Transfer rehberi: Fabian Ernst
Denizli’nin geldiği günden itibaren Toraman’ı, Zapo’yu ve Sivok’u savunmanın önünde denediği, Cisse’yle Uğur’u yumuşak bulduğu düşünülürse; savaşçı, agresif, istikrarlı, ama renksiz Ernst, teknik kadronun aradığı “Tayfur”vari adam gibi gözüküyor.
Ernst, mevkidaşları Gattuso/Makelele benzeri bir anlayışı benimsemiş, daha ziyade kesici özelliğiyle ön plana çıkmış bir orta saha oyuncusu… Rakip ataklarda iyi sezgileriyle çok top kazanan, oyun içinde açık olan pozisyonlara süratle yetişip kapatan, ama elde ettiği topları aynı oranda iyi kullanamayan tipik bir ön libero… Gittiği her kulübe çok hızlı adapte olmuş, 18-19 yaşlarından genç milli takımlardan başlayarak yer aldığı her ekipte kısa sürede kaptanlığa yükselmiş, 9 yıldır hiçbir sezon 26 maçın altına düşmemiş, sakatlığı/cezası çok fazla olmayan “Tayfur Havutçu”vari bir performansı var. Werder Bremen’in çok gol atan, ailece hücuma giden anlayışı içinde 2000-2005 arasında toplam 11 gol, 17 de asiste imza atmış ve o dönemde 24 kez milli takım forması giymiş. Ama 2005’te Schalke’ye transfer olduktan sonra buradaki 4-1-2-3 anlayışı içindeki “1”i oynamış ve 4 sezondur rakip kaleye çok fazla yaklaşmamış, milli takımda da bir daha yer bulamamış.
Yabancı kalmaz
Schalke ile Beşiktaş’ın oyun anlayışı arasında bir benzerlik söz konusu, bu da Ernst’e bir avantaj sağlayabilir. Orada da 4’lü savunmanın önünde Ernst, onun önünde Engelaar-Jones ikilisi ilerideki üçlüyü destekliyorlar. Ama Rakitic’in orta üçlüye girmesi, Ernst’in de performans olarak yavaş yavaş Engelaar ve Jones’un gerisine düşmesi, Beşiktaş transferinde etkin olmuş gibi gözüküyor.
Zaten Mustafa Denizli’nin de Beşiktaş’ta benimsediği 4-3-3 benzeri sistem içinde savunmanın önüne katı bir merkez oyuncu aradığı belli idi. Ön taraftaki üçlüsü Nobre (Bobo) ortada, Tello ve S.Özkan (Holosko) kanatlarda savunmaya pek katkı yapmıyordu. Üstelik hemen arkalarında oynayan Yusuf’tan (ve Delgado’dan) da böyle bir beklenti yok. Denizli’nin sisteminde bekler; Serdar Kurtuluş ve Ekrem Dağ’ın da sıkça hücuma katıldığı düşünülürse, geri dönüşlerde sıkıntı yaşayan Beşiktaş’a savunmanın önüne Ernst takviyesi anlaşılabilir. Hatta Delgado’nun dönüşü ve Yusuf’la beraber oynama ihtimalinde Ernst’ün bütün bu açıkları kapatması bekleniyor da olabilir.
Tabii Beşiktaş’ın kadro yapısı göz önüne alındığında en yüksek maaşlı ikinci oyuncu olarak Ernst’ün transferinin yüzde yüz doğru olduğunu söylemek zor. Birincisi; şu anda iki yabancı Sivok-Cisse ile iki yerli Serdar-Uğur o pozisyonda oynayabiliyor. Ama Ertuğrul Sağlam döneminin bankoları; Cisse ve Uğur’un, Denizli’nin favori oyuncuları arasında olduğunu söyleyemeyiz tabii… Sanırız Denizli bu iki oyuncuyu biraz yumuşak buluyor ki, Ernst her sezon 7-8 kart gören daha sert bir merkez oyuncu görüntüsünde…
İkincisi de; 8 yabancıdan ikisini kulübede oturtmanız gerek ve Bobo, Holosko gibi yüksek potansiyelli oyuncuları 30’luk Ernst için bekletmek, değerlerini çokça düşürmek, orta vadede büyük liglere transfer şanslarını da yitirmek anlamına gelecek. Özetle evet, Ernst, belli ki Denizli’nin aradığı oyuncuydu. Ama Beşiktaş’ın aradığı oyuncular bunlar mıydı, iki-üç sezon sonra geriye dönüp fayda/maliyet hesabı yapıldığında terazinin hangi kesesi ağır basacak, Cisse ile Ernst arasında 4,5 milyon euroluk bir fark var mı, o konularda kuşkulu olduğumuzu söylemek gerek.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS