Sivassporlu Wooter, Avrupa’nın futbolcu fabrikası vazifesini gören Ajax altyapısının başarısını, bütün yaş gruplarında aynı sistemin uygulanıyor olması, dolayısıyla A takıma çıkan oyuncunun oraya sisteme alışık bir biçimde gelmesine bağlıyor. “Ajax’ın 13 yaş veya 15 yaş takımı da tam olarak A takımının dizilişiyle çıkıyor sahaya, kanatları onlar gibi kullanıp, göbekte onlar gibi pres yapmaya çalışıyorlar” diyor Wooter, 4-4-2 Türkiye’ye…
Bu durumda da Ajax veya Arsenal gibi takımlar, göreve yeni bir teknik direktör getirdiğinde, yıllarca uğraşıp oturttuğu bir düzeni değiştirme riskiyle de karşı karşıya kalıyor tabii… Mesela bugün Bruckner Çek Milli Takımı’ndan ayrılsa, yerine gelecek teknik adamın önünde iki yol olacak: Ya onun bütün yaş gruplarında izlediği politikayı sürdürüp, sistemi sarsmadan geliştirecek, ya da düzeneği bütünüyle yenileyecek. Onlar birinci seçeneği tercih ediyorlar: Teknik direktörü değiştirseler bile, altyapı yönetimini görevde tutarak üretimi sürdürmeyi, kurdukları düzeni korumayı başarıyorlar.
Örneğin son Avrupa U19 Futbol Şampiyonası’na katılmayı başaran 8 takım hocasının altyapıda ortalama çalışma süreleri tam 15 yıldı. Avusturyalı Gludovatz ve Polonyalı Globisz’in 25, Belçikalı van Geersom’un 18, İskoç Wilson’ın 12 yıllık ulusal takım tecrübeleriyle geldiği şampiyonaya bizim hocamız Pamiroğlu maalesef aylarla ifade edilecek bir süre sonunda hak kazanmıştı katılmaya…
Anlaşılan o ki, gelişen/dönüşen futbolda altyapı hocalığı da teknik direktörlük kadar saygıdeğer, hatta bir takım için altyapı hocasının bazen teknik direktörden daha kritik bir misyonu olabiliyor.
Di Livio-Terim
Geçtiğimiz Cuma gecesi Fatih Terim’in Beyaz Show’da Angelo Di Livio ile yaptığı konuşmanın bir cümlesi kritik bu açıdan… Di Livio, şu anda altyapı antrenörlüğü yaptığını söyleyince, Terim “Görüyorsun, orada basamaklar teker teker çıkılıyor” dedi Beyaz’a dönerek…
Hani futbol tartışma programlarında “Bizim neden bir futbol ekolümüz yok?” diye kısır bir tartışma döner ya sık sık… Cevabı galiba Terim’in kurduğu bu cümlede gizli… Biz hâlâ altyapı hocalığını bir basamak olarak görüyoruz bu ülkede… Sporumuzun geleceği olduğunu iddia ettiğimiz 16-17 yaşındaki fidanları, yeni jübile yapmış, işgal ettiği pozisyonu bir atlama tahtası olarak telakki eden, oyunculuğunda liderlik vasfı bile taşıdığı muamma olan eski futbolculara bırakıyoruz…
Bu ülke futbolunun kaderini tırnaklarıyla kazıyarak bütünüyle değiştiren Fatih Terim’e içinde futbol geçen muhalif bir cümle bile kurmak haddimize değil, biliyorum… Ama basit bir hesapla, eğer Terim ulusal takımdan Galatasaray’a, veya Galatasaray’dan Fiorentina’ya giderken koltuğunu onun kurduğu düzeneği sürdürecek birine gözü kapalı bırakabilseydi, 2002’de Galatasaray’a 2005’te ulusal takıma döndüğünde işlere sıfırdan başlamak zorunda kalmazdı diye düşünüyorum sadece… Bugün de kurulan sistemin kişilere bağımlı olmadığını, Metin’in, Tolunay’ın, Hami’nin Terim’den sonra da çalışmaya devam edebileceklerini, veya ayrılsalar bile bizim milli takımın ne oynadığını bundan sonraki 20 yıl bilebileceğimizi umut ediyorum.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS