Birinciliği kazanana da, ikinciliği kazanana da çok teşekkür etmek lazım bu sezon. Çünkü bence bu sezonun kaybedeni yok. Bu olağanüstü koşullarda yılı kazasız belasız bitirdiğimiz için futbolculara, hakemlere, antrenörlere çok şey borçluyuz. Gerçi bu “kazasız belasız” lafını da kullanmaya uygun bir anda mıyız bilemiyorum, bir yılda kaza bela adına daha ne olabilirdi ki sahi! Yine de şükürler olsun, dün Volkan ile Gökhan Zan, Ünal Aysal ile Nihat Özdemir sarıldılar ya maçın sonunda, dışarıdaki muhtemel kavgaların dozajını azalttılar elbirliğiyle… Volkan’a-Gökhan’a, Aysal’a-Özdemir’e binlerce teşekkürler, futbolun gerçekten sadece bir oyun olduğunu hatırlattıkları için…
Haziran 1994 günü, 22 yaşındaki Rus Alexander Popov’un bedeni Monako’da bir yüzme havuzuna daldı. Dakikalar sonra Popov, 100 metreyi diğer herhangi bir insandan daha hızlı giderek tamamen su yüzüne çıktı. 48 saniye boyunca Popov’un her kası kasılmış, gerilmiş ve bükülmüş, ciğerleri tekrar tekrar dolmuş ve boşalmış, kalbi bedeninin her yerine 35 litre kadar kan pompalamıştı. Ne pahasına? Onu 10 yıl veya 20 yıl sonra kim hatırlayacaktır? (Rekor da 2000’de el değiştirmiştir zaten)… Artık bu düzeyde idman yapmayan Alexander, bugün 40 yaşında neye benziyordur acaba?”
“Birinin size, Avrupa’da temsilcilerinin dereceye girmek için şiddetli rekabet nedeniyle üstünkörü eğitim alan, evlerinden koparılan, kölece işleri yapmaları için kamplara sokulan, sürekli talim yaptırılan yetenekli gençleri bulmak için ülkeyi taradığı bir sistem olduğunu söylediğini farz edin. Şanslı olanların devam ettiği, işverenler tarafından alınıp satıldığı bir kontrat sistemine bağlandığı… Başarılı ve parlak olanların çok iyi para kazandığı, ama ikinci sınıftan olanların 30’larında kendisini posası çıkmış ve işsiz olarak bulduğu… Bu, başka bir sanayide olsa ağır protesto uğultularına neden olmaz mıydı?”
Bu sütunun dikkatli takipçileri bu öyküyü hatırlayacaklardır. Ama bugünün tam da bu hikâyenin günü olduğunu düşünüyorum yine: Bugün şampiyonluk sevinciyle sokağa dökülenlerin de, ikincilik tesellisiyle evine dönenlerin aklının köşesinde bir Popov öyküsü olması umuduyla…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS