Almanya’da Bayern, Belçika’da Brugge, Malta’da La Valetta, İrlanda’da Cork City veya Türkiye’de Fenerbahçe… Ligin standardı ne olursa olsun o şampiyonanın büyük takımı 19 maçta 12 kez 1-0 mağlup duruma düşen taraf oluyorsa o noktada bir acayiplik vardır. Fenerbahçe bu sezon ligde hemen hiçbir maça baskılı başlayamıyor, 15-20 dakika dahi rakibi boğamıyor, kendi yarı sahasına yığamıyor. Fenerbahçe ısırmayınca, Fenerbahçe saldırmayınca, Fenerbahçe baskı kurmayınca da tam 12 rakip sarı-lacivertlilere karşı skor avantajıyla başlayabiliyor.
Kocaman’ın kontrollü başlama ve oyunu son bölümde çözme düşüncesi olabilir. Ona da saygı duyulabilir, hatta koşu mesafelerini bu kadar önemsemesi de o yüzden olabilir. Ama bir kontrol oyunu oynayıp, bir kontrol takımı kurup, alametifarikası önlem alma olan bir üçlü orta sahayla hâlâ kontratak golü yiyorsanız (hatta kontrataktan ikinciyi yemeye de çok yaklaşıyorsanız); o zaman o yöntemi uygulamada da bir sıkıntı var demektir. Bence Fenerbahçe büyüklüğünde takımların ilk meselesi “önlem almak” olmaz, “önlem aldırmak” olur. Bu gerçeği de bir kenara bırakalım, bir “önlem takımı” 12 maça mağlup başlıyorsa zaten önlemede de pek başarılı olduğu söylenemez!
Üstelik bu “önlem takımı”nın en ucunda fantastik bir santrfor, Moussa Sow var. Siz ileride sadece Sow’u rahatlatacak organizasyonu kurabilseniz, önlem alan taraf değil, önlem aldıran olursunuz! F.Bahçe’de hücum bölgesine adım atan oyuncu sayısının azlığı Sow’u yalnızlaştırıyor, kaleye yüzünü dönecek fırsatı bir türlü bulamayan Sow’da bir röveşata mecburiyeti oluşuyor. Sonra da Sow’u o fantastik vuruşları yapabildiği için övüyor kamuoyu. Oysa mesele, Sow’a o fantastik vuruşları yaptırmak değil yaptırmamak. Sow’un etrafını başka forvetlerle destekleyip ona bazen yüzünü kaleye döndürecek fırsatı üretmek.
Elazığ karşısında 46’da Sow’un etrafı kalabalıklaştı, Fenerbahçe ikinci devreyi 2-0 önde kapattı. Antep’te 46’da birinci, 76’da ikinci ofansif hamle geldi; Fenerbahçe yine bir devreye iki gol sıkıştırdı. Belli ki Kocaman bir biçimde Sow’un etrafını kalabalıklaştıracak formülü üretebilirse Fenerbahçe gol sorununu çözecek. Belki gol yiyecek, ama fazlasını atacak oyun planına sahip olacak.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS