Anadolu takımları 3 büyüklere kaybettiklerinde klişeleşmiş bir savunması vardır teknik adamların: “Çok iyi hazırlandık, koştuk, çok mücadele ettik ama rakibin kaliteli ayaklarına çare bulamadık”… Geçen hafta Denizli-G.Saray maçının devre arasında oyuncuların koşu mesafelerini inceledim, ilk 45 dakikada 30’luk Kewell, bütün Denizlililerden daha fazla koşmuştu! Bu hafta karşılıklı oynayan Keita ve G.Emreciksin’i takip ettim; Gökhan hücum ederken Keita onunla geriye dönüyor, ama Keita hücuma çıktığında Gökhan dönmüyor! Aynı şey diğer çizgi oyuncusu Cangele için de geçerli (Zaten Arjantinli oyuncu adam karşılamayı da beceremiyor, denediğinde de kartlık hareketler yapıyor). O zaman “Biz çok çalıştık, çok koştuk” ezberini değiştirip, başka planlar koymanız lazım sahaya…
Kayseri’nin ortaya koyduğu plansa genelde şu: Suleymanou, elle ayakla topları çok hızlı bir biçimde ileri vuracak, Makukula da bunları indirip saklayıp, takımına zaman kazandırıp hücumda çoğalmalarını sağlayacak. Bu plan belki lig boyunca birçok Anadolu takımına karşı iş görecek, Kayseri attığı 1 golden fazlasını genelde yemediği için bir sürü de 3 puan kazanacak bu sayede… Ama G.Saray’a karşı 1 gol atıp kazanmanız mümkün olmuyor pek.
Hollanda’da ve Barcelona’da rakip ayırmaksızın kendi alternatiflerini sahnelemeye çok alışık olan Rijkaard, G.Saray’da da “set seçenekleri”ni artırdığı bir maç daha oynadı Ali Sami Yen’de… Levadia önünde 10 dakika oyun kurucu Arda, sol açık Kewell’la oynadı. Sonra 20 dakikayı oyun kurucu Elano, sol açık Arda, santrfor Kewell’la geçirdi. Dün gece bu kez Elano’yu sol açığa koydu, zaman zaman Arda’yla pozisyonlarını değiştirerek oynamalarını istedi. Uğur’u sol bekte kullandı, kötü günündeki Aydın’a belki hiçbir yerli hocanın vermeyeceği 90 dakikayı verdi, geri ödeme gününün geleceğine inanarak.
Rijkaard (ve Neeskens), inandıklarına oyuncularını da inandırabilirse, çok daha heyecan verici günler bekliyor Galatasaray’ı…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS