Galatasaray’ın 8 hafta sonunda ligin geri kalanından hem puan, hem de oyun olarak ayrıştığını söyleyebiliriz rahatlıkla. Şu anda ligin en iyi takımı Galatasaray. En iyi ikinci takımı da Galatasaray. En iyi üçüncü takımı da öyle. Beşiktaş, Fenerbahçe, Trabzon ve Başakşehir ilk 8 hafta itibariyle bayağı geride kaldılar bu sezon. Ligde farkı yaratan en önemli faktörse kesinlikle Gomis. Galatasaray’ın en ucunda oynuyor, ama sarı-kırmızıların oyununun merkezi de, beyni de o. Takımı kendine koşulladığında, top alabildiğinde bütün çehreyi değiştiriyor, her maçı kazanabilecek karakteri ortaya koyuyor. Dün akşam da ikinci yarıda oyuna ağırlığını koyup sonucu belirledi zaten.
Yalnız Tudor’un ilk gol gelene kadar olan bölümü de iyi analiz etmesi gerek, çünkü çok önemli bir zaafları çıktı yine ortaya. Galatasaray’ın rakipleri önde bastığında sarı-kırmızılılar afallıyorlar. Baskıyı gören Fernando stoperlerin içine, hatta arkasına kadar giriyor; o geriye yaslanınca orta saha da yaklaşıyor, Galatasaraylıların kat etmesi gereken mesafe 70-80 metreye çıkıyor. Türk futbol dünyasının artık şunu iyice öğrenmesi gerek: Futbolda oyunu orta sahalar değil, stoperler kurar. Stopere baskı varsa bekler çizgilere açılır, alanı genişletir. Her baskı gördüğünüzde ön liberonuz top almak için kalecinize kadar yaklaşırsa saha içi alan paylaşımı sakatlanır, ortaya da dünkü ilk 55 dakika gibi arızalı bir oyun çıkar.
Tudor bu görüntüyü sahaya Selçuk’u sürerek çözmeyi denedi; Rodrigues’in çıkışıyla Galatasaray 4-3-2-1’e döndü. Selçuk orta alanı üçlerken, Belhanda-Feghouli ikilisi Gomis’in arkasına yerleştiler. Selçuk’un Galatasaray’ın oyun kurma becerisini geliştirdiğini söylemek gerek. Selçuk oyuna girdiğinde bu kez kaptanlık bandı ya da penaltı krizi çıkmaması olumlu. Futbola odaklanınca, ilk golde de katkı verdi tecrübeli oyuncu.
Dün esami listesini gören hemen herkes Linnes’in yerine Tarık’ın varlığını garipsedi sanırım. Bu seçimin nedeniyse, 21 kişilik kadrolardaki 12 yabancı sınırı idi. Ancak bence Linnes’e yapılan büyük bir haksızlık var, sezona gayet iyi başlamıştı zira Norveçli. Formasını Latovlevici’ye kaptırması bile anlamsızken, bir de ilk 21’in dışında kalması, adil bir karar değil bence.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS