Oftaşspor’da devre arasında Sterjovski’nin, İngiltere Ligi’ne gidişiyle geriye kayan oyunun merkezi, (Tozo da eksik olmasına rağmen) Olgay ve Kadir’in iyi performanslarıyla öne taşınmış. Tabii Oftaş’ın merkezde üstünlük kurmasında 3 oyun kuramayıcı stoper (Gordon, Zan ve Toraman) artı bir şaşkın devşirme Serdar Özkan’a karşı teknik kalite avantajlarının da etkisi var.
Beşiktaş’ın 60’taki Yozgatlı-Delgado değişikliği ile göbekteki denge biraz Beşiktaş lehine döndü, ama Oftaş’ın esas zayıf karnı Petkovic’li sol tarafını iyi değerlendiremediler. Son 15 dakikada Serdar’ı sola, Aydın’ı sağa alarak Petkovic’in üstüne daha fazla gitmeyi denediler, ama bu kez de karşılarına sahanın en iyisi Murat Kalkan çıktı.
Hocaların da sıkışan oyuna fazla müdahale etme şansları yoktu, zira iki takımın çeşitli sebeplerle oluşan kadro zâfiyetleri yedek kulübelerinden de bariz bir biçimde anlaşılıyordu. 14 yedek futbolcu arasında koca sezonda 1 maçtan fazla ilk on bir görmüş sadece 3 oyuncu vardı: Serdar, Delgado ve Savaş…
Caydırıcı ceza
Bu arada, statta tesadüfen bir yabancı basın mensubu olsa, onu bu maçın seyircisiz oynandığına ikna etmeniz zor olurdu. Sadece şeref tribünü değil, onun aşağısındaki VIP bölümü ve numaralının bir kısmı da vazifesinin ne olduğunu bilmediğimiz insanlarla doluydu.
Esasında madem federasyon, seyircisiz oynama cezasını da tam olarak uygulayamıyor ve tribünlere çeşitli görevleri olan (!) yüzlerce insan girerek, ceza “seçkin seyircili” bir forma dönüşüyor, bari masum futbol seyircisini de lüzumsuz yere cezalandırmayın. Veya seyirciye illâ bir ceza verecekseniz, maç öncesi ve devre arası birbirinden latif eserler çalan hoparlörlerin sesini bir kademe daha açın, “kulak ve ruh sağlığı kaybı cezası” son derece caydırıcı olacaktır…
http://www.milliyet.com.tr/Default.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=516073&AuthorID=112&ver=80
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS