Son yıllarda büyük bir telaş içindeyiz hepimiz… Cümle âleme bir benzerimiz olmadığını, 6 milyar insanoğlu içinde tek yaratıldığımızı ispat etmeye çalışıyoruz. Bizim okuduğumuz gazete farklıdır, bizim film zevkimiz bambaşka; bizim bildiğimiz restoranları kimse bilmez, bizim gittiğimiz şehirlere kimse gitmez! Çünkü ben farklıyım, sen farklısın, o farklı, ya tenimizin rengi farklı, veya siyasi görüşümüz; onlar değilse bile elbisemiz farklı, ayakkabımız farklı, cep telefonumuz farklı… Bu “farklılık” farkındalığını (veya farklılığın farkında olma çabasını) o kadar benimsemiş -moda tabirle öyle içselleştirmişiz ki-, son yıllardaki yeni derdimiz “farklılıklarımızı kabullenebilmek” olmuş. Zaten 11 Eylül sonrası ayrımcılık/ötekileştirme de hortlamış, hayatımızın her alanına “political correctness (politik doğruluk)” ırkçılığı da girmiş bile farkında olmadan…
M.Yıldız, Toni, Güiza
Belki bilerek, belki de tamamen istem dışı, bir haftadır gündemimizi işgal eden Mehmet Yıldız transferinin içine de sokmayı başardık “ayrımcılık” tohumlarını… Tamam, bu çocuk sarı saçlı mavi gözlü değil. Saçını/sakalını uzatmamış, ya da boynunda kolyesi, kolunda dövmesi yok. Tipi Cristiano Ronaldo’ya filan benzemiyor, sana, bana, komşumuz Ahmet Efendi’ye, Avukat Hüsnü Bey’e filan benziyor… Tamam Mehmet, iki sezon önce ikinci ligdeydi, tamam Mehmet 28 yaşında… Ama ondan bir yaş büyük Güiza 3 sezon önce neredeydi, 32’lik Luca Toni Palermo’ya nereden geldi, onları da bir kontrol etmek gerek, Mehmet’in kariyerini yargılamadan önce… Üç sezondur üst üste iki haneli gol sayılarına ulaşmayı başaran tek adam o şu anda Süper Lig’de… Fstats verilerine göre, son 25 ay içinde 75 maç yapıp, 35 gol/22 asistle oynamış. Büyük maçlarda başarılı olmadığı iddia ediliyor, iki buçuk sezonda Beşiktaş’a 3, Kayseri’ye 2, G.Saray ve Trabzon’a birer gol atmış. Bizim buralarda “istikrar” pek para etmez ya doğrusu (Zanetti veya Giggs bu ülkede öyle 400-500 maçları zor bulurlardı kabul etmek gerek); peki ama bu kadar sert savunmaya maruz kalan Mehmet’in sağlamlığını görmezden gelmek âdil sayılabilir mi? Bu adamın hiç sakatlanmadan geçen yıl 34 maçın 33’ü, bu yıl 16 maçın 16’sında oynaması takdire şâyan değil mi?
Benzerliklerimizi kabullenmek
Tamam Mehmet’in enteresan bir gol sevinci yok… Pabuçları bile renksiz… Kendisinden dünyada bir tane olduğunu düşünmüyor, belki de Türk Telekom sayfasına girip kontrol etmiş; Mecidiyeköy’de ondan önce 3 tane Mehmet Yıldız kaydolmuş bile rehbere! Tamam ayrıntılar çağındayız, tamam birbirimizi böyle kabul etmeliyiz, farklıklarımızı yadırgamamalıyız falan filan… Ama bizim esas sorunumuz “farklılıklarımızı kabullenmek” değil sanki… Bizim esas sorunumuz, “benzerliklerimizi kabullenmek” … Kabul ediyorum, hepimiz farklıyız biraz da… Hepimiz de aynı değil miyiz azıcık yahu?
http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=1041548
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS