İlk kez radyo frekanslı kulaklık kullanacaklar. İlk kez İngilizce’yi mükemmel derecede bilmeleri isteniyor ve ilk kez 40 bin dolar gibi ciddi bir maaş alacaklar. Bunun karşılığında da, 32 takım istediği gibi hata yapacak, ama 33’üncü takım -yani hakemler-, hiç ama hiç hata yapamayacaklar
Kore-Japonya’daki 17’nci Dünya Kupası biteli tam 4 yıl geçti ama İtalyanlar ve İspanyollar hâlâ orda maruz kaldıkları hakem hatalarından yakınıyorlar. Üstelik Almanya’daki turnuvaya 1 aydan az bir süre kala dünyanın en güvenilen hakemlerinden birinin, Terje Hauge’nin Şampiyonlar Ligi finalinde yaptığı hata, tekrar gündeme taşıdı tatsız konuları. Kupanın en çaresiz takımı, 33’üncü takım üstündeki baskı, gitgide dayanılmaz bir hâl alıyor.
Son kupada 36 hakem görev yapmıştı, bu kezse sayı 22’ye indirildi. Amaç “en iyi” 22 hakemin hem daha iyi kazanması, hem de daha fazla maçta görev alması. Böylece hatayı en aza indirmek… FIFA, bu kez sadece insâni hatalara müsamaha göstereceklerini söylüyor (ne demekse..) Aksi takdirde “İlk yönettiğiniz maç, sonuncusu olabilir” diye açık açık da tehdit ediyor hakemleri.
Almanya ve Brezilya’daki hakem skandalları yeterince bunaltmış zaten “Siyah giyen adamlar”ı*. Üstelik İtalya’daki facia da Massimo De Santis’i harcamış durumda. 22 hakem içinde en tecrübelilerden biri olacak İngiliz Graham Poll bile BBC’ye açıkça ifade etmiş gerginliğini: “Mesaj çok açık. FIFA bize yeterince destek veriyor. Bunun karşılığında da, bu kez, çok ama çok yüksek bir standart istiyor”
Peki, kritik soru şu: “3 tane hakem, varsayalım en üst düzey standartta ve konsantrasyonda olsunlar, 22 tane son derece yetenekli atlet, üstelik de takımlarının başarısı için aldatmayı çok kolay göze alabilen 22 atlet karşısında yeterli olabilirler mi?”
İsterseniz üçü de aynı konfederasyondan ve hatta aynı milliyetten olsunlar. (Ki bu ilk kez uygulanıyor). İsterseniz hepsi İngilizce’yi mükemmel derecede okuyabiliyor ve yazabiliyor, üstelik de bir ayda 40 bin dolar kazanabiliyor olsunlar. Hatta bu 22 adama bir de, radyo frekanslı kulaklık ve mikrofon ekleyin. Mevcut kurallar ve mevcut yapı, kusursuz yönetime elverişli mi?
Bizce değil… Hakemlerle ilgili beklenti her geçen gün artıyor, ve üstelik hakemler belki de en olgun çağlarında sessiz sedasız veda ediyorlar. Allah aşkına bu kupada Pierluigi Collina, Kim Milton Nielsen, Urs Meier, Gilles Veissiere ve hatta Anders Frisk olmamalı mıydı? Öncelikle hakemlikte yaş sınırı kaldırılmalı, ve fiziksel şartları yerine getirebilen, FIFA testlerini geçebilen hakem, 55 yaşında da olsa göreve devam edebilmeli.
İkinci önemli konu da yardımcı hakemlerin çizgi sorumluluğu. Hem ofsayt gibi son derece kritik bir kuralı takip edebilecek gözlere sahip olacak, hem de 120 kilometre hızla aniden kaleye gidebilecek topu çizgide yakalayacaksınız! Bu, normal bir insan için imkânsız. Futbola mutlaka -teniste olduğu gibi- iki çizgi hakemi eklenmeli. Yardımcılar da, asıl işlerine konsantre olmalı.
Ve üçüncüsü de, -bazı adımlar atılmış olsa da daha fazlasına ihtiyaç var- hakemler daha fazla kazanmalı. Çok daha fazla. Futbolcularla rekabet edemezler belki, ama onların altında da ezilmemeli. Hakemlere Dünya Kupası’nda verilen 40 bin dolar, İtalya, İngiltere yada Fransa forması giyen birçok futbolcunun haftalığının yarısı kadar. Sevgili Bilgin Ağbi’nin (Gökberk) TRT Stadyum’da bir sezon boyunca dikkat çektiği hakemlerin ulaşım şekli, bu adaletsizliğin en belirgin göstergesi.
Brezilya takımı da 23 kişi, onlar da. Ronaldinho da insan, Graham Poll de… Değiller mi yoksa? Evet , insanlar. Tamam, hayat futboldan ibaret değildir, ama futbol hayattır. Futbolcu da, hakem de insan…
http://www.milliyet.com.tr/2006/05/30/spor/spo10.html
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS