Esasında bu “milli dava” lafının bir futbol yazısının içinde geçmesi bile tuhaf… Tamam, “futbol, 22 kişinin bir topun peşinde anlamsızca koştuğu bir oyundur” veya “futbol, kitlelerin afyonudur” safsatalarına da itibar etmiyorum. Hatta, Pascal Boniface’ın, ulusların bir bayrak altında toplanmaya motive olmasında milli futbol müsabakalarının katkısı olduğu fikrine de sıcak bakıyorum. Ama, “milli dava” ağırlığını da, üç kale direği taşıyamaz gibi geliyor bana…
Lâkin, Beşiktaş ile Del Bosque arasında yaşananları, “oyun alanını sınırlayan çizgilerin dışı”nda, hatta aynen Demirören gibi, milli bir mesele olarak görüyorum artık… Real Madrid’le 2000’de Şampiyonlar Ligi ve Dünya Kulüpler şampiyonluğu, 2001’de lig ve İspanya Süper Kupası, 2002’de Şampiyonlar Ligi, Avrupa Süper Kupası ve Kıtalar arası kupa, 2003’te de tekrar lig şampiyonluğu kazanan, muhtemelen futbol tarihi boyunca bir daha başarılamayacak bir şeyi, çalıştığı 4 yılın tamamında Şampiyonlar Ligi’nde son 4’e kalmayı başaran Del Bosque’yi Beşiktaş’a getirip, onu bir sezon bile bitmeden gerekçesiz olarak kovmak, milli bir mevzudur evet… Milli bir utançtır çünkü.
Yüzyılın kulübüne yüzyılın en gösterişli dönemini yaşatan, Beşiktaş’tan kovulduktan (!) sonra İspanya ve Meksika milli takımlarının da arasında bulunduğu (ve Beşiktaş’tan alacağının daha fazlasını kazanabileceği) sayısız teklifi kabul etmeyecek kadar prensipli bir futbol efsanesinin, FIFA ve CAS koridorlarında Türkiye’den kovulduğu gerekçesiyle hakkını arıyor olması, aynen başkan Demirören’in söylediği gibi, Beşiktaş’ın meselesi olmaktan çıkmış, milli bir dava haline dönüşmüştür artık.
Çünkü bu mevzu her uluslararası basın-yayın organında çıktığında, Platini ile Beckenbauer’in veya Blatter ile Erzik’in ayak üstü konuşmalarında her “Del Bosque” adı geçtiğinde, utanan, ezilen ve hatasını telafi etmesi gereken Beşiktaş değil, Türkiye oluyor artık…
Mevzu 6-7 milyonun Beşiktaş’ın cebinden çıkıp çıkmaması değildir zinhar… Mevzu, Türk futbolunun uluslararası camiada yıpranan ve 6-7 milyon verip tamir edilemeyecek itibarıdır. O yüzden milli davadır artık Del Bosque.
Bir an önce bitmeli bu mahkeme, ve bir an önce nokta koymalı bu “davalı-davacı”lı cümlelere… Bir daha da zaten, Demirören’le Del Bosque’nin aynı cümlede bir araya gelme ihtimalleri, “İspanya’da bir müze ziyareti” sırasında özne ile belirtili nesne olarak karşılaşmalarından ibaret olur herhalde. Özne “bir ziyaretçi” , belirtili nesne de “Bir Real Madrid efsanesinin heykeli” …
Milli dava: Del Bosque
Bir Cevap Yazın

Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS