2012’de yokuz. FIFA sıralamasında 12’nci basamakta oturan (Arjantin’le kafa kafaya, Fransa’nın üstünde olan), tarih boyunca sadece bir Avrupa Şampiyonası, bir de Dünya Kupası kaçıran Hırvatlara elendik. Hiç play-off kaybetmemiş bir takıma geçildik. Tabii ki çok üzüldük, ama bu işte büyük bir olağanüstülük varmış gibi davranmak da anlamsız…
Türk spor medyası olarak illa bir olağanüstü başarısızlık bulma zorunluluğumuz varsa belki şunla idare edebiliriz: 1996-2002 döneminde 4 büyük turnuvanın üçüne gitmiştik. 2002-2012 periyodundaysa 5 büyük turnuvanın tam 4’ünü ıskaladık. Bu süreçte Güneş’i kovduk, Yanal’ı kovduk, Terim’i kovduk, dün de Hiddink’i kovduk. Şimdi iki yıl sonra kovacak yeni bir hoca arayışındayız. Bari onu henüz kovmamışken önce şu önümüzdeki 2 yıllık sürede ne yapabiliriz, ona kafa yoralım biraz…
Oyuncu havuzu
Şu anda en büyük meselemiz oyuncu havuzumuzun kısıtlılığı… Kimse birbirini kandırmaya çalışmasın; İstanbul’daki Hırvatistan maçı öncesi 11’e itirazı olan neredeyse yoktu. Ben de 11’in 10’unu onaylıyordum, tek çekincem Sabri’nin (Gökhan’ın yerine) bekte değil, orta sahada oynamasıydı.
Kabul edelim ki; milli takımı 4 büyüklerde düzenli forma giyen topu topu 20 yerli+üç beş lejyonerden kurma zorunluluğumuz olduğu sürece de bu 11’lerin dışına çıkmamız zor. O zaman yeni dönemde kurulacak teknik kadronun bir biçimde bu havuzu büyütmesi gerek.
İkinci nesil bitti
Zaten üst üste iki turnuvaya gidememişiz… Birinci altın neslimiz (Hakan-Abdullah-Sergen-Tugay ve arkadaşları) 2004’te görevlerini tamamlamışlardı, ikinci altın jenerasyonumuzun (Tuncay, Nihat, Volkan, Emre, Servet, Altıntoplar ve arkadaşlarının) da hizmetlerinin sonuna geldiğini artık hissetmemiz gerek. Gidebileceğimiz en yakın büyük turnuvada (2014’te) Aurelio 37, Emre 34, Volkan, Servet, Selçuk 33, Egemen, Hamit, Halil 32, Hakan, Umut 31 yaşlarında olacaklarsa artık bizim üçüncü altın neslimizi aramamızın zamanı gelmiş gibi…
Aslında Hiddink Azerbaycan hezimeti sonrası yeni nesil için düğmeye basmış, Hollanda hazırlık maçı kadrosuna 9 yeni oyuncu davet etmişti. Hiçbiri Hırvatistan kadrosunda yoktu. Hatta Avusturya maçına 1985-1990 doğumlu 7 üçüncü nesil futbolcuyla başlamıştık; sonradan Aureliogillere geri döndük. Belki de Hiddink’in sonunu getiren esas problem de bu.
U21 takımı
Herkes Hiddink’in Süper Lig’de az maç izlemesinden yakınıyor; bense ümit milli takım tribünlerinde çok nadir gözükmesinden hep rahatsızlık duydum. Almanlar A milli takımlarında U21 formasından geçmemiş oyuncu istemiyorlar; bu oranın yüzde 90’ın altına düşmesini eleştiriyorlar. İngilizler dünya şampiyonu İspanya önünde son yarım saatte Rodwell(1991)-Welbeck(1990) ileri ikilisiyle oynuyorlar. Bizim ümit takımsa yukarıya oyuncu veremediği gibi sistemi bile A millilerle aynı değil! A milli takım Hiddink’le 4-3-3 oynuyor, Çetiner’in İtalya maçı formasyonuysa (on numaralı, Furkan’lı) 4-2-3-1!
Genç yaş gruplarındaki turnuvalarda başarılı olduğumuz konusu da şaibeli. U17 ve U19’da (iyi jenerasyon yakaladığımızda) parlamalarımız var ve iş U21’e gelince (yani biraz organizasyon becerisi, biraz takım olmak gerekince) duvara tosluyoruz. 21 yaş altı kategorisinde bırakın kupa kazanmayı, Avrupa Şampiyonası finallerine dahi tam 12 yıldır gidemiyoruz! Tarihimizde de U21 Avrupa Şampiyonası sayımız sadece bir!
E tabii elin Alman’ı o işin direktörlüğüne (Bundesliga şampiyonu, UEFA finalisti) Sammer’i getirip onu 6 yıl orada tutabilirken; sen kendi direktörünü saçma sapan bir zamanlamayla kovuyorsan… Üstüne altyapı yönetimini teslim ettiğin bir başka hoca anlaşılmaz bir sebeple 10 gün sonra televizyonda yorum yapmaya dönüyorsa, Almanlar’ın oradan ürün alması, senin de alamaman çok doğaldır…
Süper Lig ve ikinci lig
Gerçi Türkiye’de artık o oyuncuları ümit milli takımda yetiştiremiyorsan bile Süper Lig kulüplerinden toplama şansın var! Bu, gurur duyduğumuz bir konu. Son İtalya maçına çıkan 11’imizin 9’u (Serdar Aziz, Semih, Musa, Sefa, Necip, Alper, Özgür, Furkan ve Muhammet) Süper Lig’de düzenli 11’de oynayan adamlardı. Öyleyse yeni milli takım antrenörünü bir biçimde ümitlerle koordineli olmaya zorlamak gerek. Belki Piontek+Terim (ya da Derwall+Denizli) örneklerinde olduğu gibi iki yıllığına Lucescu+Avcı (sonra tek başına Avcı) formülü, A milli takıma bu güzel 90-92 jenerasyonunu da kazandırabilir.
Ayrıca yeni hocaya Süper Lig’de sezonda 50 maçı yerinde izleme şartının yanı sıra ikinci lig tribünlerinde de zaman zaman bulunma talebi iletilmeli. Her profesyonel oyuncu milli takım kurmaylarının kendisini izlediğini hissetmeli. Yine İngilizler’in İspanya karşısında kulübesinde bir ikinci lig oyuncusu oturduğunu da unutmamalı.
Avrupa doğumlular
Yeni hocaların izlemesi gereken bir diğer maç grubu da tabii Avrupa’da… Hiddink’in gitmesine en çok üzüldüğüm konu da bu. Biz 2005-2010 sürecinde Özil, Serdar Taşçı, Gökhan İnler ve Eren Derdiyok gibi Salı gecesi direkt 11’e koyabileceğimiz adamları yitirdik; sonrasındaysa Ömer Toprak, Mehmet Ekici, Tunay Torun, Gökhan Töre gibi yeni A milli oyuncular kazandık.
Yeni antrenörümüz Avrupa’da bizzat çalışmalı. İşi Avrupa yetkilisi bilmem kime bırakmamalı. A milli takım antrenörü, Almanya doğumluyu Almanya’da, Hollanda doğumluyu Hollanda’da izlemeli, direkt temas kurmalı.
Hiddink ayrılmamış (direktörlük, danışmanlık gibi başka bir pozisyona daha düşük ekonomik koşullarla kaydırılmış) olsaydı; yeni genç hocamızla da iki yıl birlikte çalışır, hem sorumluluğu paylaşır hem de Avrupa’da futbolcu takibimizi sürdürürdü. Bu durumda bu iş Lucescu+Avcı’ya (ya da Luce+Sağlam veya Luce+Kafkas’a) bölüştürülse keşke…
Dank u (Teşekkürler) Hiddink
Aydınlar ve ekibinin acele etmeden, iyi düşünerek bir karar vereceklerine eminim. Öncelikle Hiddink’e (ve ekibine) teşekkür edelim, sadece Salı akşamki Sinan ve Ömer bile bence 10 yıl boyunca sakin Hollandalı’yı bize hatırlatacak. Sonra lütfen milli takım problemimizi çözmek için doğru soruları soralım. Bizim esas sorumuz “Hoca olarak kimi getirsek?” değil, “Getirdiğimiz hocadan ne istiyoruz?” olmalıydı… Bir türlü doğru yanıtları bulamamızdaki esas sorun cevap verenlerde değil; doğru sualleri soramayanlarda sanki…
*********************************************************
Uğur Meleke resmi facebook sayfası: facebook.com/ugurmeleke
Uğur Meleke resmi twitter sayfası: twitter.com/ugurmeleke
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS