• ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
  • RADYO
  • VİDEO
Uğur Meleke resmi sayfası
  • ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
    • beIN Manşet, 27 Mayıs 2022
    • beIN Manşet, 26 Mayıs 2022
    • beIN Manşet, 25 Mayıs 2022
    • beIN Manşet, 24 Mayıs 2022
    • beIN Manşet, 23 Mayıs 2022
  • RADYO
    • Radyospor, 22 Mayıs 2018
    • Radyospor, 16 Mayıs 2018
    • Radyospor, 15 Mayıs 2018
    • Radyospor, 14 Mayıs 2018
    • Radyospor, 9 Mayıs 2018
  • VİDEO
    • beIN Sports, 22 Ocak 2021
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 23 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 19 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 12 Ağustos 2020
    • Avrupa Ligi Özel, Nesine, 10 Ağustos 2020
  • Facebook

  • Twitter

  • Pinterest

  • Instagram

  • YouTube

  • RSS

Hürriyet

Rüyalar sessizdir

Rüyalar sessizdir
Uğur Meleke
22 Mart 2010

Diyarbakırspor’un olaylı Bursa ve Belediye maçlarıyla ilgili kararlar açıklandı, bir haftalık fırtına dindi. Cezalarla ilgili değerlendirmeyi hukukçular yapacaklardır, belki de yine siyasiler kararı yorumlayacaklardır, bilemiyorum. Ama kerli ferli parti başkanları, “Diyarbakır, başka illerle futbol oynamaya devam etmelidir” yorumlarını yapmadan önce şu detayları bilmeliler gibi geliyor bana:
Türkiye’de sadece Süper Lig’de futbol oynanmıyor. Hatta Süper Lig, sadece 12 ilin yarıştığı çok kısıtlı bir arena. Bütün profesyonel liglerde toplam 59 vilayet temsil ediliyor. 22 vilayetse, Süper Lig’de yok, birinci ligde yok, ikinci ligde yok, üçüncü ligde yok! Bu illerin 9’u doğu ve güneydoğulu: Hakkâri, Muş, Tunceli, Şırnak, Ardahan, Iğdır, Bitlis, Erzincan ve Ağrı…
Bu durumda siyasilerin Diyarbakır’ı Süper Lig’de tutup doğuda-güneydoğuda futbol oynanıyormuş gibi yapmaktansa daha orta-uzun vadeli işlerle uğraşmaları gerekiyor sanki: Tuncelili çocuğun, Muşlu gencin rüyasında bir gün profesyonel futbol oynadığını görebilmesi işi mesela.


Tabii, rüyalar sessizdir. Şırnak’ta gazete kâğıdından yaptığı topun peşinde koşarak Süper Lig’de futbol oynadığı rüyasını gören çocuk, tribünlerde birilerinin ona “PKK dışarı” diye bağırdığını duymaz. O küçük masum çocuğun bu gürültüyü duymaması doğal; normal olmayansa devlet büyüklerinin Bursa’daki sloganları duymaması, görmemesi, bilmemesi… Bursa’da ayrımcı tezahürat yapıldığı günlerde yönetmelikte bununla ilgili bir cezai müeyyide olmadığı için meselenin üstünün tokalaşma yoluyla kapatıldığı söyleniyor. Benim aklımsa bazı şeyleri almıyor:
1) TFF, kendi yönetmeliğinin yetersiz kaldığı noktalarda UEFA/FIFA kitapçıklarını esas almıyor mu? Dünya, ırkçı/ayrımcı davranışlar konusunda bu kadar hassasken biz bu meseleyi nasıl es geçebildik?
2) Örneğin o gün Bursasporlu Ahmet, Diyarbakırsporlu Mehmet’e elini burnuna götürüp “pis kokuyorsun” mimiği yapsaydı; (o sırada yönetmelikte olmadığı için) bunu da mı cezalandırmayacaktık? O zaman bu ülkede hiçbir ilk suç cezalandırılmıyor mu, o kabahat yönetmeliğe yazıldıktan sonra ancak ikincisi mi cezaya tâbi oluyor?


Rüyalar sessizdir. Hiçbir Ankaralı çocuk, rüyasında çok sevdiği Ankaragücü’nün maçına giderken otobüsteki bıçak bileme seslerini işitmez. Hiçbir genç, canından çok sevdiği takımına tezahürat yaparken dayak yiyip tribünden düştüğü hayalini kurmaz/kuramaz. Hiçbir çocuk rüyasında hakemi linç etme niyetiyle sahaya girmez. Zaten herhangi bir medeni ülkede, sadece 8 saat içinde böyle 3 farklı “faciaya ramak kalmış tribün olayı” yaşanırsa, o memlekette futbol müsabakaları süresiz olarak durdurulur. Bu kararı da federasyonu bile beklemeden hükümet verir, 2007’de Yunanistan’da olduğu gibi, yine aynı yıl İtalya’da olduğu gibi…
Artık kabul edelim, 2009-10 sezonu, Türk futbol tarihinin unutmaya çalıştığımız yıllarından biri olacak. Kimin şampiyon olacağı, kimin düşeceği filan önemsiz artık… Başı yaralanan iki hakem, maç başlamadan birbirine giren milli futbolcular, tribünden düşüp kolu-bacağı kırılan bir taraftar, ırkçı tezahürat, yüzlerce kişiyle ifade edilebilecek linç girişimi, 42’si serbest bırakılan 43 bıçaklı seyirci tek bir sezona sığdıysa ve biz hâlâ futboldan söz edebiliyorsak bu işte bir yanlışlık var demektir.
Bence bugün, eğer bugün olması mümkün değilse bile ligin bitiş tarihi olan 16 Mayıs’ta Türkiye’de futbol müsabakaları süresiz durdurulmalıdır. 5149 sayılı sporda şiddet ve düzensizliği önlemeye dair kanun (son bir kez gözden geçirilip, en modern haline getirilip) meclisten geçmeden, Futbol Müsabaka Talimatnamesi de (artık hiçbir karışıklığa mahal vermeyecek kelimelendirmeyle) tekrar yazılmadan ligler başlatılmamalıdır. Güvenlik kameraları yetersiz olan, kavgayı, yabancı cismi, sahaya gireni ayırt edecek donanıma sahip olmayan stadyumlar (bunlar 4 büyüklerin statları bile olsa) süresiz olarak futbol oynamaya kapatılmalıdır.
16 Mayıs, Türk futbolu için milat olmalı. İcap ederse 2010-11 sezonu geç başlatılmalı, gerekirse hiç oynanmamalı. Aksi takdirde zaten bu ülkede artık hiçbir çocuk futbol oynamayacak, oynamak istemeyecek, futbol oynadığının rüyasını bile görmeyecek.

http://www.milliyet.com.tr/ruyalar-sessizdir/ugur-meleke/spor/yazardetay/21.03.2010/1214515/default.htm?ver=57

Related Items
Yorumları Görüntüle (1)

Yorum Sayısı : 1

Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et

Hürriyet
22 Mart 2010
Uğur Meleke

Related Items

Diğer Hürriyet İçerikleri

  • Devamı
    Buruk’un hayali Okan-Emre-Suat’lı orta saha

    2000 yılında Türk futboluna Avrupa kupası getiren o ikonik Okan-Emre-Suat orta üçlüsünün özelliği, aslında hepsinin ‘10 numara’...

    Uğur Meleke 22 Haziran 2022
  • Devamı
    İşin sırrı Jorge Jesus’un orta sahasında

    Jesus gittiği her takımı önce bir 4-4-2’ye adapte etmeye çalışmış. Genelde de orta sahayı bizim baklava, onların...

    Uğur Meleke 16 Haziran 2022
  • Devamı
    Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa

    İzmir’de muhteşem bir tezahürat eşliğinde pırıl pırıl bir milli takım izledik. Uluslar Ligi’nde ilk 4 maçlık periyodu...

    Uğur Meleke 15 Haziran 2022
  • Devamı
    Bizim Lüksemburg’daki gibi bir Luc Holtz projemiz var mı?

    Kuntz’un yerine aday genç bir Türk teknik adamın ümitlerde görev yapması gerekmez mi? Gruptaki üç rakibimizin toplam...

    Uğur Meleke 12 Haziran 2022
  • Devamı
    Artık ağabeylik yok, herkes eşit

    Uğur Meleke, yeni ve gençleşen Milli Takım kadrosunu değerlendirdi. 2008’den bu yana bir büyük turnuvaya gidip tur...

    Uğur Meleke 9 Haziran 2022
  • Devamı
    Futbol tarihimizin en genç kadrosu

    Elbette gelişmemiz gereken noktalar var. Ama umut veren bir grup olduğumuz kesin. 14 yıldır Avrupa’nın son 16’sına...

    Uğur Meleke 8 Haziran 2022
  • Devamı
    Post-Burak süreci başladı

    Artık Milli Takım’da ‘eski Türkiye’den kalan bir abi figürü yok. Uluslar Ligi C seviyesi, elbette bizim ait...

    Uğur Meleke 5 Haziran 2022
  • Devamı
    Kuntz hangi kalibrede bir milli takımda olduğunun farkında değil

    Stefan Kuntz, altyapı kategorisinde çok saygıdeğer bir teknik direktör. Almanya Ümit Milli Takımı’yla yaptıkları, tarihte eşi benzeri...

    Uğur Meleke 2 Haziran 2022

Copyright © 1999 Meleke.com

Garip bir kural
Beceriksizlik cezalandırılmalı