Galatasaray, Ekim 2009’da Ankaragücü’ne karşı bitime 10 dakika kala yenik duruma düştüğünde herhangi bir reaksiyon gösterememiş, 80’de maç bitmiş/kaybetmiş gibi davranmıştı. Mart 2010’da Fenerbahçe’ye karşı maç bu kez 70’de bitmiş gibi oynadılar. Ekim 2010’daysa problem olağan dışı bir boyuta ulaştı, Galatasaray maçı Karabük’e adeta 10’uncu dakikada kaybetti! Belki de 4 büyüklerden birisinin bir Anadolulu’ya karşı mağlup durumdayken oynadığı en etkisiz, arzusu en eksik 60-70 dakikaydı Karabük’te… Bir büyük takım Karabük deplasmanında tabii ki yenilebilir, Beşiktaş da kaybetse büyük sürpriz değildi, Trabzon ya da Fenerbahçe de mağlup olabilir. Ama böyle yenilgi çok az bulunur: Tesadüfen kazanılan golü saymazsanız arzusu eksik, isteği eksik, zorlamayan, aramayan, tek bir kişiyle bile isyan etmeyen çok garip bir mağlubiyet bu…
Bu garip mağlubiyetin nedenini teknik-taktik detaylarda aramak anlamsız, sanki gerekçe daha çok Rijkaard’ın yüzünde gizli… Hollandalı’nın yüzündeki ifade, saygıdeğer babası Herman’ı kaybetmekten daha fazlasını anlatıyor gibi:
1) Hazırlık maçlarında ona güvenmediğini açıkça belli ettiği Batdal, 19 Ağustos’ta sakatlanmış, transferin bitimine iki hafta olmasına rağmen Baros’a alternatif bir santrfor kadroya eklenmemiş (Schuster de tek santrfor kullanmasına rağmen Bobo’yla Nobre’nin yanına Fatih’i aldırttı. Birer santrfor oynatan Fenerbahçe’de Niang-Gökhan-Semih, Bursa’da Sercan-Turgay-Nunez ve hatta Insua var).
2) Geçen sezonu stoperde Neill-Hakan’la bitirmiş, 4 milli yerli stoperini kulübede/tribünde oturtmuş, ama yine Karabük’teki maça istemediğini açıkça belli ettiği bir savunmacıyla başlayıp beşinci yedeğiyle devam etmek zorunda kalmış.
3) Yine geçen sezon sonunda Mustafa, Ayhan, Barış’ın üçünü birden kulübeye gönderip Elano-Topal’la orta ikiliyi kurmak zorunda kalmasına rağmen bu yıl da o bölgeye istediği adamlar alınmamış. Cana’yı gerek stoperde gerek orta sahada kullanabilirdi; ama belli ki Rijkaard’ın dengesiz ruh hali, elindeki imkânları maksimum verimle kullanmasına da engel oluyor.
Galatasaray 7 haftada 9 puan kaybetti, belki bu puanlar telafi edilebilir. Ama Rijkaard’ın güvenmediğini açıkça belli ettiği futbolcularla arasındaki sağlıksız iletişim düzelebilir mi, telafi edilebilir mi, artık doğrusu kuşku duymaya başladım. Galatasaray’ı devre arasında bir kez daha yoğun bir transfer dönemi bekliyor gibi…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS