Aslında ligin lekesiz olduğu her belirtildiğinde üzülüyorum, üstelik de bu cümleler yıllardır Türk futbolunda şaibe yaygaralarını dillerine dolayarak halkı zehirlemiş olanların ağızlarından çıktıkça daha da rahatsız oluyorum… Zira siyasetin namuslu olması nasıl bir erdem değil gereklilikse, ligin de temizliği/şaibesizliği olağan üstü bir nitelik değildir, doğası gereğidir, sıradandır… Ama önceki hafta sonu İngiltere’de 4 küme düşme adayı takımın (Hull, Sunderland, M’brough ve Newcastle’ın), 4 iddiasız ekibe karşı (şampiyon M.United, ikinciliğe tırmanması imkânsıza yakın Chelsea, iddiasız West Ham ve 5’inci ya da 6’ıncı olması durumunu değiştirmeyen A.Villa’ya karşı) ligin son haftasında oynadıkları 4 maçın özetlerini dönüşümlü izleyince bir iç çekmiştik doğrusu… Zira o 4 iddiasız takımın 4’ü de, küme düşme adayı 4’lüye karşı galip gelerek sıralama hiç değişmeden ligin bitmesine neden oldular…
Aradan bir hafta geçti, bizdeki son hafta maçlarının da neredeyse İngiltere kadar heyecanlı geçmesi ile gurur duyduk… 2006-2007’nin son haftasında Antalyaspor’u deplasmanda mağlup ederek küme düşmesine neden olan iddiasız G.Birliği, bu kez madalyonun diğer yüzündeydi… Eğer cumartesi akşamı Djiheoua 72’nci dakikada Ankaragücü’ne o güzel golü atmasaydı; bu kez kurtulan Antalya, düşen G.Birliği olacaktı…
Tüm sporculara, antrenörlere ve hakemlere bu harika sezonu bize yaşattıkları için şükranla…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS