Birleşmiş Milletler’in 191 üyesi var, Dünya Futbol Birliği FIFA’nınsa tam 205… Yeryüzünde FIFA Dünya Kupası’ndan daha büyük katılıma sahip bir organizasyon yok. Evet, futbol her şey değil. Ondan da öte bir şey
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan, Alman Bild am Sonntag’daki köşe yazısında çok samimi bir itirafta bulunmuş: “Doğrusu 4 yılda bir, her Dünya Kupası organizasyonunda, kıskançlıktan yemyeşil oluyorum. Başka herhangi bir organizasyon dünyanın her milletini bu düzeyde bir ortak paydada buluşturamazdı. Her renkten, ırktan, dinden ve dilden insan, 400 gramlık bir küçük olgunun, futbol topunun çevresinde toplanıyor. FIFA Dünya Kupası, en az Birleşmiş Milletler kadar sıra dışı bir organizasyon. Hatta daha da fazlası…”
Annan’ın Dünya Kupası ile ilgili dilekleri de çok hoş: “Umarım oradaki tüm ülkeler aynen futbol sahasında olduğu gibi diğer arenalarda da insan haklarına ve birbirlerine saygılı biçimde yarışmayı öğrenirler. Dilerim futbol yoluyla kurulan bu birliktelik, çocuklarımızın eğitimi ve geleceği için de organize edilir”
İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, nükleer bilimcilerinin elde ettiği “zaferi”, futbolcularından da bekliyor, ama oyuncuları son derece olgun… Alman vatandaşlığı yerine İran’ı seçerek ülkesinde milli kahraman kabul edilen Kaiserslautern’li Ferydoon Zandi, “Bu konuları aklımıza getirmiyoruz bile. Hatta şakalaşıyoruz bazen aramızda” derken bir başka yıldız Mahdavikia, siyasetle futbolun bambaşka şeyler olduğunu düşünüyor: “Onların bir araya gelmesine biz izin vermeyiz”
1998’in Haziran’ında, binlerce bayraklı-formalı ABD’li ile İranlı’yı Dünya Kupası grup maçından başka bir sebep 6 kilometrekarelik ufacık bir alana sıkıştıramazdı herhalde. Ya da Kofi Annan’ı doğuran topraklar, Gana, uluslar arası hiçbir alanda Amerika’yla, İtalya’yla ve Çek Cumhuriyeti ile bu derece iddialı yarışamazdı…
30 yıl iç savaşla uğraşan ve 13 milyon kardeşini toprağa gömen Angolalılar, hiçbir zaman 11 Haziran saat 22:00’de Portekiz karşısına ilk dünya kupası maçlarını oynamaya çıktıkları andan daha “canlı” olamazlar. Ve yıllardır askerler ve siviller olarak ikiye bölünmüş biçimde yaşayan Fildişilileri, Drogba’nın formasından başka hiçbir şey daha fazla bir araya getiremezdi.
Evet, futbol her şey değil. Bazen, her şeyden de öte bir şey…
http://www.milliyet.com.tr/2006/06/06/spor/spo08.html
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS