Aykut Kocaman, Alex sonrası dönemin en uyumlu, en telepatik on birini buldu; bu on bir Eskişehir’de isyan etti, Marsilya’da zafer kazandı. Ama 8 gün içinde üçüncü üst düzey rakip Gençlerbirliği önüne de (tek bir mecburi değişiklik dışında) aynı on birin çıkmasını beklemiyordum doğrusu.
Bu 8-9 gün içinde üçer maç oynayan Avrupalılardan Marsilya 16, Galatasaray 18, Manchester 20 farklı oyuncuya ilk 11’de yer vermişler. Fenerbahçe’ninse Eskişehir-Marsilya-G.Birliği sürecinde ilk 11’de çıkardığı oyuncu sayısı sadece 12… Üstelik bu 12 adamdan Bekir, Yobo, Hasan, Raul ve Kuyt 8 günde 270 dakika sahada kaldılar. Dünkü maçın ortalarında şunu düşünmeden edemedim: Böyle bir ortam, Sezer gibi aç, Egemen-Topuz gibi geri dönüş yapmış isimlere forma vermek için uygun sayılmaz mıydı?
Aykut Hoca da başlangıçta yapmadığı değişikliği fazla bekletmedi, istim üstündeki Sezer’i 60’ta oyuna sürdü. İştahlı Sezer, girer girmez orta sahaya hareket getirdi; Meireles’in golü öncesi de iki al-ver yapıp faulü kazandıran adamdı zaten. Bu noktada aslında hem Sezer’i Mehmet’le değiştirip risk alan Kocaman’a, hem de benzer bir işi Oktay/Özgür hamlesiyle yapan Çapa’ya parantez açmak lazım sanırım. Ordu maçı gösterdi ki Fenerbahçe orta sahasının üçüncü bölgeye rahat girmesine izin verirseniz 20-25 metrelerden sizi penaltı atar gibi zor durumda bırakabiliyorlar. Oktay/Özgür hamlesi o açıdan riskliydi doğrusu… Aykut Hoca da Sezer’i erken sokarak Meireles’in o faturayı kesmesine ortam sağladı diyebiliriz sanırım. Meireles’in golü de maçı fiilen bitirdi zaten.
Dün harika bir ikinci yarı oynayan Fenerbahçe’nin aslarının hemen hepsi yorgunlukla savaşıyorlar, ama özellikle bir futbolcunun altını çizmek gerekir sanırım: Biyonik Gökhan, belli ki üst üste maçlar oynamanın (fizikten fazla) mental yorgunluğunu yaşıyor. Dün ilk yarıda şanssız bir çarpışma yaşadığı pozisyonda hakeme, taç atışı tartışmasında da Jimmy’ye gösterdiği reaksiyonlar biraz fazlaydı; en azından bizim alıştığımız olağanüstü beyefendi Gökhan profilinin dışındaydı.
Ama Gökhan, özür dileme erdemini göstererek neden onu sevdiğimizi bize bir kez daha hatırlattı zaten.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS