
Sonuçtan bağımsız olarak, Pereira’yı her şeye rağmen tebrik ederek başlamak gerek: Rize maçının ikinci yarısıyla birlikte mânâsız formasyon denemelerine son verdi ve tek bir ana planı oturtma çalışmasına başladı. Evet, bir takımın sezon içinde birden fazla dizilişi oynayabilmesi bir avantajdır, ama ilk 11’inde 7 yenisi olan bir ekip önce sağlam bir A planına muhtaçtır. Fenerbahçe, 225 dakikadır uyguladığı A planında gelişim gösteriyor ağır ağır… 4-1-2-3 düzeni yavaş yavaş oturuyor. Bu plana uyum sağlayıp sağlayamayacağı merak konusu olan Van Persie, ne kadar büyük bir profesyonel olduğunu gösteriyor Türkiye’ye.
Antalyaspor, iki hızlı koşucu Emrah ve Lazo ile bir hızlı düşünen Eto’o’nun sürat tehdidinin arkasına sağlam bir yedili savunma bloğu kurmuş. Yusuf Şimşek’e de bu kadar yeni transferi olan bir grubu, bu kadar kısa sürede uyumlu bir takıma dönüştürdüğü için hakkını teslim etmek gerek.
Fenerbahçe’nin bir oyun istikrarına kavuşması içinse bence halletmesi gereken üç şey var: Birincisi, bekler bindirmediğinde Fenerbahçe hücumundaki sıkışma. 40’ta Şener ve Hasan Ali ofansa katılınca sıkışma çözülür gibi oldu ama onlar katılamadığında orta sahadan yetenek takviyesi gelmiyor. Tabii Şener-H.Ali’nin çıkamama nedeni de önlerinde savunmaları zayıf Nani ve Van Persie’nin olması. Sanırım bu sorunun çözümü de orta sahada: Sağ iç Souza ve sol iç Diego, Van Persie-Nani’nin koşmadıklarını koşmak zorundalar… 4-1-2-3 oynayan Barcelona’da Messi-Neymar’ın koşmadığını Iniesta-Rakitiç’in koştuğu gibi. Fenerbahçe’de aslında bu iki handikapada çözüm olacak adam, Ozan kulübede oturuyor. Genç oyuncunun pasaportunda “Ozan de Souza” yazmadığı için o biraz daha kulübede bekleyecek muhtemelen.
Üçüncü konuysa, kulübeye genç bir santrafor alternatifi koyma gerekliliği. Bu sezon üç cephede 60’a yakın maç oynanacak. Bir gün Van Persie sakatlanır ve onu kaydırma ihtimali ortadan kalkarsa, Fernandao’nun arkasında santrafor alternatifi yok kulübede.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS