Yaklaşık iki sene önce bir teknik direktör ve bir MHK eski başkanı ile katıldığımız bir panelde, Darüşşafaka öğrencisi o küçük kız çocuğunun sorduğu soru aklımdan hiç çıkmıyor: “Tamam spor yapın, kulüplere gidin kaydolun filan diyorsunuz da, bu sizin söylediklerinizi ancak yetenekli ve paralı olan çocuklar yapabiliyor. Benim öyle üst düzey bir yeteneğim yok, bir kulübe gitsem beni lisanslı oynatırlar mı ki? Üstelik o lisans işleri, formalar, eşofmanlar için birtakım masraflar da yapılması gerekiyor. Benim param ve yeteneğim yoksa, nerede kiminle spor yapacağım söylesenize bana?”…
İşte bu yüzden, ben bu federasyonun “Türkiye futbolu kucaklıyor” projesine o küçük kız çocuğunun bana öğrettiklerinden yola çıkarak bakıyorum… Yani “Türkiye Futbol Federasyonu tabana inerek yetenekli sporcular bulacak ve bunlar da milli takımı dünya şampiyonu yapacak” kısmı çok cazip gelmiyor bana… O yirmi milyon euroluk yatırımın sonunda o küçük kız çocuğunun futbol oynaması sağlanırsa, o zaman bu milletin tekâmülü için bir şeyler yapmış olacağız belki.
TFF Futbol Geliştirme Merkezi’nin söz konusu projesi üç ayaklı… Birincisi, 13-14-15 yaş grubu çocuklar için oluşturulan Akademi Ligleri… Federasyon, hem Süper Lig ve TFF 1.Lig kulüplerini akademi takımı kurmaları için teşvik ediyor, hem de bu ligleri 7 bölgeye yaymak için uğraşıyor. Akademi liglerinde çocuklara bağırarak çağırarak değil, sevgiyle şefkatle bir şeyler öğretmesi beklenen teknik direktörler, geçtiğimiz aylarda Silivri’de eğitim gördüler ve onların maaşları TFF tarafından ödeniyor. Burada amaç hem iyi futbolcu, hem de iyi insan yetiştirmek…
Projenin ikinci ayağı, öğrencilere futbolu sevdirmek… 15 gün önce Milli Eğitim Bakanlığı ile protokol imzalandı, amaç, 30-35 bin ilköğretim okulundan birer öğretmene “Herkes için Futbol Antrenörlüğü”, öğrencilere de futbolcu lisansı vermek… Böylece her zaman Hollanda’yla, Belçika’yla kıyaslayıp utandığımız 225 bin lisanslı futbolcu sayımızı 1 milyona çıkarmak… Tabii bu yeni lisans verdiğimiz çocukların top oynamak için tesise ihtiyacı var, onun için de bir protokol yapıldı, GSGM halı sahaların denetimini TFF’ye devrediyor… Amaç, bu halı sahaların âtıl saatlerini değerlendirmek, buralarda bu çocuklara futbol oynatmak…
Projenin Avrupa Birliği fonundan faydalanması umulan ayağı, üçüncü ayak, ağırlıklı olarak doğu ve güneydoğu illerini ilgilendiriyor. Hedef, bu bölgede stadyumu olmayan kentlere 5-6 bin kişilik suni çimli sahalar yapmak. Bu sahalarda hem “HİF”” lisanslı öğrencileri, hem de profesyonel takımları oynatmak…
TFF Futbol Geliştirme Merkezi çok hızlı yol alıyor, MEB ve GSGM ile protokoller yapıldı, şimdiden HİF hakemliği için de, HİF antrenörlüğü için de binlerce başvuru var. Hakem olmak için, E lisanslı antrenör olmak için futbol oynamış olmak gerekmiyor. Gerçekten futbolu seviyorsanız, bu çocukların maçlarını yöneterek, mahalle takımınızda antrenörlük yaparak işe başlayabiliyorsunuz…
* * *
Bu arada, o gün Darüşşafaka Lisesi’ndeki panelde o küçük kız çocuğunun sorusunu cevaplamaya çalışan MHK eski başkanı, bugünün TFF Futbol Geliştirme Merkezi Direktörü Ahmet Güvener’di… Ne mutlu bize ki, yıllar sonra başka küçük kız çocukları bu soruları sorduğunda, gururla verecek yanıtlarımız olacak…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS