Mehmet Demirkol başlattı beyin fırtınasını, Attila Ağbi (Gökçe) de derin bir analiz yaptı Fenerbahçe’deki ruh kaybıyla ilgili… Özetle, Fenerbahçe’den -3’ü kaptan- 5 yerli oyuncunun ayrılışının açtığı ruhsal yarayı, yerine daha iyi 5 oyuncu koyarak tamir edemeyeceğinizdi konu…
Temeltaş Terzioğlu’nun cümleleriyle futbol bir takım oyunu olmasına rağmen, sahada oynanan şey, bireysel bir müsabaka gibi gerçekleşir. Futbolu oynayan daha komplike bir bireydir, 11 kişiden oluşan tek bir bünye… Bu bünyenin anakartı teknik direktördür. Bu anakarta bağlı çalışan 11 ayrı irili ufaklı organ, her biri kendi işlemcisine (beynine) sahip, karşılaştığı problemleri kendi işlem kabiliyeti ile çözüyor ama bu sırada ana karta bağlılığını kaybetmiyor ve esas bünyeye (ana kartın temel işletim sistemine) uygun davranıyor.
Fenerbahçe’nin anakartı Avrupa tecrübesi Fenerbahçe ile sınırlı bir Brezilyalı, Zico… İşlemcisi de bir Brezilyalı, Alex… Carlos, Wederson, Lugano ve Edu gibi önemli kartlarının çoğu da anakartı ve işlemciyi bilerek Türkiye’ye gelmiş Güney Amerikalılar… Şimdi siz, bu yapının organlarının birbirine “ruh” ile bağlı olabileceğine ihtimal veriyor musunuz? Aradaki ilişkiyi “Türkçe” anlatabilir misiniz, Türkçe bağırabilir, Türkçe sevinebilir, Türkçe küfredebilir misiniz? Saracoğlu’nda yabancı olan Edu muydu, Lugano mu, yoksa Serkan mı? Bu anakarttaki “ruh” mu gerçekten? Yoksa onun Portekizcesi, “espirito” mu?
Ruh değil espirito
Bir Cevap Yazın

Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS