Geçtiğimiz hafta Galatasaray-İstanbul Belediye maçının hakemi, Hasan Şaş’a kırmızı kartını gösterirken onlara en yakın isim Nonda’ydı… Son 10 yılını Fransa, İtalya, İngiltere gibi üst düzey futbol ülkelerinde, Roma, Blackburn, Monaco gibi devlerin formalarıyla Serie A, Premier Lig, Şampiyonlar Ligi gibi üst düzey şampiyonalar oynayarak geçirmiş o adam, hakem Hasan’a kırmızı kartını gösterdiğinde ikiliye bir buçuk metre mesafede idi… Takımı mağlup, tansiyon en üst safhada… Peki, o son derece stresli anda Nonda ne yaptı biliyor musunuz? Başını iki elinin arasına aldı ve üzüldü sadece… Takımının o anda mağlup olduğu ve kalan süreyi eksik oynayacakları geçti aklından muhtemelen… Sonra da döndü oyununa zaten…
Nonda’nın başı ellerinin arasındayken, bir buçuk metre mesafede, Hasan’la hakem arasında yaşananlara bakın bir de… (Öyle ya, hakem bu takımın penaltısını vermedi ise, Hasan kadar diğer 10 oyuncu da, Nonda da üzülmüştür herhalde). Hasan’ın elleri hakemin formasında… Dudaklarından dökülen sözlerin şık olmadığı kesin… Hasan küfür etmedim diyor, yani “Hakeme, ailesine küfür olmayan her türlü hakaret mübahtır” demek istiyor, herhalde… Netice mâlum. Galatasaray on kişi. Kazanılan bir puan.
Kim inanır?
Televizyonları izliyoruz sonra… Hatta onunla karşılıklı oynamış eski bir futbolcuyla da konuşuyoruz o gece. “Hasan, saha dışında dünya beyefendisidir” diyor herkes… Bu arada aynı şeyi Bülent Korkmaz için veya Alpay için de söylüyorlardı: “Sahada biraz saldırgan ama inanın dışarıda tam bir centilmendir”…
Düşünüyorum da, sınıfta öğrencilerini döven bir öğretmen için, evinde “Dünya iyisi bir aile babasıdır” deseler inanır mıydık acaba? Köşesinde sağa sola küfürler yağdıran, her gün bir başka kişiyle uğraşan bir yazar, “Sosyal hayatta çok uyumlu bir adamdır” denirse ne kadar inandırıcı olabilir? Zaten ofiste her gün iş arkadaşlarıyla kavga eden bir adam, evinde beyefendiyse bunun topluma nasıl bir faydası olabilir ki?
Varsayalım ki yarın bankaya gittiniz. Ortalık ana baba günü. Yüzlerce insan sıra bekliyor. Hasan Şaş da gelip yanlışlıkla önünüze geçiyor! Acaba ona karşı mı hakkınızı daha kolay arayabilirsiniz, Nonda’ya karşı mı? Veya çok sıkışık bir trafikte, cehennem gibi bir kavşakta tesadüfen karşılaştığınız Lugano’yla, Zago mu size yol verecektir, yoksa Ergün Penbe mi?
Sahada görelim
Sahada beyefendi olmayan hiçbir oyuncunun saha dışında beyefendi olduğuna ikna olamıyorum. Hasan konusunda ikna olamadığım gibi, Gattuso’nun bir İtalyan centilmeni, Rooney’nin İngiliz şövalyesi olduklarını da sanmıyorum. Eğer gerçekten öyleyseler de, bir psikoloğa danışmalarında fayda var, muhtemelen bir “çift kişilik” problemi yaşıyorlar. Artık o “saha dışındaki beyefendi”yi sahada görmeye ihtiyacımız var..
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS