Bizim zamanımızda Anadolu Lisesi sınavları ilkokul beşinci sınıfın ardından yapılıyordu ve tercihlerle ilgili birtakım kısıtlamalar vardı. Benim de yolum, bu kısıtlamalar nedeniyle aslında hayatımın en güzel bir buçuk yılını geçirdiğim ama yatılı okuduğum için ayrılmak zorunda kaldığım Ankara Atatürk Anadolu Lisesi’ne düştü. Ailem beni İstanbul’a nakil ettirmek isteyince, bu kez hayalim Kadıköy Anadolu Lisesi idi. Ama olmadı maalesef. Şimdilerde o bölgede oturmama rağmen, belki de gerçekleşmeyen hayalim nedeni ile, Kadıköy Anadolu Lisesi’nin kapısından hiç girmedim içeri.
Ta ki geçtiğimiz Salı gününe kadar… Çağdaş müdürleri Nuri Ekiz’in yol göstericiliğinde Türkiye’nin en büyük lise festivali Kalfest’i gerçekleştiren KAL öğrencileri, Mehmet Demirkol’la beni, bir söyleşi için davet etme nezaketini gösterene kadar. Hayalimdeki okulun sıralarında hiç oturamadım belki ama, bir sandalyesinde oturmak kısmet oldu yıllar sonra…
Demek ki herhangi bir şeyi gerçekten gönülden isterseniz, er veya geç, bir gün oluyormuş…
Not: Çarşamba akşamı da bu kez İletişim Yayınevi’nde idik bir başka söyleşi için.. İki ayrı mekanda iki nefis gün geçirmemizi sağlayan panel yöneticisi arkadaşlarımız Emrah Temizkan ve Kıvanç Koçak’a gönülden teşekkürler…
http://www.milliyet.com.tr/2006/06/09/spor/spo06.html
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS