Galatasaray’ın, Fenerbahçe karşısında tek taraflı maç oynamasına rağmen kazanamaması belli ki sarı-kırmızılılarda bir kimya bozulmasına neden oldu: Terim çok uzun süredir 4-4-2’yi başarıyla oynayan takımını Trabzon’da sahaya 4-1-4-1 çıkardı ve Elmander’i sağ açıkta kullandı. Orada bence esas amaç beşli orta saha oynayan (ve fantastik Colman’a sahip olan) Trabzon’a karşı göbekte eksik kalmamaktı, ama bir “Serendip öyküsü” yaşandı. Yani Terim bir şey ararken, bambaşka bir şey buldu: Önündeki Elmander’le çok iyi anlaşan Eboue, Galatasaray’a geldiği günden beri en etkili ofansif performansını gösterdi. Terim, Eboue’den (bence) beklemediği böyle bir katkı alınca, Necati de tek santrfor rolüyle iki gol atınca Seyrantepe’ye Trabzon’daki düzenini koruyarak çıktı. Ama bu kez evdeki hesap, çarşıya uymadı.
Ligin ikinci yarısındaki maçtan beri Eboue’yle aralarında bir husumet de olan Olcan, bu kez Fildişili’yi iyi durdurdu. Şans meleği Necati’nin yanında değildi, kolay goller gelmedi, durum böyle olunca fiziksel zaafları da su yüzüne çıktı. Necati atılanı alamayınca, arkasını dönemeyince, pozisyon bulamayınca sinirleri de gerildi; Elmander’le bir taç atışı yüzünden kavga ettiler. Bence Elmander’in sıradan bir tepkisine aşırı reaksiyon verdi, “N’oluyo ulan, n’oluyo?” nidaları tribünlerden duyuldu. Necati bu aşırı hareketleriyle hem İsveçli’yi hem de kendini kalan bölümde ciddi biçimde oyundan düşürdü. Eğer yanılmıyorsam (Engin’in bir ıskası sonucu gelişen tesadüfi bir top hariç) ikili arasında 50 dakika boyunca sıfır paslaşma oldu. Yani Necati, “n’oluyo ulan n’oluyo” dedi, olan Galatasaray’a oldu! Sarı-kırmızılılar belki de ligin başından beri en az “net pozisyon” ürettikleri maçı oynadılar dün gece…
Sezonun genelinde hep övdüğümüz Terim’in de dün sahada iyi gitmeyen bir şeyleri sezme ve şok tedavi uygulama konusunda yetersiz kaldığını düşünüyorum. Galatasaray’ın gole ihtiyacı varsa artık herkes 60’ta Aydın’ın, 70’e doğru da Baros’un gireceğini biliyor. Oysa dün bir kriz yaşanıyordu ve sanki Galatasaray’ın ezber değişikliklerden daha erken bir müdahaleye ihtiyacı vardı.
Avrupa Ligi bileti için çok avantajlı konuma geçen Trabzon’un (biri mecburi) yalnızca iki değişiklikle 4 günde evrim geçirmesi de hiç şüphe yok ki, bir Şenol Güneş başarısı… O yüzden Terim’in formunun düşük olduğu dünde Güneş’e de hak ettiği krediyi vermek gerek.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS