Palermo kadrosunun toplam değeri 81 milyon, Fenerbahçe’ninse 89 milyon euro gözüküyor. Ama İtalyan takımı, yıldızlar topluluğu West Ham’ı eleyerek gruplara kaldı ve dünyanın en zor liglerinden biri olan Serie A’da zirvede… Anlaşılan “takımların değeri” salt “kadrodaki oyuncuların değerleri toplamı”yla ölçülmüyor…
UEFA Ligi H Grubu’ndaki iki ekip, Fenerbahçe ve Palermo’nun kadrolarının toplam değerleri birbirine yakın görünüyor. (Transfermarkt verilerine göre 81 ve 89 milyon)… İki ekibin yakın olduğu bir başka nokta da son iki yılda kadrolarını baştan aşağı yenilemiş olmaları. Palermo iki sezonda 18, Fenerbahçe de 12 yeni isim katmışlar kadrolarına… İki takımın da yabancıları ağırlıkla Güney Amerikalı. (Fenerbahçe’de 6’da 4, Palermo’da da 4’te 3)… İki takımın da Avrupa’da kayda değer bir başarısı yok. Ha bir de iki takımın da sezon başında teknik adamlarını değiştirdiklerini de ekleyelim…
Oyuncu yapılanması birbirine bu kadar yakın olan iki ekip nasıl oluyor da 2 ay sonunda bu kadar farklı performans ortaya koyuyorlar, o analiz edilmesi gereken bir durum… Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi üçüncü ön eleme turunda Dinamo Kiev’e elenmiş, Palermo’ysa UEFA 1. turunda yıldızlar topluluğu West Ham’ı geçmiş… Fenerbahçe Süper Lig’e 8 haftada 8 puan kaybıyla başlamış, Palermo ise dünyanın en zor liglerinden biri Serie A’da 5 maçta 4 galibiyetle zirve ortağı… Acaba nasıl Palermo olunur?
Aslında tabii bu neticenin sebepleri çok sayıdadır, ama ben en dikkat çekici iki tanesini belirteceğim burada… Birincisi, teknik direktör seçimi… Fenerbahçe’nin teknik direktörü (ne kadar iyi bir hoca ve ne kadar kusursuz bir insan olursa olsun) hem Türkiye’ye, hem de Avrupa’ya yabancı… Ne bizim kültürümüzü, ne de Avrupa kupalarının atmosferini tanıyor… Kerim’le Lugano da Randers karşısında ilk kez UEFA kupası maçı oynuyor, Zico da… Ama Palermo’nun teknik direktörü Guidolin, hem bu kulübü, Bologna’yı, Udinese’yi ve Vicenza’yı geçmişte çalıştırmış, yani Serie A tecrübesi yüksek… Hem de geçtiğimiz sezon Monaco’yu UEFA Ligi’nde grubundan lider olarak çıkartmış… Ve maalesef, bildiğimiz kadarıyla, Guidolin’in yıllığı Zico’nun yıllık ücretinden düşük…
Ve ikinci sebep… Palermo, Grosso’yu Inter’e, Makinwa’yı Lazio’ya, Santana’yı da Fiorentina’ya satarak elde ettiği bütçeyi, büyük takımlarda büyük paralara oynayan ve Palermo’da ücret dengesizliğine neden olacak futbolculara değil, takımın genel havasını bozmayacak orta sınıf yıldızlara harcamış: Udinese’den David di Michele, Sampdoria’dan Diana ve Pisano, Chievo’dan Amauri, Parma’dan Simplicio ve Bresciano… Bu transfer edilen orta sınıf takımların yıldız oyuncularının haftalıkları, Palermo kadrosundaki eski oyuncularla üç aşağı beş yukarı aynı düzeydedir…
Palermo’nun toplam değerleri Fenerbahçe ile aynı düzeyde olan futbolcu kadrosunun, sarı-lacivertlilerle farkı da budur galiba: Ücret dengesi… Keşke Fenerbahçe de (ve aslında tüm Türk takımları da) transfer yaparken, bonservislerle birlikte, aylık ücretlere de özen gösterse… Takımda huzursuzluğa neden olabilecek dengesizliklere mahal vermese… Keşke…
http://www.milliyet.com.tr/2006/10/05/son/sonspo05.asp
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS