Son 3 ayda yaptığı 11 maçta yalnızca iki kez (Hacettepe’ye ve Antalya’ya) ilk yarılarda gol atabilmiş G.Birliği’nin Sivas’a karşı müsabakanın başlarında öne geçmek ve sonra da 70 dakika skoru korumak gibi bir planı olduğunu zannetmiyorum. Zaten Aybaba da, ekseriyetle rakibi durduracak ve bir puanla Ankara’ya dönebilecek dizilişle çıkmıştı sahaya… Göreve geldiğinden beri ısrarla uyguladığı 4-3-3’ten vazgeçmiş, orta sahanın iki kenarına bek özellikli Momha ve M.Nas’ı koyarak yer değiştiren Musa/M.Erdoğan ikilisinin başlarına iş açmasını engellemeyi kurgulamıştı.
Daha ziyade Musa-Murat’ı durdurma amaçlı yapılmış bu sistem değişikliği, aslında G.Birliği’ne başka bir avantaj sağladı: Kahe ya da Djite’yle oynadıklarında ön taraftaki üçlünün kanatlarında fonksiyonları azalan Troisi-Mustafa, ikili görev yaptıklarında çok daha üretkendiler. (İnönü’de gözlemlemiştim, Troisi ve Mustafa yer değiştirdiğinde bile hocaları kenara gelip onlara orijinal pozisyonlarına dönmelerini söylemişti. Genç ve enerjik ikilinin ihtiyaçları olan şey, özgürlükmüş meğer). Daha özgür Mustafa, daha özgür Troisi ve daha özgür Momha, 2 gol ve bayağı da pozisyon kazandırdı Ankara ekibine…
Ama son tahlilde maçı kazanan, bütüncül olarak sahada daha olumlu bir oyun oynamak isteyen Sivas oldu. 45’teki Musa/Kamanan değişikliğinin ardından kırmızı-beyazlıların kanatları daha iyi çalışmaya başladı, Murat/Kamanan, Hakan ve Eren’i özellikle 45’le 75’inci dakikalar arasında zor durumlara düşürdüler.
Belki ilk 3 stoperi (İlhan, Traore ve Koray) eksik olan G.Birliği’nin yenilgisinde fatura, bir Türk futbolu ezberiyle 4 ve 5’inci stoperlere kesilebilir. Ama, dün 90 dakika boyunca maçı izleyenler şahittir, G.Birliği top oynamak istediği dakikalarda pekâlâ sahaya güzel şeyler yansıtabiliyordu. Ama sadece mağlup duruma düştüğünüzde niyetiniz top oynamak olunca, o kısıtlı dakikalar puan almaya yetmeyebiliyor işte…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS