Uluslar arası denetim şirketi Deloitte’ın yayınladığı “Avrupa Birliği sürecinde Türk futbolu” konulu raporun en dikkat çekici detayıydı, AB oyuncularının Süper Lig’deki statüsü… Ta 1980’de AB ile imzaladığımız Ortaklık Konseyi kararıyla, emek piyasasında kendi vatandaşlarımız ile AB vatandaşları arasında ayrımcılık yapmamayı taahhüt etmişiz. Ama hâlâ AB ülke oyuncularına kendi ligimizde yerli statüsü vermek için Avrupa Birliği’ne girmeyi bekliyoruz.
Kritik nokta da bu… Öyle sandığımız gibi AB’ye tam üye olmamızı, (yani en yakın 2015’i falan) beklemeyecek bu durum. AB ile şu sıralarda yürüttüğümüz tam üyelik müzakereleri çerçevesinde “kişilerin serbest dolaşımı” başlığına gelindiğinde, Türkiye’nin bu yükümlülüğüne acilen uyması istenebilir. Yani belki de sadece birkaç yıl içinde Mehmet, Johnny’ye eşit olabilir…
Bu durumda tabii öncelikli beklenti, yerli futbolcuların fiyatının düşmesi… Herhangi bir mevkiye transfer ihtiyacı olan kulüp, (6 yabancı kotası dolu olduğu için mecburen yerlilere değil) 27 AB üyesi ülke futbolcularına da yönelebilecek… Bu da mesela Trabzonspor’un Umut için Ankaragücü’ne 2 milyon euro ödemesi yerine, 1 milyon euroya İrlandalı bir forvet alması demek… Sanırız o zaman, Türkiye Futbol Federasyonu da, yabancı futbolcu (AB üyesi olmayan futbolcu) iznini 3’e kadar düşürebilir. Yani bu değişimin ikinci sonucu da, Türkiye, Güney Amerikalı/Afrikalı oyuncu cenneti olmaktan çıkacak, artık Alex yerine Tsiartas’a, yada Bobo yerine Milan Baros’a yönelecek takımlarımız…
Milli takım
“Zaten takımlarda 6 yabancı oynuyor, ve milli takıma oyuncu bulmakta güçlük çekiyoruz, bir gün takımlarımız sahaya 11 yabancı ile çıkarsa ne olacak?” sorusu geliyor hemen tabii akla… Birinci yol, ilk on birde (ya da toplam kadroda) belli bir sayıda yerli oyuncu bulundurma şartı getirilebilir. İkinci yolsa, daha medeni bir metot: Yerli oyuncularımız Türkiye’de forma şansı bulamayacak duruma geldilerse, şanslarını Avrupa liglerinde deneyecekler. Serkan Fenerbahçe’de oynayamıyorsa Olympiakos’a gidecek, Erol Bulut gibi forma şansı arayacak. İbrahim Akın Beşiktaş’ta mutlu değilse istikametini Sparta Prag’a çevirecek, hatta belki o takımla Şampiyonlar Ligi’nde kendini gösterecek ve milli takımımıza katkı sağlayacak…
Çıplak gerçek
Vestel, daha kaliteli ürünü daha ucuza satamıyorsa hiç kimse bir tüketiciyi Saba televizyon almaktan alıkoyamaz. Aynı şekilde Mehmet bir kulübe Johnny’den daha iyi performans vermiyorsa, kimse beni Mehmet’e daha fazla para vermek için zorlayamaz. Bu çıplak gerçeği her bir Türk futbolcusu kafasına şimdiden koymalı. Dil kursuna mı gidecekler, uluslar arası menajerler mi ayarlayacaklar bilemiyorum. Eşit rekabet şartları, çok ama çok yakında…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS