Macarlar'ın Gökhan Gönül'ü

2011’İN YILDIZLARI
PAL LAZAR

Türk spor kamuoyunun büyük bölümü, Samsunsporlu Pal Lazar’ın ismini geçen hafta içinde Macar milli takımına davet edildiğinde duydu. Ama 23 yaşındaki genç sağ bekin dünya futbol kamuoyuna kendini tanıtış öyküsü 5 ay öncesine, 5-3’lük kült Hollanda-Macaristan müsabakasına dayanıyor.
29 Mart 2011 akşamı Amsterdam Arena’da oynanan Hollanda-Macaristan maçının üstünde Avrupa medyasının fazla bir ilgisi olduğunu söylemek güçtü; çünkü daha dört gün önce Portakallar rakiplerini deplasmanda dörtlemişlerdi. O gün Türk spor kamuoyunun da (sonradan rakibimiz olacak Macarlar’ı) izlemesi zordu, zira biz de aynı gece Kadıköy’de Avusturya’yla bir kader maçına çıkmış ve bu müsabakada galibiyete Arda ve Gökhan Gönül’ün golleriyle ulaşmıştık.
O gece Macarlar, müsabakalarına ilgi göstermeyen Avrupalılar’ı mahcup ettiler ve Hollandalılar’a karşı yakın tarihlerinin en umut verici direncini ortaya koydular: İkinci yarının başında öne geçtiler, son çeyrek saate 3-3’lük beraberlikle girdiler ve belki de 2014 elemelerinde bize karşı çıkaracakları güçlüklerin temellerini o gece Amsterdam’da attılar.
Bugün kıtanın en iyi sağ bekleri arasında olan Gökhan’ın Avusturya’ya karşı gol attığı dakikalarda, ondan 3 yaş küçük mevkidaşı Macar Pal Lazar da hayatının en önemli müsabakasına ilk 11’de başladı. Macar takımında o gün Liptak cezalıydı, bu durum genç Lazar’a Arena’da Ibrahim Afellay’in karşısına ilk 11’de çıkma şansı tanıdı. Daha önce U21’de ve İsveç karşısında A milli takımda az sayıda üst düzey resmi müsabaka tecrübesi olan Lazar, Hollanda önünde çok iyi bir oyun ortaya koyarak bugün Macar futbolunun en fazla umut bağlanan futbolcuları arasına ismini yazdırdı.

Macar 1. Ligi’nde çıkış yaptığı son 3 yılı Videoton’da geçiren Lazar, 2010-2011 sezonunda takımının şampiyon olmasına da büyük katkı sağlamış. Daha 18 yaşında kısa bir Romanya tecrübesi olduğu için de Samsun onun ilk yurt dışı macerası değil… Zaten gerek Hollanda gerekse İsveç önünde büyük yıldızlara karşı soğukkanlılığıyla dikkat çekti; Süper Lig’de de Simao, Ozan İpek ya da Dia gibi yıldızların önünde sorun yaşamayacağının izlerini sergiledi.
Lazar’ın defansif özellikleri hemen hemen eksiksiz; Fatih Akyel’in gençliğini hatırlatan bir sürati var. Kaybettiği topların arkasından hızla gelip kazanan oyuncuları Süper Lig’de uzun zamandır izleyemiyorduk, galiba bu yıl seyredeceğiz. Hava hakimiyeti de iyi, ki bu özelliği özellikle Anadolu takımlarını karşı karşıya getiren ve üst katlardan çok daha iyi izlenen Süper Lig maçlarında ona çok yardımcı olacak. Süper Lig’de yaşayacağı tek handikap kendisine aşırı güveni olabilir; çünkü hemen hiçbir topu hedefsiz vurmamaya çalışıyor, savunmadan pasla çıkmaya gayret ediyor. Ligin ilk haftalarında böyle riskler alıp birkaç top kaybederse kötü bir başlangıç onun moralini bozabilir.

TRANSFERDE SAMSUNSPOR

Samsunspor’un (birçok muadili gibi) Süper Lig’e çıkar çıkmaz teknik adam değişikliği yapması olumsuz bir puan. Ama Türkiye’ye getirdikleri teknik adam heyecan verici… Vladimir Petkoviç’i geçen sezon Young Boys’un başında Fenerbahçe’ye karşı oynattığı agresif ve arzulu futboldan tanıyoruz ki Samsunspor’da da böyle bir düşüncesi olacağını gelir gelmez beyan etti Boşnak Hoca…
Petkoviç, Bern ekibiyle geçen sezon İsviçre Ligi’ni üçüncü sırada bitirirken zaman zaman 4-2-3-1 zaman zaman da 3-4-3 formasyonunu uyguladığını biliyoruz. Petkoviç’in bu yılki kadrosunda da hem tecrübeli stoper/sol bek Andre Bahia, hem de geçen sezon Bank Asya 1. Lig’in adından en fazla söz ettiren iki genç savunma oyuncusu Kemal Tokak ve Saffet Gurur Yazar olduğu düşünülürse Boşnak Hoca’nın defansta birtakım denemeler yapması muhtemel…
Petkoviç hücumu üçlü kurmayı denerse de alternatifleri gayet iyi. Dörtlü orta sahanın göbeğinde Murat Yıldırım da, Selim Teber de hücuma olumlu katkılarıyla tanınan oyuncular… Onların önünde yine geçtiğimiz yıllarda Bank Asya 1. Lig’de isimlerinden çokça söz ettiren (Emenike benzeri) Simon Zenke ve (Tuncay Şanlı benzeri) Burak Çalık gibi çabuk oyuncular olacaklar. 1989’lu Nijeryalı forvet Ehiosun da 2011’deki çıkışını sürdürürse Petkoviç’in hücumda değişik alternatifler denemesi mümkün…