2009-10 sezonunda Avrupa kupalarındaki format değişikliği, Türk futbolunun fikstürünü ciddi biçimde etkiledi. Hem Ş.Ligi’nde hem de Avrupa Ligi’nde ilişkimiz olan ön eleme turu sayısı arttı. Örneğin G.Saray, Avrupa Ligi’ne girebilmek için 3 ön eleme turu oynayacak ve mesaisi 16 Temmuz’da başlayacak. Ş.Ligi’ne girebilmek için iki rakip geçmesi gerekecek Sivasspor’un da 28 Temmuz’da devlerle kapışmaya hazır olması gerekiyor.
Üstelik geçen sezon 4 olan UEFA Kupası gruplarındaki maç sayısı, format değişikliği sonrası 6’ya çıktı. Ve bizim Avrupa Ligi’nde (Sivasspor da dahil) 4 takımla yer alma ihtimalimiz var!
Eşsiz Türkiye Kupası formatımızı da değiştirmedik, yine 5’li gruplarla (puan durumu takibinin ve alt lig takımlarının terfisinin imkansıza yakın olduğu) mücadele devam edecek. Henüz TFF, Türkiye Kupası fikstürünü açıklamadı; ama grup maçlarının büyük bölümünün devre arasına sıkışacağı aşikar…
Sezon sonu Dünya Kupası oynanacağı için liglerin Mayıs ortasında bitmesi gerekiyor. TFF hafta içinde lig müsabakası oynatamıyor, zira Avrupa kupaları ve ulusal maçların yoğunluğu nedeniyle sezon boyunca boş çarşamba yok. Biz İngiltere’nin yaptığı gibi bazı takımlarımız Avrupa’da mücadele ederken, diğerlerine aynı gün lig oynatmıyoruz. Ayrıca Avrupa’da çeyrek finalden sonrasını göremeyiz düşüncesiyle o çarşambalara da lig maçı koymuyoruz. Tüm bu koşullar göz önüne alındığında da lig, 9 Ağustos’ta başlamak zorunda kalıyor. Bizim gibi sıcak sayılabilecek bir memleket için de bu tarih çok erken…
Peki, ne yapabiliriz?
Bu soruna iki çare üretilebilir… Birincisi, devre arasını 5 değil 3 hafta yaparak lig başlangıcını 9 Ağustos’tan 23 Ağustos’a kaydırmak… Bu durumda ilk devrenin bitişi de 3 Ocak’a kayıyor, ki bu da yabancıların Noel tatili için 10 bavulla ülkelerine gidememeleri demek! Herhalde İngiltere’nin İtalya’nın maç yaptırdığı yılbaşında biz de lig oynatırsak çok büyük bir infiale sebep olmayız… Hele kendi bayramlarımızda bile futbolu hiçbir zaman durdurmamışken…
İkinci çare, daha radikal bir çözüm: “Ligdeki takım sayısının 18’den 16’ya düşürülmesi” … İngiltere, İspanya, İtalya 20 takımla oynuyor, evet ama biz zaten tarihin hiçbir döneminde onlarla yarışmadık ki! Yarışamayız da! Liginin toplam değeri bizim altımızda olan (ve sayısız milyarder patrona rağmen transfere toplamda bizden daha az para harcayan) Rusya, son 5 sezonun 5’inde de Avrupa kupalarında bizden fazla puan topladı. Ligi bizden yüzde 40 ucuz olan Ukrayna, son 5 yılın 4’ünde bizi geçti. Bu sezon da D.Kiev’in, Shakhtar’ın, Metalist’in neler yaptığını gördük! Hem kulüpler hem de milli takım bazında bize yakın koşullara sahip olan, esas rakiplerimiz sayılabilecek Rusya, Ukrayna, Yunanistan ve Portekiz ligleri 16 takımlı… Hatta 12 takımlı İskoçya Ligi’ni de bu gruba katmak gerek. Örneklere bakılırsa lig kalitesinin sadece nicelikle değil, nitelikle de ilgisi var…
16 takımlı lig, 4 hafta daha kısa sürecek bir lig demek… Hem lige eylülde başlayıp, hem de 1 ay devre arası tatili yapabilmek demek. Bunları bir kenara bırakın, daha kuvvetli takımlarla daha nitelikli bir mücadele demek.
* * *
Eğlencelik bir detayla bitirelim: Bu sezon lig 6 takımla oynansa idi şampiyon Fenerbahçe; lig 9 takımla oynansaydı şampiyon G.Saray olacaktı… 12 takımlı ligde şampiyon yine Fenerbahçe, son Avrupa biletinin sahibiyse Bursaspor oluyor… 13’le 18 arası takıma sahip her ligin şampiyonuysa Beşiktaş!
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS