Belki de en büyük istikrar sağladığı konu, ‘teknik adam istikrarsızlığı’ olan bir ligde, aynı hocayla üçüncü sezona giren Sivas’a, Hacettepe’ye ve Belediye’ye ekstra bir saygımız var… Ama Belediyespor’un hoca konusunda gösterdiği istikrarı oyun anlayışı konusunda gösterememesini anlayamıyoruz…
105×70’lik Highbury’den 113×76’lık Emirates’e ilk geçtiklerinde 4-3-3 oynayan her takımın iki santrforlu Arsenal’i zorladığını söylemişti Arsene Wenger… Belediyespor, Olimpiyat Stadı’nda üç sezondur ev sahibi konumunda ve misafirlere uçsuz bucaksız gözüken bu arenada 40’ı aşkın maç yaptı… Bu müsabakaların büyük bölümünde de 4-3-3 varyantlarını oynuyorlardı. Teknik Direktör Abdullah Avcı’nın neden 4-4-2’ye döndüğünü, açık alanda etkili İbrahim Akın’la, ‘Sertan görünümlü Erman’ı’ bu sistemle neden fonksiyonsuzlaştırdığını anlamak güç… O, 4-3-3’ün en önemli parçası, ligin en kuvvetli forvetlerinden Adriano’nun ilk 11’de oynamak için Bebbe’nin sakatlığını beklemesi de bize doğru gelmiyor…
Üzülmez etkisiz
Beşiktaş’ta ise değişiklik tabelası başroldeydi dün gece… Tamam Tello’nun mevki istikrarsızlığı nedeniyle ritmi bozuldu, ama İbrahim Üzülmez’in dünkü sol bek performansı, kötü Tello’dan da daha iyi değildi. Belki de oyuncu değişiklikleri sırasında sürekli 6+2 hesabı yapan Sağlam’ın, “kalem kâğıdı tamamıyla bırakma” isteğinin bir parçasıydı Tello’suz oynama denemesi… İkinci 45 dakika öncesi Beşiktaş’ın alışık olduğu iki orta sahalı düzene dönüşü ise, Metalist Kharkiv maçı öncesi doğru bir hamle oldu. Sağlam’ın mümkünse kamplarda “birlikte ama yalnız iki yabancı” Zapo’yla, Sivok’un; Cisse’yle (ondan çok şey öğrenmesi gereken) Uğur’un odalarını bile ayırmaması gerek… Çünkü Beşiktaş’ta üçü yeni olan bu dörtlü, hâlâ ortak bir futbol dili geliştirme aşamasındalar…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS