• ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
  • RADYO
  • VİDEO
Uğur Meleke resmi sayfası
  • ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
    • beIN Manşet, 23 Mart 2023
    • beIN Manşet, 15 Mart 2023
    • beIN Manşet, 13 Mart 2023
    • beIN Manşet, 8 Mart 2023
    • beIN Manşet, 27 Şubat 2023
  • RADYO
    • Radyospor, 22 Mayıs 2018
    • Radyospor, 16 Mayıs 2018
    • Radyospor, 15 Mayıs 2018
    • Radyospor, 14 Mayıs 2018
    • Radyospor, 9 Mayıs 2018
  • VİDEO
    • beIN Sports, 22 Ocak 2021
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 23 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 19 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 12 Ağustos 2020
    • Avrupa Ligi Özel, Nesine, 10 Ağustos 2020
  • Facebook

  • Twitter

  • Pinterest

  • Instagram

  • YouTube

  • RSS

Hürriyet

Schuster dama, Sağlam satranç oynuyor

Schuster dama, Sağlam satranç oynuyor
Uğur Meleke
11 Kasım 2010

Kasımpaşa beraberliği sonrası Schuster, ligde zirveyi paylaşan Trabzon-Kayseri-Bursa üçlüsünün defansif futbol oynadıklarını iddia etmiş… Alman Hoca’nın yan yana koyduğu üç takımın neredeyse “üç benzemez”  oluşunu, hepsinin en az Beşiktaş kadar gol atmasını bir kenara bırakıp, Schuster’i anlamaya çalışıyorum: Alman Hoca’nın haklı olduğu detaylar var mı? Süper Lig’de gerçekten savunma futbolu mu para ediyor?


21’inci yüzyılın ilk çeyreğinde dünya futbolunda baskın anlayışın Barcelona/İspanya futbolu olduğu mâlum… Rijkaard’ın Barcelonası’yla Aragones’in İspanya’sının tohumladığı bu “sabır/yetenek odaklı; stoperlerin, beklerin ve kalecinin bile trafiğe katıldığı, mümkünse rakip ağların içine kadar pasla girme oyunu” , Arsenal, AZ Alkmaar, Werder Bremen gibi güçlü örneklerle de destekleniyor. İki binli yıllar itibariyle ise hemen herkes (Nurullah Sağlam’ın Antep’iyle Vural’ın Kasımpaşa’09’u bile) Barcelona gibi oynamaya çalışıyor; uzun vurmak, iki metrelik hedef santrforla top indirmek gibi eski alışkanlıklar neredeyse lanetleniyor!
Bu yıl Beşiktaş’ın, Fenerbahçe’nin, Trabzonspor’un, Çalımbay dönemi Eskişehir’inin oynamaya çalıştığı futbol, Barcelonagiller gibi… 90 dakika pozisyon arayan, yediğinden fazlasını atmayı hedefleyen, Hilbert’le Serkan Balcı’nın en az santrforlar kadar hücuma katkı yaptığı; M.Topuz, Pele, Hüseyin Kala gibi iki yönlü orta saha oyuncularının ön liberoların yerine kullanıldığı, stoperlerin pasla çıktığı keyif odaklı bir düzen…

Ama basit bir gerçeği de gözden kaçırmamak lazım: Futbolda tek bir doğru yok. Herkes Barcelona olmak zorunda değil… Herkesin elindeki malzeme “Barcelonavari”  olmaya uygun da değil. Geçen yıl Mourinho’nun Inter’inin nasıl sonuca gittiği ortada. Şampiyon Bursa’nın, Antalya’nın, Hagi’li Galatasaray’ın (hatta Denizli’nin Beşiktaş’ıyla Avcı’nın Belediyespor’unun) futbolları da Barcelona’dan ziyade, Inter’i hatırlatıyor.
Mesela Antalya’nın maç içinde yüzde 70 topa sahip olmak gibi bir derdi yok. Bursa hafta içinde toplu hücum organizasyonları kadar, duran top varyasyonları da çalışıyor. Hagi muhtemelen bu 3 haftada 20-30 pasla atılmış goller değil, 3-4 pasla kaleye gidilen pozisyonlar hayali kurdu. Ertuğrul Sağlam da öyle… Volkan Şen, Ozan veya Sercan belki 4-6-0 diye tabir edilen, herkesin ayak içiyle şiir yazdığı takımlara bire bir uymazlar, aynı hücumun yirmi altıncı pasında yaptıkları bir hata göze batabilir. Ama Bursa Atatürk Stadı’nda 3-4 pasla kaleye gittikleri 3-4 hızlı hücum yeşil-beyazlılara 2 gol kazandırabiliyor…
Anlaşılan Schuster’in hayalindeki futbol bu değil… Schuster, hep bir kare daha ileri gitmeyi hedefleyen; arada taşlar yitirse de bir fazlasını yiyip sonuç almak isteyen bir dama oyuncusu… Sağlam’sa (ya da Özdilek’se) oyun dahilinde stratejiler geliştiren, piyon hareketleriyle zaman öldürebilen ama maç içinde bir-iki kez şah çekeceği ânı planlayan bir satranççı…
Bu anlayışların birini iyi, birini kötü ilan etmekse çare değil. Schuster, stratejisini her türlü oyunu kazanmaya yönelik kurmalı. Trabzon-Bursa-Kayseri’nin farklı kefe takımları olduğunu bilecek kadar ligi iyi tanımalı. İlla şikayet edilecekse, futbol oynamaya çalışan bu hocalar fikir birliği yapıp, oynatmama niyetindeki Konyaspor ve “Çalımbay öncesi Sivasspor” gibi anlayışlardan şikayetlenmeli…

Related Items
Yorumları Görüntüle (5)

Yorum Sayısı : 5

Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et

Hürriyet
11 Kasım 2010
Uğur Meleke

Related Items

Diğer Hürriyet İçerikleri

  • Devamı
    Hürriyet Futbol Konseyi, 22 Mart 2023

    Süper Lig’in 26. haftası geride kalırken Uğur Meleke, Hürriyet Futbol Konseyi’nde haftanın gelişmelerini değerlendirdi. SORU 1 –...

    Uğur Meleke 21 Mart 2023
  • Devamı
    Süper Lig’in ciddi bir devrime ihtiyacı var

    Oyun her faul sonrası fazla duruyor yere yatan oyuncu kalkmak bilmiyor. Süper Lig’in neden zaman zaman izlenmesi...

    Uğur Meleke 20 Mart 2023
  • Devamı
    Otomatik vitesle kazandı

    Beşiktaş belki kolay kazanamadı ama son 3 haftada bir otomatik vites geliştirdi. Bu sene Süper Lig, kelimenin...

    Uğur Meleke 19 Mart 2023
  • Devamı
    Ciddi önlem için tribünlerde savaş mı çıkmalı!

    Türk futbolunun kanayan yarası yeşil sahalardaki şiddet olayları bu kez Kadıköy ve Sivas’taki Avrupa maçlarında hortladı. Kanun...

    Uğur Meleke 18 Mart 2023
  • Devamı
    5.5 dakikalık ihanetin sonucu

    Fenerbahçe için 2022-23 sezonu, iki perde olarak yaşandı garip bir biçimde… Temmuzdan kasıma kadar net bir stratejiyle...

    Uğur Meleke 17 Mart 2023
  • Devamı
    Hürriyet Futbol Konseyi, 14 Mart 2023

    Süper Lig’in 25. haftası geride kalırken Uğur Meleke, Hürriyet Futbol Konseyi’nde haftanın gelişmelerini değerlendirdi. SORU 1 – Türk...

    Uğur Meleke 14 Mart 2023
  • Devamı
    Beşiktaş’ta sezonun en kritik 3 puanı

    Türk futbolu, otuz yıl sonra ilk kez Avrupa 20’nciliğine düşmesinin bedelini önümüzdeki Temmuz’da ödeyecek. Evet, bu sezon...

    Uğur Meleke 13 Mart 2023
  • Devamı
    Okan Buruk’a çok yakıştı

    G.Saray 3. bölgede çok cömertti ama yine de kazanmasını bildi. 10 Şubat 1993 gününde güneşli bir öğleden...

    Uğur Meleke 12 Mart 2023

Copyright © 1999 Meleke.com

Okan Alkan nerede?
Bu Dere, Konya'ya sığmaz