• ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
  • RADYO
  • VİDEO
Uğur Meleke resmi sayfası
  • ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
    • beIN Manşet, 20 Ocak 2021
    • beIN Manşet, 19 Ocak 2021
    • beIN Manşet, 18 Ocak 2021
    • beIN Manşet, 14 Ocak 2021
    • beIN Manşet, 12 Ocak 2021
  • RADYO
    • Radyospor, 22 Mayıs 2018
    • Radyospor, 16 Mayıs 2018
    • Radyospor, 15 Mayıs 2018
    • Radyospor, 14 Mayıs 2018
    • Radyospor, 9 Mayıs 2018
  • VİDEO
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 23 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 19 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 12 Ağustos 2020
    • Avrupa Ligi Özel, Nesine, 10 Ağustos 2020
    • Çift Santrfor, Nesine, 24 Temmuz 2020
  • Facebook

  • Twitter

  • Pinterest

  • Instagram

  • YouTube

  • RSS

Hürriyet

Şu fikstür meselesi

Şu fikstür meselesi
Uğur Meleke
Uğur Meleke
25 Temmuz 2010

Mâlumunuz, geçtiğimiz Çarşamba günü fikstür çekildi ve Süper Lig 2010-11 sezonunun maç programı belli oldu. “Fikstür çekildi” lafını tabii alışkanlık icabı kullanıyoruz, aslında Avrupa’nın hemen hemen bütün büyük liglerinde fikstür çekilmiyor. Türkiye’deki 34 haftalık (veya İspanya’daki 38 haftalık) fikstür önceden belli ve kulüp temsilcileri sadece ilk hafta tablosundaki yerlerini kurayla tespit ediyorlar. Birinci hafta fikstürü belli olduğu anda zaten 34 haftalık fikstür de belirlenmiş oluyor. Yani fikstür çekimi dediğimiz şey esasında yalnızca bir kâsenin içinde 1’den 18’e kadar topların konulması ve 18 Süper Lig ekibi temsilcisinin sırayla gelip birer top çekmesinden ibaret…

Bu sene mesela F.Bahçe 1, Antalya 2, Ankaragücü 3, … , G.Saray 18 numaralı topları çekerek ilk hafta maçlarındaki yerlerini almışlar. Fikstür, otomatik takip esasıyla yapılandırıldığı için, bir sporseverin elinde ilk hafta fikstürü varsa, bütün bir sezonun fikstürüne de sahip demektir. 18 takımın 17’si ligde aynı sırayı takip ediyorlar, sadece Sivasspor’un fikstürü o sırayla gitmiyor (Bunun nedeni tamamen matematiksel). Bu yüzden her takım Sivas ile içeride oynadığı haftadan bir sonraki maçını da iç sahada oynuyor, yalnızca (dizinin en başındaki) 1 numaralı topu çeken Fenerbahçe ve (dizinin en sonundaki) 18 numaralı Galatasaray hariç…

Şimdi, elimizde yalnızca aşağıdaki Süper Lig ilk hafta fikstürü olduğunu düşünelim:
Fenerbahçe-Antalyaspor
Ankaragücü-Trabzonspor
Karabükspor-Manisaspor
Belediyespor-Kayserispor
Bucaspor-Beşiktaş
G.Antepspor-Kasımpaşa
Eskişehirspor-Gençlerbirliği
Bursaspor-Konyaspor
Sivasspor-Galatasaray

Örneğin ilk hafta Eskişehir’le oynayan Gençlerbirliği’nin sonraki haftalardaki rakiplerini bulmak için saat yönünde ilerlemek yeterli… Yani G.Birliği’nin ilk yarı fikstürü şöyle: Eskişehir, Antep, Buca, Belediye, Karabük, A.Gücü, F.Bahçe, Antalya, Trabzon, Manisa, Kayseri, Beşiktaş, Kasımpaşa, Sivas (Sıra söz konusu takımın kendisine geldiğinde Sivas’la oynuyor), Konya, G.Saray, (Sivas’ı atlıyoruz), Bursa…
Bu mantık La Liga’da da aynı. Geçen yıl R.Madrid 1, Barcelona 15 numaralı topu çekmişlerdi, serbest fikstürü olan ekipse Malaga’ydı… İspanya Ligi’yle Türkiye Ligi arasındaki farksa şu: Türkiye’de derbiler ilk haftalara ve milli maç öncesine denk gelmesin diye 3 büyüklere numaraları önceden teslim ediliyor, İspanya’daysa 20 takım kuraya eşit şartlarla giriyor. Zaten bizim yıllardır itiraz ettiğimiz konu da bu…

1,10 ve 18 numara
Bu yıl üç büyüklere 1,10 ve 18 numaralı toplar ayrılmış; FB 1, BJK 10, GS 18 numarayı çekmişler… 9 sezondur uygulanan bu yöntemin neticelerden bazılarıysa şunlar:
1) Dokuz sezondur İstanbul’un üç büyükleri, ilk 4 hafta birbirleriyle karşılaşmıyorlar.
2) Beşiktaş, son 16 yılda 15’inci kez ligi deplasmanda (Antep’te) bitiriyor.
3) G.Saray’sa son 13 yılda 11’inci kez son maçını iç sahada (Konya’yla) oynayacak.
4) Fenerbahçe son 4 sezonda üçüncü kez GS-BJK-TS üçlüsüyle ilk yarıda iç sahada oynuyor.
Gerçi geçen yıllara göre problemler bayağı azalmış gözüküyor: 2009-10’da İstanbul-Ankara takımlarına ayrılan toplar ardışık olunca Beşiktaş ilk 9, Fenerbahçe son 13 hafta İstanbul-Ankara dışına çıkmamışlardı. Fenerbahçe üst üste 3 sezon son hafta Trabzon’la karşılaşmış, Galatasaray ve Beşiktaş’la da 10-13’üncü haftalarda oynamıştı. Bu seneyse bu sorunların tekrar etmediği gözlemleniyor.

Anti-tez
Bu sütunu göz ucuyla takip edenler konu hakkındaki fikrimi biliyorlar: Fikstürün lig sonu neticesine etkisinin yüzde bir düzeyinde olduğunu düşünüyorum, ama üç büyüklere yapılan bu ayrımın kamuoyundaki güven duygusunu zedeleyeceği endişesini de taşıyorum. Bu yıl konu hakkında birçok üst düzey yetkiliyle konuşarak görüş alışverişinde bulundum. Karşıt görüşte olanların tezi özet olarak şu şekilde:
“Euro 2012 elemeleri Eylül’de başlıyor ve milli takım yetkilileri resmi maçlar öncesinde derbi istemiyor. 3 büyükler de, transferleri tamamlamadan ve Avrupa kupalarında ciddi turlara gelinmeden derbi oynamak istemiyor. Yayıncı kuruluşsa üyelerinin izleme alışkanlıklarıyla reklam veren davranışları nedeniyle bu fikstürden yana. Yani resmi olarak dillendirilmese de kapalı kapılar ardında konuşulan şu: TFF, üç büyükler ve yayıncı kuruluş fikstür konusunda ortak görüşte…”
Benim bu konu hakkında bildiklerim bu kadar… Fikstürün 18 takımın hiçbirine en ufak dezavantaj sağlamaması, yüzde yüz adaletli harika bir sezon yaşanmasını dileğiyle, iyi pazarlar…

Eğlencelik bir soru
2008-2009’da serbest fikstürü olan takım Konyaspor’muş ve küme düşmüş. 2009-2010’da Denizlispor serbest fikstüre sahipti, onlar da küme düştü! Bu arada geçen yıl İspanya Ligi’nde serbest fikstürü olan Malaga’nın da küme düşmekten son hafta aldığı 1 puanla kurtulduğunu ekleyelim.
Öyleyse soru şu: Acaba serbest fikstüre sahip olmanın, sıralı fikstüre uymaya göre belirgin bir dezavantajı olabilir mi? Bir fikriniz varsa meleke.com yoluyla benimle paylaşabilirsiniz.

http://www.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=1267990&AuthorID=112&b=Su fikstur meselesi&a=Ugur Meleke&KategoriID=6

Related Items
Yorumları Görüntüle (10)

Yorum Sayısı : 10

Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et

Hürriyet
25 Temmuz 2010
Uğur Meleke
Uğur Meleke

Related Items

Diğer Hürriyet İçerikleri

  • Devamı
    19 faul ve 16 şut

    Bir Erol Bulut takımı oyuncusuysanız savunma yapmak zorundasınız. Dün dakikalar 67’yi gösteriyordu. Valencia önde baskıyla kazandığı top...

    Uğur Meleke 19 Ocak 2021
  • Devamı
    Rıdvan ve Josef fark yarattılar

    Genç Rıdvan her ofansif aksiyonun içinde vardı, Souza da klasik bir büyük maç oyuncusu gibiydi. Bu müsabakayı...

    Uğur Meleke 18 Ocak 2021
  • Devamı
    Bir taç atışı bile derbinin sonucunu değiştirebilir

    Galatasaray açık oyunda ligin en az gol yiyen takımı, Beşiktaş ise ligin kader adamlarından Aboubakar sayesinde taç...

    Uğur Meleke 17 Ocak 2021
  • Devamı
    Terim oyuncuyla, Yalçın oyunla kazanma peşinde

    Sergen Yalçın’ın iç sahada oyunundan feragat etmeyeceğini, topa daha fazla sahip olmak isteyebileceğini tahmin ediyorum. Terim ise...

    Uğur Meleke 16 Ocak 2021
  • Devamı
    Ozan Tufan olmayınca orta saha aksıyor

    Türkiye Kupası’nın enerjisi bu sezon bir tık daha yüksek doğrusu. O saçma sapan, Dünya’da eşi benzeri olmayan...

    Uğur Meleke 15 Ocak 2021
  • Devamı
    Defansif on numara Mert Hakan

    Bulut, herkesin kusursuz savunma yapmasını öncelik olarak benimsemiş. Fenerbahçe geçen hafta içinde Bayern Münih’e karşı 90 dakika...

    Uğur Meleke 12 Ocak 2021
  • Devamı
    Dünyanın en çok hakem atışı yapılan ligi

    Yere yatan kalkmıyor. Hakemler de akan oyunu sürekli durduruyor, böyle olunca da tempo düşüyor. Türkiye’de oynanan futbolla...

    Uğur Meleke 11 Ocak 2021
  • Devamı
    Fenerbahçe 40 maçın ancak 5’ini böyle oynayabilir

    Bence önceki günkü tartışmada haklı olan taraf Çağdaş Atan. Çünkü ligde Fenerbahçe’ye karşı yüzde 60-65 topla oynama...

    Uğur Meleke 9 Ocak 2021

Copyright © 1999 Meleke.com

İki nokta
FB ile GS dost olmak zorunda mı?