Milli takımın özellikle son 15 yılda yaptığı özel karşılaşma sayısı arttı, ama bir türlü resmi müsabaka ciddiyetimizi hazırlık maçlarına taşıyamadık. Lâkin Almanya’da oynadığımız iki maçta bu yönde önemli bir kazanım var, gerek Slovakya gerekse Uruguay karşısında ay-yıldızlıların, resmi maç isteklerinden/performanslarından çok geride olmadığı gözlemlendi. Öyleyse bu iki maçı turnuva öncesi durumumuz açısından ölçü kabul etmek çok yanlış olmayacaktır.
4-4-2 ihtimali
Terim, turnuvada 4-3-3 düzeniyle oynayacağımızı daha önce açıkladı ama maç içinde dönem dönem 4-4-2’ye dönebileceğinin sinyallerini de veriyor. Slovakya maçına 4-4-2 başlayıp sonra 4-3-3’e dönmesi, belli rakiplere karşı bu şablonu da kullanacağının işareti… Büyük ihtimalle bu sistem değişikliklerinden en çok etkilenen oyuncu M.Topal olacak, zira 4-4-2’nin göbeğinde Aurelio ile birlikte yer bulması kuvvetle muhtemel, ama 4-3-3’te Fenerbahçeli adaşının yedeği konumunda gibi gözüküyor… Topal, Euro 2008’de değişiklik tabelasına adı çok yazılan oyunculardan biri olabilir…
Yıldıray
Sanıyorum Terim’in 4-3-3 düzeni içinde yer bulmakta en çok zorlandığı oyunculardan biri Yıldıray… Uruguay maçında orta üçlüyü Emre-M.Topal-Yıldıray olarak kurdu ama gurbetçi yıldızımızın gerek savunmaya katkısı gerekse çizgi oynama alışkanlığı eksik… Yıldıray’dan faydalanabileceğimiz ideal pozisyon da yine 4-4-2’nin içinde var, Yıldıray ve Nihat hücumda arka arkaya oynayabilirler, ama Terim herhalde bu dizilişe sadece ihtiyacı olduğunda başvuracak…
Multi-pozisyon oyuncular
Terim sadece 6 maçlık bir turnuvada ve 20+3 kişilik kısıtlı kadro imkanları içinde birden fazla pozisyonda kullanabileceği oyunculara çok değer veriyor… Bu multi-pozisyon futbolcular sayesinde oyuncu değişikliği yapmadan sistem değişikliği yapmanın planlarını yapıyor…
Kamuoyunun çok itibar etmediği Kazım ve Tümer’e yüklediği ekstra anlamlar da biraz bu yüzden… Mesela Kazım’ı, 4-3-3’te ortanın sağında, hücumun sağında ve hatta santrfor olarak kullanabileceğini düşünüyor Terim… Aynı şekilde Tümer’i de göbekte ve solda kullanması mümkün…
Mevlüt
4-3-3’ün en önünde iki çizgi hücumcusu ve bir santrfora ihtiyacınız var ve Semih’le Halil bütün bir sezon boyunca kulüplerinde bu düzeni oynamış oyuncular… Halil Altıntop, Asamoah, Kuranyi, Sanchez ve Larsen’in herhangi ikisinin ortasında genelde tek santrfor olarak oynadı sezon boyunca… Fenerbahçeli Semih’in de Deivid ve Kazım’la birlikte üçlünün ortasında oynadığını söylemek mümkün…
Mevlüt’ünse durumu biraz farklı… Sochaux iç saha maçlarında 4-4-2’yi tercih ediyor ve Mevlüt, Pancrate veya Grax’la iki santrforu oluşturuyordu… Deplasmanda da tek santrfor olarak görev yapmışlığı çok az. İki hazırlık maçımızda da biraz heyecanlı gözüktü. Sanırım bizim onunla ilgili duyduğumuz yoğun heyecan 21 yaşındaki bu temiz yüzlü gence de yansımış…
Yemeden kazanmak
Savunmamızla ilgili tarihi problemlerimizin sürdüğü mâlum… 2000’li yıllarda da “yediğinizden bir fazlasını atma” hedefi her zaman mümkün gözükmüyor… Hele böyle kısa turnuvalarda “yemeden kazanmak” üstünde de ciddi kafa yormak lazım…
Terim 90’ların ortasında yaptığı savunma devriminde Trabzonspor’un başarılı defansının uyumundan çokça faydalanmıştı… Çoğu maçta Abdullah-Osman-Cengiz-Ogün ve Tolunay’ın dördü, hatta bazı maçlarda beşi birden oynamışlardı… O gün için, Bülent’in, Gökhan’ın, Recep’in çok iyi dönemleriydi ve Terim, “şimdi yeni bir şey söylemek lazım” deyip yapmıştı bu savunma hamlesini… Trabzonsporlu oyuncuların kulüplerindeki uyumundan faydalanmıştı basitçe… Acil durumda camı kırıp, böyle bir ara çözüm üretmişti doğrusu…
Şimdi de bir acil durum gözüküyor sanki… Gökhan Gönül’ü kaybettik. Zan’ın da sağlık problemleri var… Turnuvaya sadece 11-12 gün kala savunmamızı netleştiremiyor, özellikle pozisyon oyununda çok zorlanıyoruz… Bu acil durumda da camı kırıp faydalanılabilecek savunma düzeni, Galatasarayınki gibi gözüküyor…
Sabri-Emre-Servet ve H.Balta, neredeyse bütün bir ikinci yarıyı bir arada oynadılar ve 17 maçın 12’sini gol yemeden kapattılar… Terim, onların kulüplerinden taşıdığı uyumdan, muhtemelen milli takımda da faydalanmayı düşünecektir…
Zaten savunmadaki basit hatalarımızı çözebilirsek, bu milli takımın 6 maçın en az 5’ini oynayabilecek potansiyeli olduğuna inanıyoruz…
http://www.milliyet.com.tr/Default.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=759864&AuthorID=112
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS