Nisan sonu/Mayıs başlarında tüm futbol ülkelerinde bu ve benzeri öyküler yaşanır: İddiasız ekip sayısı artmaya başlar, özellikle takımı küme düşmeye yaklaşan oyuncuların bireysel olarak ligde kalmak için son çırpınışları izlenir.
15 yıl önce İlyas Tüfekçi’nin Zeytinburnu’su da, yakın geçmişte Bülent Korkmaz’ın Erciyes’iyle Ergün Penbe’nin Hacettepe’si de düşerken birçok takımın canını yakmış, bir sürü futbolcuları da Süper Lig’de devam etmişlerdir. Yine şu son iki haftada Buca’yı, Ankaragücü ve Fenerbahçe karşısında öne geçiren bireysel performansların altında da biraz bu duygu vardır: “Takımım düşse bile, acaba ben ligde kalabilecek miyim?”
İkili averaj hesapları sürdüğü için matematiksel olarak yüzde yüz netleşmemiş olsa da, lige veda edecek 3 takımın son dörtlü içinden olacağını söylemek herhalde iddialı bir tahmin sayılmaz. Bu takımların içinden de Musa, Orhan ya da Erman gibi Süper Lig tecrübelileri (kendi kulüpleri küme düşerse) tabii ki transfer yapabilirler. Peki Sivas, Buca, Konya ve Kasımpaşa dörtlüsünden hangi genç ya da -nispeten- yeni oyuncular ligde kalmaya daha yakınlar?
10) Kamil Grosicki (Sivasspor)
Devre arasında Sivas’taki karışık transfer trafiğinde muhtemelen çok fazla dikkat çekmeyen bu Polonyalı, ikinci yarıda takımını ligde tutan bir numaralı faktör olmayı başardı. 1988 doğumlu kanat oyuncusu, 13 haftada 5 gol ve 2 asistle özellikle Şubat’ta takımının kaderine doğrudan tesir etti. Onun yetenekleri aslında Amrabat ve Popov’dan aşağı değil. Dikine kaleye gidebilen, çaprazdan sert şutlar atabilen soğukkanlı Grosicki’nin en önemli eksiğiyse sezon içi istikrarsızlığı… Bir maçın içindeyse o müsabakayı tek başına kazandırabiliyor; o gün kafası sahada değilse takımını 10 kişi oynatabiliyor. Belki de şu anda bir büyük takımda olmamasının nedeni de bu.
9) Samet Bülbül (Bucaspor)
1991 doğumlu orta saha oyuncusu Samet, devre arasında Beşiktaş’tan Buca’ya bir buçuk yıllığına kiralanmıştı. Özellikle kupadaki Gençlerbirliği ve ligdeki Kasımpaşa maçlarındaki performanslarıyla dikkat çekti, topla iyi münasebeti neden U19 milli takımına seçildiğinin göstergesi gibiydi.
Buca’daki istikrarsızlıklar sonrası çok forma şansı bulamadıysa da Samet, gelecek yıl kazanacağı tecrübelerle Beşiktaş’a olmuş bir oyuncu sıfatıyla geri dönmeye aday.
8) Peter Grajciar (Konyaspor)
1983 doğumlu Slovak, Ziya Doğan döneminde ağırlıklı sol açıkta, Yılmaz Vural döneminde ileri ikilide oynadı. Kontr atağa yatkın, seri futbolcu. Sadece 24 gol atmış Konyaspor’da 6 sayı/4 asistle skor yükünün neredeyse yarısını üstlendi. Doğan döneminde zaman zaman kenarda oturmasının nedeniyse, savunmaya katkısının azlığıydı.
7) Halil Çolak (Kasımpaşa)
Vural’ın Hollanda 2. Ligi’ndeki iyi performansı sonrası transfer ettiği Halil, esas forma şansını Çapa döneminde buldu. Son 10 haftada (kanat hücumcusu ya da santrfor arkası oynamasına rağmen) 4 gol attı.
1988 doğumlu genç oyuncu, dikine paslarda ve gol vuruşunda dikkat çekici işler yapmasına rağmen (belki de biraz kilo fazlası olduğu için) bazı pozisyonlarda ağır kalabiliyor.
6) Ziya Erdal (Sivasspor)
Listedeki adamlar içinde belki de forma şansını en zor yakalayabilen oydu. Sol bekte önünde bir Sivas efsanesi olan Hayrettin ve güçlü alternatifi Murat varken formayı yakalamak, üstelik de bırakmamak çok büyük başarı. Sivas altyapısının nadir ürünlerinden 1988 doğumlu Ziya öyle iyi gitti ki, Hayrettin’i sakatlıktan döndüğünde stoperde oynamaya mecbur etti!
Defansif olarak üst düzey sorumluluk sahibi, istikrarlı bir oyuncu. Eğer ofansif özelliklerini de geliştirirse bu ligde uzun yıllar adından söz ettireceğe benziyor.
5) Kâmil Ahmet Çörekçi (Bucaspor)
Aybaba’nın gençlere verdiği şansı en iyi kullanan belki de 1992 Londra doğumlu Kâmil oldu. Millwall’dan ön libero olarak gelmişti, sağ bekte şans bulunca oraya yerleşti. 18’inci haftada Simao’ya karşı gösterdiği performansla dikkat çekti. Eğer ligin kader maçında Sivasspor’a karşı 25’te kırmızı kart görmeseydi onun için (ve belki de takımı için) bu, rüya gibi bir sezon olacaktı.
4) Hüseyin Kala (Kasımpaşa)
Vural’ın Beypazarı’ndan transfer edip ilk yarıda bolca forma şansı verdiği 1987 doğumlu Hüseyin, gerek orta sahanın göbeğinde, gerekse kanat hücumcusu olarak gösterdiği iyi performanslarla dikkat çekti. Gol attırmayı sevdiği kadar kaleye gitmeyi de öğrenirse ligde kalma şansı artacak yetenekli bir futbolcu.
19 maçta 1 gol-4 asist üreten Hüseyin’in bir diğer özelliği de hareketli oyunda uzaktan çerçeveyi bulan şutlar atabilmesi.
3) Ricardo Pedriel (Sivasspor)
Ülkeye Giresun’dan giriş yapan 1987 doğumlu Bolivyalı milli oyuncu Pedriel, M.Yıldız-Kamanan gibi güçlü rakiplerinin arasından sıyrılıp çabukluğuyla Sivas 11’inde kendine yer buldu. 22 maçta 8 gol-2 asist gibi çok iyi bir istatistik yakaladı. O da kontr atak oynayan takımların her zaman tercih edeceği, ligimizde uzun yıllar kalabilecek dolaşan tipte bir santrfor oyuncusu.
2) Ali Dere (Konyaspor)
1992 doğumlu genç milli kanat hücumcusu. Bu sezon işleri pek iyi gitmeyen Konya seyircisinin de belki tek tesellisi. Gerek sürati, gerek arzulu oyunuyla şehrinin trafik plaka kodunu taşıyan 42 numaralı formayı hak eden bir performans gösterdi. Manisa’da attığı slalom golü, belki de bu sezonun en iyilerinden biriydi.
Ama Kayseri’de attığı goldeki gibi egoist davranmaktan vazgeçmesi gerek.
1) Torriç Jebrin (Bucaspor)
Listenin sürpriz bir numarası Gana’dan… 1991 doğumlu 174 santimlik küçük dev adam, sadece 4 maçlık performansıyla bizi kendine hayran bıraktı. Orta sahadaki çalışkanlığı ve top kazanma arzusu Theo Weeks’i hatırlatıyor, ama yetenekleri onun çok önünde.
Uzaktan şutları (Karabük’e attığı gibi) etkili. Aklıyla oynuyor, Fenerbahçe önünde Abdülkadir’e yaptığı asist çok klastı. Bu performansıyla sanki (takımı düşse bile) ligde kalmaya en yakın isim o.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS