Sliding doors (Türkiye’de tercih edilen ismiyle “Rastlantının böylesi”) flimini izlemişsinizdir. Filmin hemen başında Helen (G.Paltrow) işten erken çıkar, metronun kapısına gelir ve senaryo ikiye bölünür. Birinci senaryoda Helen metroya yetişir ve evde kocasını kendisini aldatırken yakalar. İkincide ise metroyu kaçırır, eşini yakalayamaz. İki paralel evrende, iki paralel hikaye izleriz filmin geri kalanında.
Bir futbol müsabakası da böyle onlarca “metro kapısı öyküsü”nden oluşur. Tek bir pasın erken veya geç verilmesi, tek bir çalım ya da tek bir saniye gecikme bütün bir maçın öyküsünü değiştirebilir. Bir antrenör sahaya doğru 11’i doğru dizilişle çıkarabilir, doğru taktikleri verebilir. Ama herşey dizilişten, 11’den ibaret değildir. Tek bir gol (ve 3 puan) için bazen tek bir saniye yeter. Mesele o saniyenin hangi alanda, hangi oyuncuya karşı, hangi sebeple yakalanacağını bulabilmektir.
Dün Rize’deki müsabakada 32’nci dakika oynanıyordu ki Mancini’nin meşhur beyaz kağıtlarından biri daha kameralara takıldı: Kağıttan okuyabildiğimize göre Umut’un sola, Burak’ın sağa, sahte dokuz Sneijder’ın da biraz daha ileriye kaymaları isteniyordu.
Bu kağıtları bu sezon sanırım üçüncü görüşümüz… Mancini, maçtan maça formasyon değişiklikleriyle yetinmiyor, müsabaka içinde de çareyi diziliş değişikliğinde aramaya devam ediyor. Tabii ki diziliş değişikliği, kilidi açabilecek faktörlerden biri. Ama futbolda işler kötü gittiğinde senaryoyu değiştirecek yegâne yol bu değil. Bazen 11 doğrudur (Ki dün doğru gözüküyordu). Diziliş de doğrudur (Ki dün o da doğru gözüküyordu). Ama kazanmaya bazen bu yetmez. Bazı maçlarda kazanmak için o metro kapısını tutup yarım saniyeyle senaryoyu değiştirecek hamle gerekir: Bir serbest vuruş gibi (Sahi Madrid’de, Inter’de, Hollanda’da duran topları kullanan Sneijder’ın Galatasaray’da önceliği zaman verilecek? Listede Telles de mi Sneijder’ın önünde?)… Bir korner gibi (Sezon başından beri ligde nihayet bir korner golü buldu G.Saray)… Bir uzaktan şut gibi. Bir kenar adamının hücuma yapacağı ekstra gibi (Dün Veysel, Ali Adnan’ı bekleyince katkıyı Iraklı yaptı. Oysa Veysel’in 45’teki tek çıkışı, Ali Adnan’a sarı kart, Galatasaray’a da duran top getirmişti)
Tamam, Galatasaray üç cephede devam ediyor. Ama üç cephede devam eden bu on bir, bu diziliş sezon başında kurulmuştu; üstüne Galatasaray iki iyi bek buldu; seçenekler arttı. Sanırım artık mesele, Mancini’nin metro kapılarını açacak hamleleri yapmasında. Ki 90’larda harika oynayan, 2000’lerde harika kulüpler çalıştıran, üstüne de futbolun tezini yazan bir adam, muhakkak ki o kapıları açmayı hepimizden iyi biliyordur.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS