseri’yle Antalya düşüyorsa, Aybaba’yla Hurma da düşmeli. O sıkıntıyı onlar da kulüple paylaşmalı.


Tazminat prosedürü bir dengeye kavuşmalı

Türkiye’de bazı yerli antrenörler, yıllarca yabancılar lehinde bir ayrımcılık olduğu gürültüsünü çıkardılar; sonuç olarak ortada doğru düzgün uluslararası antrenör de bırakmadılar zaten! Ortam tam yerli gezginlerin istediği kıvama geldi, bir yeri bırakıyor hiçbir şey olmamış gibi diğerine geçiyorlar. Onun bıraktığı yere öbürü gidiyor ve bu döngüyle milyonları hesaplarına biriktiriyorlar.

Bendeniz yerlilerin ürettiği bu kakafoniye hiç inanmadım, onlarla sürekli yüz yüze bakıyoruz/arkadaşlık ediyoruz diye adaletsizlik korosuna katılmamaya gayret ettim. Ama şu sıralarda yabancılar lehinde yaşanan bir adaletsizliği de dillendirmenin sırası geldi galiba…

Gazetelerdeki haberlere bakılırsa Mancini’nin Galatasaray’la yollarını ayırmasının kulübe maliyeti 9 milyon euronun üstünde imiş. Tamam Mancini uluslararası değeri olan bir hoca. Tamam, Ünal Aysal’ın kafasına bu sözleşmeyi imzalaması için silah dayamadı. Ama Aysal gibiler de bu kontratları imzalarken biraz daha akılcı davranmalı, dünya futbolunu takip etme şansları yoksa da bilenlere danışmalı.

Bugün dünyada bir antrenörün bir kulüpte bir sezon çalışıp, o yılın sonunda çeşitli sebeplerle yollarını ayırıyor olmasına bu kadar şaşıracak bir durum yok ki! Yabancı bir antrenör, yolunu bilmediği yabancı bir ülkeye geliyor. Adaptasyon sorunu olabilir, doku tutmayabilir. Havasından hoşlanmaz, kültürüne yakınsayamaz. Buna bu kadar olağanüstü birşeymiş, hocaya ihanet edilmiş açısıyla bakmanın nasıl bir mantığı var Allah aşkına? Kontratlar imzalanırken sanki bu ihtimaller hiç yokmuşçasına davranmak, sözleşmeye 30 milyon lira gibi fantastik tazminat bedelleri yazmanın gerekçesi ne ki sahi?

La Liga’da geçtiğimiz sezonu bitiren 20 antrenörden sadece yedisi bu yılı tamamlayabildi. Premier Lig’de de bu sayı yalnızca sekiz… Mancini bu yılı İngiltere’de veya İspanya’da da geçirse sezon sonu bu ihtimal vardı ve hiç kimse buna çok şaşırmış gibi yapmayacaktı.

Tamam, antrenörlerin hakları bir şekilde güvence altına alınmalı. Cavcav’ın keyfine göre Gençlerbirliği antrenörü değişmemeli. Ama ortada bir hak varsa, iki şeritli olmalı. Kulüpler de bu derece mağdur edilmemeli.


Kurumsallaşma pozu abartılmamalı

Türkiye’de son dönemde “kurumsallaşma” adı altında antrenörlük kurumunu değersizleştirme rüzgarının olması da bir başka büyük problem… Evet kulüplerin mâli olarak doğru yönetilmesi, bütünün mühim bir parçası. Evet, kulüplerde başkanlar, CEO’lar meolar, sportif direktörler mirektörler takım elbiseli kravatlı önemli adamlar var. Ama bir teknik direktörün bir futbol takımındaki önemi, bütün o kravatlıların toplamının beş katı… Aynaya bakıp ne kadar yakışıklı ve kurumsal olduğunuzu düşünürken fark etmediğiniz acı gerçek maalesef bu…

Sizce Atletico Madrid’in organizasyonel şeması harika mıydı? Yoksa Diego Simeone diye bir küçük dâhi gelip herşeyi baştan aşağı mı düzeltti? Klopp geldiğinde Dortmund’un iflasın kıyısında olduğunu anımsıyor musunuz? Liverpool, bugünkü gelişimini havalı yönetimine mi yoksa Brandon Rodgers diye bir genç adamın hayallerine mi borçlu?

Benzer denklemleri Juande Ramos-Dnipro için ya da Hamzaoğlu-Akhisar için de kurabilirsiniz. Futbolda iyi bir antrenörünüz varsa lokomotif odur. Siz diğer vagonları harika dizmiş olabilirsiniz ama lokomotifinizin istikameti hatalıysa vagonlar yanlış adreslere gitmeye mahkumdur.

Related Items
Yorum Yaz

Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et

Hürriyet
29 Mayıs 2014
Uğur Meleke

Related Items

Diğer Hürriyet İçerikleri

  • Devamı
    Ölüm-kalım maçlarında hep ölüyoruz

    Golü yedikten sonra kenarda bir teknik direktöre ihtiyacımız vardı. Mert, Süper Lig zirve yarışçısı Beşiktaş’ın bir numarası....

    Uğur Meleke 29 Mart 2023
  • Devamı
    Bursa’da orta sahayı kaybetmemeliyiz

    Hırvatistan maçında 3’lü savunma ve 2 merkez oyuncu intihar olur Türkiye, Şenes Erzik, Sepp Piontek ve Fatih...

    Uğur Meleke 26 Mart 2023
  • Devamı
    Hürriyet Futbol Konseyi, 22 Mart 2023

    Süper Lig’in 26. haftası geride kalırken Uğur Meleke, Hürriyet Futbol Konseyi’nde haftanın gelişmelerini değerlendirdi. SORU 1 –...

    Uğur Meleke 21 Mart 2023
  • Devamı
    Süper Lig’in ciddi bir devrime ihtiyacı var

    Oyun her faul sonrası fazla duruyor yere yatan oyuncu kalkmak bilmiyor. Süper Lig’in neden zaman zaman izlenmesi...

    Uğur Meleke 20 Mart 2023
  • Devamı
    Otomatik vitesle kazandı

    Beşiktaş belki kolay kazanamadı ama son 3 haftada bir otomatik vites geliştirdi. Bu sene Süper Lig, kelimenin...

    Uğur Meleke 19 Mart 2023
  • Devamı
    Ciddi önlem için tribünlerde savaş mı çıkmalı!

    Türk futbolunun kanayan yarası yeşil sahalardaki şiddet olayları bu kez Kadıköy ve Sivas’taki Avrupa maçlarında hortladı. Kanun...

    Uğur Meleke 18 Mart 2023
  • Devamı
    5.5 dakikalık ihanetin sonucu

    Fenerbahçe için 2022-23 sezonu, iki perde olarak yaşandı garip bir biçimde… Temmuzdan kasıma kadar net bir stratejiyle...

    Uğur Meleke 17 Mart 2023
  • Devamı
    Hürriyet Futbol Konseyi, 14 Mart 2023

    Süper Lig’in 25. haftası geride kalırken Uğur Meleke, Hürriyet Futbol Konseyi’nde haftanın gelişmelerini değerlendirdi. SORU 1 – Türk...

    Uğur Meleke 14 Mart 2023

Copyright © 1999 Meleke.com

Erken final belirleyecek
Yaşam grubu