Geçen yıl Süper Lig’de 30 puanın altında kalan takım sayısı 3… Önceki sezon da bu sayı üçtü. Süper Lig tarihinde (18 takımlı düzene geçildiğinden beri) ilk kez iki yıl üst üste üçer takım 30 puanın altında kaldı…
Son 4 sezonda ligde eğreti duran, 34 haftada 30 puan barajına dahi ulaşamayan ekip sayısı 11’i buldu. Özellikle geçtiğimiz sene tepe ikilisinin (hatta sonraki ikilinin de) erken kopmalarıyla son 4 hafta kâbusa dönüştü: 34’üncü haftada içinde bir matematiksel hedef barındıran müsabaka sayısı sadece dörttü. Hatta 32 ve 33’üncü haftalarda da bu sayı dördü geçmiyordu, yani Süper Lig’de sadece son 20 günde gazozuna (tamam 750 bin liralık pahalı bir gazozdan söz ediyoruz ama, neticede gazozuna) 15 maç oynandı…
Nisan başından itibaren Türkiye Ligi’nin orta sıralarını işgal eden “Hedefsizler Mangası”, Süper Lig’den ayrılıp kendilerine ayrı bir şampiyona kursalar; haftada 5-6 maçlı büyük bir organizasyon yapabilecek kudrete erişmişlerdi bu sene…
Rusya ve Ukrayna’nın tozunu yutuyoruz
Tamam, yayın pastasındaki geometrik büyüme sonucu, transfer bütçesi açısından Avrupa’nın devleriyle yarışır hale geldiğimiz doğru… Ama bu paranın sportif başarıya dönüştüğünü söylemek mümkün değil; hatta arada bir ters orantı olduğundan kaygı duymaya başladık!
Gaz zenginlerinin lige pompaladığı dolarlara rağmen transfere bizden daha az para harcayan Rusya, 2004’te UEFA sıralamasının 21’incisiyken bugün altıncı durumda. Milenyuma yedinci başlayan Türkiye’yse bugün (ilk 12’nin dışında kalıp) Devler Ligi’ne direkt takım sokamama tehdidiyle karşı karşıya. Çünkü 16 takımlı Rusya Ligi son yedi sezonun altısında Avrupa’da bizden daha fazla puan toplamış.
Aynı şekilde Ukrayna’ya son 7 yılda 5, Portekiz’e son 10 yılda 8 kez yol vermişiz. Beğenmediğimiz Yunanistan bile üst üste üç sezondur hanesine Avrupa’da bizden fazla puan yazdırıyor.
Üstelik sadece Portekiz, Rusya ve Yunanistan değil, İsveç, Hırvatistan, Norveç, Danimarka ve Karadağ bile FIFA sıralamasında ulusal takımımızın üstünde…
Kulüp takımlarımız düşüşte… Milli takımımız düşüşte… Şike soruşturması sonucu uluslar arası itibarımız dibe vurmuş. Ve biz hâlâ kendimizi İngiltere’yle, İspanya’yla, Fransa’yla filan karşılaştırma yanlışına düşüyoruz… “Beş büyük ligde play-off uygulanmıyor yahu” sığlığında kalıyoruz.
Aydınlar, çölde bulunmuş vaha gibi
Bu açıdan bakıldığında M.Ali Aydınlar başkanlığındaki yeni TFF yönetimi, çölde bulunmuş vaha gibi… Ülke futbolu dikey bir düşüş yaşarken bunu telafi edebilecek radikal fikirler muhakkak ortaya atılmalıydı. Ve atıldı da… Şu TFF yönetimi, şike soruşturmasını ellerine yüzlerine bulaştırmasa, bir dediklerini öbür gün inkâr etmese, en kötü kararı dahi veremeyip itibarımızı beş paraya indirgemese, isimlerini Türk futbol tarihine kalın harflerle yazdırabilirlerdi…
Zira 6+sonsuz yabancı uygulaması çok geç kalınmış (ama ara dönem için) doğru bir karar… Liglerin bundan böyle (insan sağlığını tehdit eden Ağustos başında değil) Eylül’de başlayacak olması harika. Türkiye Kupası’nın eliminasyon düzenine dönmesi olağan üstü… Takım sayısının kademeli olarak azaltılmasından söz ediliyor, bütün kalbimle destekliyorum. Bilen bilir, play-off fikrini de 6 yıldır bu kırık dökük tuşlarla gündeme getirmeye gayret ediyordum…
Play-off yöntemi kafa karıştırıyor
Yalnız play-off fikrinin apar gündeme alınıp topar çıkarılmasından olsa gerek, bu çocukta da (aynı kendisini doğuran TFF gibi) sakat doğum işaretleri seziliyor. Galiba pek kimse de şu soruların cevaplarını bilmiyor:
1) İlk 4 ve ikinci 4 play-off oynayacak deniyor, ama bunlardan biri Türkiye Kupası şampiyonu olursa ne olacağından söz edilmiyor. Hatta lig şampiyonu Türkiye Kupası’nı da kazanır; lig dördüncüsü veya beşincisi finalde kaybederse daha büyük muamma! Dördüncünün Türkiye Kupası’ndan Avrupa Ligi hakkı söz konusu mu? Beşinci, play-off oynuyor mu?
2) Normal sezon lideri, ikinciye 25 puanlık bir fark yaparsa yine de play-off oynanacak mı? Play-off için bir puan farkı barajı koymak gerekmez mi?
3) Eşit puanlı takımları ayırma kriterimiz ne? Normal sezondaki goller, play-offa taşınıyor mu? İkili averaja bakılacaksa, dört müsabaka üstünden mi bakılacak? İki takımın puanı, attığı/yediği gol sayısı ve aralarındaki maçlar dengede olursa ne yapılacağını iki sezondur bilmiyoruz zaten… Çünkü TFF sitesinde uzun zamandır bir statü yok!
4) Bir de tabii normal sezon puanlarının yarısının play-offa taşınma konusu var. Ligi Karabük 50, Antalya 47 puanda bitirirse play-offa Karabük 25, Antalya 24’le başlayacak… Karabük 51, Antalya 48’le Nisan’ı görürse, play-off startında 26-24 tablosu oluşacak. Her iki durumda da Antalya-Karabük normal sezonu 3 puan farkla bitirirken; play-offa başlangıç puan farkı değişiyor! Garip bir adaletsizlik doğuyor buradan… (TFF’den aldığım bilgiye göre, play-offta puan eşitliği halinde “yarım puan avantajı” dikkate alınacakmış. Ama puan eşitliği yoksa, bariz bir adaletsizlik oluşacak Antalya-Karabük örneğinde…)
Eğlencelik bir detayla bitirelim: Geçen sezon lig 4 ya da 8 takımla oynansa idi şampiyon Trabzonspor olacaktı. 12 takımlı bir ligde ise Fenerbahçe rakibini 1 puanla solluyor… Dört takımlı şampiyonada üçüncülüğü Antep alıyor, Bursa Avrupa Ligi’nde üç ön eleme turu oynamak zorunda kalıyor.
Bu sezon 18 takımlı ligdeyse ne olacağını galiba hiç kimse bilmiyor. Aydınlar, Arıboğan ve Gümüşdağ da dahil!
Uğur Meleke resmi facebook sayfası: facebook.com/ugurmeleke
Uğur Meleke resmi twitter sayfası: twitter.com/ugurmeleke
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS