Bu tura gelen hemen her takım, temel doğruları asgari düzeyde yapıyor: Japonya da en az Brezilya kadar savunmada tutarlı. 4 numaralı Tanaka’nın Hollanda-Danimarka-Paraguay maçlarındaki performansı Juan’dan aşağı değildi. Paraguay da en az Hollanda kadar çizgi hücumu deniyor, hatta Morel’in kanat bindirmelerinin van Bronckhorst’tan iyi olduğunu söylemek çok iddialı olmaz. Duran topları kullanma konusunda, Japon Honda ve Endo, Arjantinli Veron’la Di Maria’dan aşağı değiller. Bu aşamada hemen her takım temel işleri bu denli doğru yapınca, neticeyi de genelde (hakem müdahalesi olmazsa) özel yetenekler belirliyor. Dün akşam sahnede yoklardı, ama galiba o özel yetenekler daha çok Güney Amerikalı formalar giyiyorlar.
Dünyaca ünlü bir futbol analiz firması, 60 yıl sonra ilk kez bir Amerikan-Amerikan finalini beklediğini duyurdu. Gerçekten de Afrika’da bir Brezilya-Arjantin finali olabilir mi bilemeyiz, ama şunu net olarak biliyoruz: Bu kupada henüz hiçbir eski dünyalı (Avrupalı, Asyalı, Afrikalı), bir Güney Amerikalı’yı eleyemedi. G.Amerika elemelerinden gelen 5 ekibin (dördü lider pozisyonunda olmak üzere) beşi de gruptan çıktı. İkinci turda da bu 4 liderin dördü de yenilgisizliklerini koruyarak çeyrek final bileti aldılar. Çeyrek finalde de sadece Paraguay bir sürprize imza atarsa yarı finale 4 Güney Amerikalı’nın bir arada çıkması olası (Çünkü Arjantin, Brezilya ve Uruguay’ın rakiplerini elemeleri sürpriz sayılmaz).
Eğer 80 yıllık Dünya Kupası tarihinde ilk kez son 4’te sıfır Avrupalı, 4 Güney Amerikalı olursa herhalde bunun üstünde bolca konuşmaya değer… Artık, “neticeyi yetenek belirledi” mi dersiniz, yoksa tercihinizi “Avrupalılar kulüp takımlarına daha fazla konsantre oluyorlar”dan mı kullanırsınız bilemiyorum… Ama şimdiden 4 namağlup Güney Amerikalı’nın çeyrek finalde bir arada olması bile tartışılmaya değer bir şey bence…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS