Mâlumunuz, geçtiğimiz hafta içinde Paris Hilton Türkiye’ye geldi ve bir güzellik yarışmasında jüri olarak görev yaptı. Bazı gazeteler de, Hilton otellerinin vârisi ünlü model/şarkıcı hanımefendi ile röportaj yapmak için izin almışlar ama Paris’in sorulacak suallerle ilgili ciddi kısıtlamalar talep etmesi üzerine mülakattan vazgeçmişler. Basın sansürü protestosunun öncülüğünü Akşam ve Sabah gazeteleri yapmış.
Paris Hilton’un Türkiye’ye gelmesinden birkaç gün önce, bambaşka bir konuda bambaşka meslektaşlarımız benzer bir sansüre maruz kalmışlar Şükrü Saracoğlu Stadı’nda… Fenerbahçe’nin Kadıköy’de oynadığı Kasımpaşa müsabakasında görev yapan foto muhabirleri, maçın başlamasına yalnızca on dakika kalana kadar köşe gönderinin dibinde bir zincirin arkasında bekletilmişler. Fenerbahçe’nin Kadıköy’deki lig maçlarında, ancak seremoni için sporcuların sahaya gelmek üzere olduğu son 10 dakikada zincir açılarak, foto muhabirlerinin taç çizgisi kenarına gelmelerine müsaade ediliyormuş zaten. Gittikleri her maçta sporcuların ısınmasını, şeref tribünündeki hareketliliği veya karşılaşma öncesi yaşanan sıcak gelişmeleri fotoğraflayabilen muhabirler, sadece Kadıköy’de ve (dikkat buyurun) sadece lig maçlarında bu kısıtlama ile karşılaşıyorlarmış! Zira Kadıköy’deki Şampiyonlar Ligi müsabakalarında da 2-3 saat önceden girebiliyorlarmış içeriye… (Hatta ben de Chelsea maçında saat 19:45’te saha içindeydim ve foto muhabiri arkadaşlarımın özgürce çalıştığını bizzat gözlemledim)
Ve yine sırf bu kısıtlama yüzünden Fenerbahçe’nin son 4 yılda kazandığı 3 şampiyonluğun doğru dürüst bir fotoğrafı yokmuş arşivlerde… Düşünün, 20 yıl sonra futbol kitaplarını açıp Fenerbahçe’nin 2006-07 şampiyon kadrosunun kupa kaldırırken fotoğrafını bulamayacaksınız, veya bulsanız da oyuncuları sırtlarından tanımaya çalışmak zorunda kalacaksınız!
Tabii birkaç soru geliyor akla… Öncelikle Fenerbahçe Kulübü sadece kendi stadında böyle bir uygulamaya kendi başına karar verebilir mi? Ya da eğer Fenerbahçe Kulübü’nün yaptığı doğruysa ve TFF’nin foto muhabirleri ile ilgili böyle bir yasal düzenlemesi varsa neden diğer maçlarda bu kısıtlama uygulanmıyor? Ve yine TFF’nin böyle bir uygulaması varsa, neden UEFA Şampiyonlar Ligi maçlarında benzer bir yasak yok?
Tabii bunlar bizim esas meselemiz değil… Esas mesele şu… Böyle bir kısıtlamaya maruz kalan foto muhabir arkadaşlarımız, neden Kadıköy’de bir lig maçında makinelerini hep birlikte yere bırakıp, bir gün bile olsa tüm gazetelerin fotoğrafsız çıkmasını sağlayarak ortak bir protesto yapamamışlar?
Çünkü, bu olayı bana aktaran ve protesto etmeyi de aklından geçiren foto muhabir arkadaşımız gibi, diğer tüm muhabirler de muhtemelen birlikte hareket edemeyeceklerini düşünmüşler. Ve neticede o zincirin arkasında beklemeyi göze almışlar. İşte hepimiz açısından esas acı verici olan da bu.
Oysa biliyoruz ki 1950’lerde otobüsle Montgomery’deki evine gitmekte olan siyahi kadın (Rosa Parks), kendisinden koltuğunu isteyen beyaz adama yerini vermediğinde yanında hiç kimse olmadığı gibi, karşısında da koca bir Amerika vardı…
http://www.milliyet.com.tr/Default.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=512879
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS